İÇİMİZİ CIZ EDEN BÜYÜK BİR MESELE; ÇOCUK GELİNLER
 

Kadına şiddetin hızlı bir artış gösterdiği ülkemizde çocuk gelinler ise şiddetin bir başka kolu. Şiddetin her türlüsüne karşıyız; ama televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde sık sık karşımıza çıkan şiddet haberlerini görünce de üzülmekten başka bir şey yapmıyoruz pek.

Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili bir araştırma yapılmış ve sonuçlar oldukça ilginç, rakamın bu kadar yüksek olduğunu görünce şaşkınlığım bir kat daha arttı.  Türkiye genelinde çocuk gelinlerin sayısı 181 bini aşıyor. Türk Medeni Kanunu'na göre evlilik yaşı, 17 yaşını bitirme koşuluna bağlıdır. Türk Ceza Kanunu'na göre de resmi nikah yapılmadan evlendirilme bir suçtur. Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre de 18 yaşına kadar her insan çocuktur, korumak ve desteklemek gerekir. Oysa buna rağmen 18 yaşından küçük kızını evlendirmek için mahkemeye dava açan ailelerin sayısında bir önceki yıla göre yüzde 94,2 artış olduğu tüyler ürperten bir başka araştırma sonucu.

Yapılan bir başka araştırmada ise dünyada çocuk gelinlere en yüksek oranda rastlanan ülkeler sıralamasında, ilk sıraları Batı-Doğu-Orta Afrika ülkeleri ile Güney Asya ülkeleri alıyor. Türkiye ise Avrupa ülkeleri olarak değerlendirilen ülkeler arasında erken evlilik oranı yüzde 17 olan Gürcistan'ın ardından yüzde 14 oranıyla ikinci sırada görülüyor. Türkiye'deki verilere de yer verilen raporda, Türkiye'de 18 yaş altı evlilik yapan erkeklerin oranının yüzde 6,9 iken, bu rakamın kadınlarda yüzde 31,7 olarak görüldüğü kaydedildi. Bu evliliklerin yüzde 16,9'unun kentte, yüzde 24,6'sının da kırda gerçekleştiğinin anlatıldığı raporda, TÜİK verilerine göre de evli kız çocuğu sayısının evli erkek çocuğu sayısına oranla 14 kat daha fazla olduğunu gözler önüne serdiğine vurgu yapıldı. Raporda, Türkiye'de 18 yaşın altında evliliklerin yaklaşık yarısının okur-yazar olmayan, yüzde 31,7'sinin ise okur-yazar olan fakat hiç okula gitmeyen çocuklar tarafından yapıldığı da aktarıldı.

Rakamlar bize bunları söylüyor, peki ya rakamları bir kenara bırakıp bir de bu konuyu çocuk gelinlerin kendi dünyalarından dinlemeye ne dersiniz? İşte binlerce hikayeden sadece birkaçı:

“17 yaşında evlendim. Genç kızlara bakar özenirdim. Sokakta mahallenin genç kızları toplanmış oyun oynuyorlar. Balkondan izliyorum. Kızım 3 yaşındaydı. Eşim oyun oynayanlara nasıl baktığımı görmüş, ‘Oynamak ister misin?’ dedi O kızımıza baktı. Ben gittim oynadım, eve geldim.” Amasya.

“16 yaşında evlendim. Evde sessiz film oynanıyordu. Çocuğumuz da olmadı. Cenaze evi gibi çıt çıkmıyordu. Öyle susarak 20 yıl geçirdik, hala daha yabancı gibiyiz.” İzmir.

“15 yaşında evlendim. Erkeklerin önünde ayağa kalkıldığını bilmiyordum. Bilmediğim için ilk tokadımı yedim. 16 yaşındayken oğlumu kucağıma aldım, 23 yaşındaydım eşim vefat etti”. Diyarbakır.

“Babam öldüğünde 14 yaşındaydım. Amcalarım 2 bin 500 TL başlık parası karşılığı hiç görmediğim bir kişi ile evlendirdiler. Kocam öldü, 6 çocukla ortada kaldım. Bize Kaymakamlık ve hayırseverler baktı. Onlar da daha sonra ellerini çekti. Mecburen çareyi kuma olarak başkasıyla evlenmekte buldum.” Hakkari.

“6. Sınıftayken bir arkadaşımız vardı, derslerinde gayet de başarılıydı. Birkaç hafta okula gelmedi. Yanına gittiğimizde parmağındaki yüzüğü gösterdi. Çok üzüldük. Kendisi de istemiyordu ama ailesi 10 bin TL karşılığında kızlarını 70 yaşındaki bir adama satmıştı. 14 yaşındaydı. Birkaç sene sonra ailesini gördüm, ‘ Kızımız ilk doğumda çok kan kaybetti, şu an ölüm döşeğinde’ dediler. Ailesi o kadar pişmandı ki anlatamam. O durumdan kurtuldu. Geçen sene de babası sürekli aramasına rağmen kız bir türlü telefonu açmıyordu. Merak edip yanına gittiğinde kızını dövülmüş bir şekilde sokağın ortasında buldu. Adamın kızı burada, tekrar evlendirmek istiyor. “  Ağrı.

Az önce de bahsettiğimiz gibi binlerce hikayeden sadece birkaçı bunlar, acı gerçeği gözler önüne seren.

Bu çocuklarımız okula gitmesi gerekirken, arkadaşlarıyla oynaması gerekirken çoğu kez yaşça kendilerinden büyük olan insanlarla zorla evlendiriliyor. Çocuk yaşta anne oluyorlar. Yaşama sevinçleri, gelecek umutları, ekonomik özgürlükleri, eğitim hakları da ellerinden alınıyor. Sonuç ise şiddet, mutsuzluk ve olumsuz onlarca durum.

Geçtiğimiz son 2-3 yıl içerisinde konuyla ilgili bir projeler düzenlendi, imza kampanyaları, belgeseller, kısa filmler gibi etkinliklerle halk üzerinde farkındalık yaratılmaya çalışıldı. Umarız bu tarz projelerle sık sık karşılaşırız da okula gitmesi gereken gencecik kızlarımız gelinlik giymezler.

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…