Sözü kıymetli kılan onun hakikat olmasından çok onu seslendiren dilin sahibi ve niyetidir. Ne demek istiyorum?
Biri size kadın haklarından sizin eşinize çocuğunuza nasıl davranacağınızdan bahsederken, aynı zamanda başörtülü kadınların eğitim hayatı, iş hayatında engellenmesi için geri planda uğraşıyorsa onun hakikat gibi görünen sözlerinin hiçbir anlamı yoktur. Size dediği şey tam olarak şudur, eşine, çocuğuna sen karışma ama ben karışırım.
Şeytan da böyle değil midir? Olmayan birşeyden dolayı girmez kanınıza. Fıtraten olan zafiyetlerini kullanarak çeker seni, acabaların, günahların bilinmeyen batağına. Bir sorun var ise bunu olduğundan farklı değerlendirdiğin müddetçe onun teşhisine de tedavisine de vakıf olamayacaksındır.
Bir insan birşeyi iddia ediyor ise bunu insan aklı ile somutlaştıracak, dayanak noktası olacak verileri sunmalıdır ki, bunun sorun olup olmadığı da çözümüne dair adım da atılabilsin.
Ülkeye yapılacak nükleer santrale, termik santrallere, Hes’lere karşı çıkan adam gelmiş elektrik faturası yüksek geliyormuş onun meselesini yapıyor. Bu tip adamların peşine takılmış saflar da zulüm bu diye ağlaşıyor. O peşine takıldığınız kişilere itibar edip söyledikleri yapılmış olsa idi şu an elektriğin birim fiyatı bunun üç katı olur, o çok şikayet ettiğin dağıtım bedeli yerine de santrale gider poşet poşet alırdın. Poşet başı da 25 kuruş öder söverdin.
Bu hükümet döneminde yapılan yatırımlarla 2002 yılında %51’ini yerli kaynaklarımızla ürettiğimiz elektriği 2016 yılında %66,8’ini üretir olmuşuz. Aynı yıllar itibariyle petrole bağlı üretim %8’den %0,7’ ye, doğalgaza bağlı üretim %40’dan %32,5’e çekilmiş durumda.
Ama ne önemi var bunların. Ödediği fatura bütçesinde denizde kum hükmü olan iki üç solcuya şirin gözükmek için fatura bedeli yüksek diyin, dağıtım bedeli yüksek diyin insanları kışkırtın yeter. Buyrun neye göre yüksek? Düşük olması için nasıl bir yol haritası sunuyorsunuz?
Daha önce defalarca milleti kandırmak için yalan yanlış önergeler veren, ülkede enerjiye dair ne yatırım varsa hepsine karşı çıkan chp’nin ipliği pazara çıkartılmışken buyrun yapalım chp’nin dediklerini de haftada bir gün kullanabildiğiniz elektriğin faturası bugünküne denk geliyor mu gelmiyor mu beraber görelim.
Benim çocukluğumda evimizde buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, 1 tv, aydınlatmadan başka elektrikli alet yokken, şu an evimde bunlara ek, bulaşık makinesi, 3 adet pc, 1 adet tv, sürekli şarjda 3 adet telefon, kombi, bir dünya mutfak aleti varken aylık en yüksek ödemem 100 TL.
Ve sadece 3 adet telefona ödediğim fatura 110 TL iken, tüm bu aletlerin çalışmasını sağlayan elektriğe pahalı diyorsan, soruyorum arkadaş neye göre pahalı. Lütfen kalem kalem yazın konuşalım, üretiminden, iletimine, dağıtımına tüm adımları konuşalım. Size bir hizmet getirip de faturalandırmayan herhangi bir şirket varsa biz de bilelim. Ha bir de elektrik aboneliği zorunlu değil, koy çatıya güneş panelini kendi elektriğini üret fazlasını sat az da biz ağlayalım.
Biri size kadın haklarından sizin eşinize çocuğunuza nasıl davranacağınızdan bahsederken, aynı zamanda başörtülü kadınların eğitim hayatı, iş hayatında engellenmesi için geri planda uğraşıyorsa onun hakikat gibi görünen sözlerinin hiçbir anlamı yoktur. Size dediği şey tam olarak şudur, eşine, çocuğuna sen karışma ama ben karışırım.
Şeytan da böyle değil midir? Olmayan birşeyden dolayı girmez kanınıza. Fıtraten olan zafiyetlerini kullanarak çeker seni, acabaların, günahların bilinmeyen batağına. Bir sorun var ise bunu olduğundan farklı değerlendirdiğin müddetçe onun teşhisine de tedavisine de vakıf olamayacaksındır.
Bir insan birşeyi iddia ediyor ise bunu insan aklı ile somutlaştıracak, dayanak noktası olacak verileri sunmalıdır ki, bunun sorun olup olmadığı da çözümüne dair adım da atılabilsin.
Ülkeye yapılacak nükleer santrale, termik santrallere, Hes’lere karşı çıkan adam gelmiş elektrik faturası yüksek geliyormuş onun meselesini yapıyor. Bu tip adamların peşine takılmış saflar da zulüm bu diye ağlaşıyor. O peşine takıldığınız kişilere itibar edip söyledikleri yapılmış olsa idi şu an elektriğin birim fiyatı bunun üç katı olur, o çok şikayet ettiğin dağıtım bedeli yerine de santrale gider poşet poşet alırdın. Poşet başı da 25 kuruş öder söverdin.
Bu hükümet döneminde yapılan yatırımlarla 2002 yılında %51’ini yerli kaynaklarımızla ürettiğimiz elektriği 2016 yılında %66,8’ini üretir olmuşuz. Aynı yıllar itibariyle petrole bağlı üretim %8’den %0,7’ ye, doğalgaza bağlı üretim %40’dan %32,5’e çekilmiş durumda.
Ama ne önemi var bunların. Ödediği fatura bütçesinde denizde kum hükmü olan iki üç solcuya şirin gözükmek için fatura bedeli yüksek diyin, dağıtım bedeli yüksek diyin insanları kışkırtın yeter. Buyrun neye göre yüksek? Düşük olması için nasıl bir yol haritası sunuyorsunuz?
Daha önce defalarca milleti kandırmak için yalan yanlış önergeler veren, ülkede enerjiye dair ne yatırım varsa hepsine karşı çıkan chp’nin ipliği pazara çıkartılmışken buyrun yapalım chp’nin dediklerini de haftada bir gün kullanabildiğiniz elektriğin faturası bugünküne denk geliyor mu gelmiyor mu beraber görelim.
Benim çocukluğumda evimizde buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, 1 tv, aydınlatmadan başka elektrikli alet yokken, şu an evimde bunlara ek, bulaşık makinesi, 3 adet pc, 1 adet tv, sürekli şarjda 3 adet telefon, kombi, bir dünya mutfak aleti varken aylık en yüksek ödemem 100 TL.
Ve sadece 3 adet telefona ödediğim fatura 110 TL iken, tüm bu aletlerin çalışmasını sağlayan elektriğe pahalı diyorsan, soruyorum arkadaş neye göre pahalı. Lütfen kalem kalem yazın konuşalım, üretiminden, iletimine, dağıtımına tüm adımları konuşalım. Size bir hizmet getirip de faturalandırmayan herhangi bir şirket varsa biz de bilelim. Ha bir de elektrik aboneliği zorunlu değil, koy çatıya güneş panelini kendi elektriğini üret fazlasını sat az da biz ağlayalım.