Değerli danışanımız Melike’nin sorusu şöyle;


“17 yaşındayım, kızım. İyi bir dostluğum vardı kendi ellerimle yok ettim. Sevdiğim kişi için en yakın arkadaşlarımdan vazgeçtim. Sonucunda o beni terk etti. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Üniversite sınavıma 1 sene kaldı. Ona odaklanmalıyım biliyorum ama yapamıyorum. Annemle de sorunlar yaşıyorum. Evde işleri ben yapıyorum, mesela her gün bulaşıkları yıkama, etrafı toplama bana ait. Bugün karne günüydü herkes arkadaşlarıyla gezerken ben evde temizlik yapmak zorunda kaldım; toz aldım, süpürge yaptım, camları sildim, perdeleri taktım, lavaboları ovdum, yemekten sonra bulaşıkları yıkadım. Bilmiyorum annem belki bunları iyiliğim için gelecekte bana yardımı dokunacağı için yaptırıyor ama bu bazen bana ağır geliyor hele ki bu dönemde… Bana ağır geldiğini söylediğimde beni duymuyor sanki... İnsan der ya hayatının en güzel yılları lise yıllarıdır diye ben en kötü yıllarımı yaşıyorum, boğazım düğümleniyor ağlamak istiyorum...”


Sevgili Melike, bu hissettiğin durum ve yaşadıklarına verdiğin tepki, yaşın göz önüne alındığında normal. Umarım bir önce ki yazımızı okumuşsunuzdur. Okumadıysanız bile okumanızda yarar olacaktır.


Şuan önünde önemli bir sınav var. Ancak derslerine odaklanamıyorsun. Bunun dört nedeni var. Birincisi, ayrıldığınız erkek arkadaşınız. İkincisi kaybedilen dostlar. Üçüncüsü, annenizin sizi ev işleriyle uğraştırmasından kaynaklanan, rahat hareket edememektir. Dördüncüsü ise, yaklaşan sınavdan duyduğunuz kaygı ve stres. Bunlar dışında bir başka nedenin olup olmadığı ise uzman desteği almanızla ortaya çıkabilir.


Öncelikle bu yaşlarda erkek arkadaşlarınıza karşı çok bağlanmaktan kaynaklanan hatalar yapmışsınız. Erkeğin karakteri iyi olsa dahi –erkek arkadaşınızın yaşı da sizle hemen hemen aynı kabul edersek- erkeklerin bu dönemlerde his ve heves üzerine ilişkiler kurduğu unutulmamalıdır. His ve heves temeline kurulan ilişki ise kısa süreli olur. Bu bilinçle yeni bir dayanak noktası olarak, yeni bir erkek arkadaş bulma veya söz edilen arkadaşınızla yeniden barışmak için kendinizi yıpratmanız sadece sizi yıpratacak ve ilerleyen zamanlarda pişman edebilecektir. Bu nedenle yeni adımlar atarken bu farkındalıkla atmanız gerekir. Erkek arkadaşınızın sizi bırakmış olması durumundan duyduğunuz ruhsal sıkıntıdan kurtulmak için bir önceki yazım faydalı olabilir. Bu nedenle burada fazla yer ayırmayacağım.


En çok sizi yaralayan ise, dostlarınızı kaybetmiş olmak. Ve bu dostları kaybettiren kişinin şuan yanınızda olmamasıdır. Bu durum için daha ayrıntılı konuşmak üzere, okulunuz psikolojik danışmanından destek alabilirsiniz. Ancak fazla ayrıntılı anlatmadığınız bu durumu ben genel olarak şöyle değerlendirebilirim. Kaybettiğiniz en yakın dostunuza, pişmanlığınızı içten duygularınızla bire-bir doğru bir biçimde anlatın. Eğer o dostunuz için gerçek bir dostsanız büyük ihtimalle sizinle daha samimi olarak dostluğuna devam edecektir. Ancak dostunuzu, erkek arkadaşınızla bir duygusal bağ nedeniyle kaybetmişseniz, o zaman zarar görebilme ihtimaliniz olur bu pişmanlık ilanından dolayı… Bu durumda süreç sizi yine çok daha fazla yıpratacaktır. Bu noktada okul psikolojik danışmanınız sizi daha ayrıntılı dinleyeceğinden daha verimli bir yol haritası çizebilir.


Üçüncüsü ise size karşı annenin tutumudur. Anneniz sizden ev işlerinde yardım talep etmek noktasında haklıdır. Bu sizin içinde gelecek adına faydalı olacak bir tutumdur. Ancak anne ev işlerinde sizden yardım isterken; sizin eğlenmenize, ders çalışmanıza ve kendinize vakit ayırmanıza engel olmamalıdır. Bu durumda annenin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu da, çevrenizde anneniz tarafından sözüne itibar gösterilen –bu noktada bilinçli- bir büyüğünüzden yardım isteyebilirsiniz. Eğer çevrenizde bu bilinçte biri yoksa, annenizin tutumları ve sizin aile içinde ki profiliniz hakkında daha ayrıntılı bilgilerle siz, annenin bu durumun farkına varmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin anneniz iyi bir üniversite kazanmanızı istiyor. Sizde ders çalışmanız gerektiğini yoksa kazanmanızın güç olacağını ifade edin. Bu durumda ders çalışmanıza yüksek ihtimalle müsaade edecektir. Ancak bu öneriyi sistemli ve programlı bir şekilde yapmanız gerekir. Mesela günde 4 saat ders çalışacağım anneciğim, gibi rehberlik servisinin size öngördüğü ders saatini annenizle paylaşın. Daha sonra, kendinize ne kadar vakit ayırmanız gerektiği ve arkadaşlarınızla geçirmeniz gereken vakitleri de sistematik bir biçimde annenize ifade edin. Ancak bu planları yaparken kesinlikle rehberlik servisinden destek alarak, okul rehber öğretmeniyle birlikte hazırlayın. Bu plan yapılırken orantısız bir biçimde yani çok fazla eğlenmek ve kendinize özel vakit ayırmak açısından beklenti içerisinde olmamalısınız. Bu durum hem sizin için bundan hem de bundan sonra ki hayatınız için önemli olacaktır.


Dördüncü neden ise yaklaşan üniversite sınavınız… Bu bağlamda öncelikle kendinize bir hedef koymanız gerekmektedir. Mesela ben psikolojik danışman olacağım, demelisiniz. Ve ‘Psikolojik Danışman Melike’yi hayal ederek, Melike’nin nasıl bir psikolojik danışman olacağını düşünün. Nasıl bir danışman olmak istediğinizi görerek, insanlara faydalı olmanın hazzını hissedin. Ancak bu hayalleri aşırıya kaçırmamakta önemlidir. Çünkü aşırıya kaçması durumunda üniversite sınavını kazanmayı hayatınızda çok fazla büyütebilirsiniz. Bu durumda sınav sonrası veya sınav esnasında tehlikeli olabilir. Bu hayaller sizi ders çalışmaya motive edecektir. Bu ders çalışma ile adım adım Psikolojik Danışman Melike’ye doğru ilerleyeceksiniz. Bu aşamaları sırasıyla çözdükten sonra, kaygı düzeyinizde dengelenecektir.