Çıkarsın sokağa, güneş ağır ağır günü sonlandırmaya gidiyor, hava da tam böyle kafa dinlemeliktir hani. Sokağa baştan sona şöyle bir göz ucuyla bakacak olduğun da ise manzara oldukça tanıdıktır; cıvıl cıvıl sesleriyle doldururlar sokağı çocuklar, oyunları, eğlenceleri bitmez hava kararıp anneleri sesleninceye kadar. Diğer bir tarafta ise üç beş teyze bir kapı önüne toplanıp oturmuşlardır. Aslında düşünülecek olursa şartlar onların lehinedir tamamıyla; çocuklar oynuyor az illerde göz önünde, hava da şeker tadında, ev işleriyse çoktan halledilmiş, şimdi sohbet zamanı?
Peki, ama bu kadar ne konuşurlar ki böyle derin ve ilgi çekici? Beylerin deyişiyle, memleket meselesi mi çözüyorlar, acaba? Detayına inilecek olursa bir anlamda evet memleket meseleleri konuşuluyor elbette. Bu bizim teyzeler o küçücük sokakta neler olup bittiğini herkesten iyi bilirler. Toplumun en küçük magazin birimidir onlar. Hepimiz dedikodu diye isimlendiririz onlar arasında konuşulanları. Lakin gerçekten de magazinsel olaylar döner dillerinde. Magazin kelime anlamı olarak; çoğunluğu ilgilendiren, çeşitli konulardan söz eden süreli bir yayın olarak geçer sözlüklerde. İşte teyzelerimizin yaptıkları da tam olarak bu. Bir evde çıkan kavgadan komşular etkilenmez mi?
Magazin denilen kavram yeni girmedi insan hayatına. Tarihte en bilineni M.Ö 1500’ler olarak kabul edilebilir. Antik Yunan’da tanrıların yaşamları, insanların hayatlarını da etkilediği için her zaman merak edilmiştir ve haklarında güzel senaryolar yazılmış efsaneler üretilmiştir. Mesela ünlü filozof Sokrates bir otel odasında ölü bulunan ilk ünlü olmuş. Bir diğer örnek olarak tarihin ilk büyük velayet davası; Cengizhan’dan olan sekiz çocuğunu geri isteyen eski eşi Börte, dönemine bu olayla damgasını vurdu. 322 çocuktan sekizinin Börte’ye ait olduğu çözülemeyince dava düştü!
İşte bu sırada 5N 1K girmiş magazine. En önemli sorun özneyi bulmak: Kim? Daha sonra peş peşe gelebilecek en mükemmel sorular: Ne zaman? Nerde? Nasıl? Ne için? Ve Ne? Bu soruların cevapları didiklenir durulur olay çözülene kadar. Antik Yunan’dan tanrılar ve mitolojiyle başlayan magazinin serüveni günümüze kadar sürüyor. Mahalle arasında teyzelerimizle küçük çaplı da olsa her gün duyuluyor magazinsel haberler. Gazete ve TV’lerde ise daha sansasyonel bir şekilde sunuluyor bizlere. Görsel yöntemler kullanılıyor, insanlar kimin kim olduğunu sanki hayatındaki sıradan bir insanmış gibi biliyor.
İnsan merak eden bir varlıktır. Felsefe gibi düşünsel bilimlerin doğuşu da bu yöndedir. Merak edilir, sorular sorulur, cevaplar sıralanır! Magazinin temelinde de merak yatar. Yoksa bir insan bir insanın hayatını ne yapsın kendi teraneleri yeter de artar bile. Oysa merak ediyoruz kim, nerde, ne yapar, ne eder?
Bu devran böyle gelmiş böyle gidecek. Aşağı mahallede oturan Ahmet amcanın hastalığının ne olduğunu karşı komşusu Hanife teyzeden öğrenip, geçmiş olsun dilekleri sunacağız. Hayranı olduğumuz bir sanatçı yahut oyuncunun gelmişini geçmişini internet sitelerinden okuyup, magazin haberlerinden öğreneceğiz. Magazinin mazisi akıllara durgunluk verecek derecede, tabi ona hayranlığımızda!
Hayatımız Magazin
Misafir Yazar
Yorumlar