Geçmişten günümüze kadar varolagelmiş bütün insanlık tarihinde, kişisel ve ya genel (devlet), gelecek hakkındaki endişe ve meraklarını tatmin edebilmek için türlü yollara başvurmuşlardır. Kuşkusuz bu başvurulanlar arasında ayakları yere en sağlam basanı göğün, yıldızların ve diğer doğa olaylarının konumları ve verdiği tepkilerdir. Gezegen ve yıldızların insanlar üzerinde sağlam bir etki bıraktığı bariz. Bunu astroloji biliminin bu denli gelişmişliğinden anlayabilyoruz. Astroloji bir "sembol" dilidir. İnsanoğlu varolduğundan beri astroloji bilimi de varolmuştur. Yani astroloji aslında bilimlerin en eskisidir.
Tıp da olduğu gibi astroloji de bilimsel gözlemler, hesaplar ve ölçülere dayalıdır. Böylece dünyanın nasıl oluştuğu konusunda bilgi sahibi olunurken, sosyal hayatta da insanlar ve doğadaki tüm canlılar arasındaki etkileşimleri bir nevi açıklayabiliyoruz. Yüzyıllar süren araştırmalar neticesinde sağlam ve geniş bir veri tabanı oluşturuldu.
Astrolojide kainattaki herşeyin birbirine bağlı olduğu kanısı vardır. Karmaşık ve birbiriyle alakasız görünen olayların, güçlü sembollerle, doğru bir astroloji bilgisiyle açıklanabilmesi mümkündür.
Yalnız dikkat edilmesi gereken bir konu vardır! Astroloji kaderimizi belirlemez. Sadece gezegenlerin hareketleriyle sizin şanslı ve ya şanssız zamanlarınızı belirleyebilir.
Gök olaylarına bakarak kehanetlerde bulunmak, özellikle de felaketleri kestirmek tarihte pek çok toplumda gözlenmiştir. Bunun ilk yazılı örneği Asur ve Babil uygarlıklarıdır. Onları takip eden diğer uygarlıklar astrolojiyi adım adım geliştirerek kullanmaya devam etmişler ve günümüzedeğin ulaşmasına önayak olmuşlardır.
Bu mevzuyu biraz daha kişileştirecek olursak ortaya oldukça değişik karakterler çıkmaktadır. Hani deriz ya "Ben bile kendimi anlayamıyorum, bir başkasını nasıl anlayayım" gibisine. Bu durumda bile Astrolojinin sağlam dayanakları olan binlerce açıklamaları var.
Doğduğumuz zaman ilk oksijeni içimize çektiğimiz andır. Hayatı içimize çektiğimiz o anı "doğum anı" olarak kabul ederiz. Ve bu andan itibaren Astrolojinin iki boyutlu bir daire içine dizilmiş hayvan sembollerinin ardında saklanan dört boyutlu dünyasını anlamak için, önce olduğunuz yere bakabilirsiniz. Bu semboller tahtası aslında bireyin kendini tanıması için ilk adım sayılabilir. Bu bahsi geçen alanın içinde 12 adet "bur." bulunmaktadır. Sırası ile: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.
Bizimle aynı konumu ve burcu paylaşan pek çok insan var. Binlerce milyonlarca bizden... Fakat aasla bizim gibi değiller. Bizimle aynı anda aynı yerde (batın) doğmuş olsalar bile aynı olmamız mümkün değildir. Zira ikizler arasındaki alım saniyeleri arasındaki farkta bile galakside herşey yerinden oynamaktadır.
Bizler de zamanın evrelerine ve değişen niteliklerimize bağlı olarak değişiriz. Her doğum anına yansıyan özel bir etkisi vardır. Astroloji de bu etkiyi ve buna bağlı süren tüm döngüleri araştırma peşindedir.
Yukarısı Nasılsa Aşağısı Da Öyle Midir?
Misafir Yazar
Yorumlar