Belki kendimize olan inancımızı yitirdik, belki de hayallerimizi yitirdik, belki de alaycı bir ifadeyle yaşlandık, en kötüsü de belki de hayallerimizden vazgeçmek için yine bir dönemeçteyiz. Ve bunlara rağmen utanç perdemizi hiç kimseye aldırmadan kaldırıp gülüyoruz belki de…
Nasıl mı? Neden birilerini mutlu etmek için sürekli bir şeyler yaparız… Birilerini mutlu etmemiz belki de hayatımızdaki engeller yüzünden mutlu olamayışımızın yansımasıdır; zaten yansımalar değil mi ya da yanılsamalar değil midir insanları sömürüye ve mutsuzluğa sürükleyen? Hayat işte anlatılacak çok şey varken şu anki gibi hiçbir şey anlatamamak belki bu durumda bir yanılsama… Yine soruyorum nasıl mı?
Mesela her zaman hayallerimin, ideallerimin çerçevesinde yaşamak istedik ve her defasında bir engel çıktı her defasında son anda bir şeyler değişti. Ne yaptığımızı bilmeden umutlarımızı öfkelerimizle yuttuk, istemeden de bir şeyler yaptık, herkes bu durumu illa yaşamıştır. Yine devam eden hayaller çerçevesinde yeni bir dönemeç; mutlu olacağımızı bilmeden ya da mutsuz olacağımızdan daha çok eminmiş gibi olaraktan, başkaları için vazgeçmek bir zamanlar karşına aldıkların için şimdiki umuda yolculuğumu sonlandırmak. Hayat işte ama ona rağmen mutsuzluk silsilesi yaşayan birilerini mutlu edebilme umudu var, yine soruyorum nasıl mı? Belki de birileri mutlu olacak ve bu mutsuzluğumuzun en büyük yansıması olacak… Onlarla birlikte mutlu olmak daha doğrusu onların mutluluğuna tanık olmakta gerçekten güzel ve yaşamaya değer olmalı umutları yutmakta yine kolay olmalı veya gerçekten unutulmalı… Kendi varlığına ve içinde bulunduğun sisteme inat mutlu olmaya çalışmak… Yine soruyorum nasıl mı?
Bir resimde Afrikalı çocuklar tv programlarında çocukların eğlenmesi, “eğitilmesi” için yapılan bir programdaki Teletabi’yi almışlar sırtlarına ve onunla mutlu olmaya çalışıyorlar… Oysaki kapitalist düzende bu programda birey nasıl olmalı, çocuklar nasıl davranmalı neleri yemeli, iş bölümü nedir? Gibi konularda yardımcı olunuyor güya, belki de o çocukların açlığının, sefaletinin en büyük nedenlerinden biri de hem o programlar hem de o program çerçevesinde bir şeylere ulaşmak isteyen bireylerin yetişip onları sömürmesidir. Hal bu belki de bu çocuklar bunu bilselerdi o oyuncağı parçalarlardı, gerçi oyuncağın parçalanması da komik olurdu… Tabi bu bir kurgulamaydı, sadece hayal dünyamda var olan gerçek bir sebep
Yine de her şeye rağmen herkesi mutlu etmek, var olan mutsuzluğuna onların mutluluğuyla tanık olmak ya da ters bir imgelemeyle onlar ile birlikte tekrardan mutlu olmak, sonuçta ne olursa olsun; hayaller gelecekler feda edilsin, mutsuz olunsun gerçek bir mutluluk için belki o zaman gerçekten her türden hayallerimizin kurulabileceği bir dünya oluşur… Her şeye inat umuda yolculuğa son vermek acı verici olsa da gittiğin yerlerde istemediğin biri olsa dahi mutlu etmek umutların önündeki engelleri açmaktır derim… Nasıl mı? Hiçbir şey yolunda hiçbir zaman gitmez ama yine de umut gerekliydi bu cümlenin ya da daha geniş bir ifadeyle; “Belki hayatımdaki hiçbir şey yolunda gitmedi Ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi!” ifadesi belki artık son buluyor yavaş yavaş istesek de istemesek de birileri yolundan ediliyor amacını gizleyip yalancı mutluluğa tanık oluyor insanlar…
UMUTLARA İNAN(AMA)MAK
Misafir Yazar
Yorumlar (3)