Sürekli eleştirmek, yalan söylemek, olanı görmemek ya da görmemezlikten gelmek, farklı bir bakış yakalayamamak, amacın dışına çıkılarak yapılan söz ve davranışlar...
Herhalde bunların birçoğunu, bugünkü muhalefet partilerinde görebiliyoruz. Amaçları iktidar olmak için halkla bütünleşip, projeler üretmekten ziyade genelde bunlar oluyor.
Temelleri 1923'de atılan ve bugünde ana muhalefet konumunda olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir iktidarlık özlemi içinde olduğunu herhalde bir çoğumuz biliyordur. En son 63 yıl önce tek başına iktidar olan bir parti, acaba neden bu tarihten sonra bir daha iktidar olamadı? Son olarak Ak Parti genel başkan yardımcısı Numan Kurtuluş'un söylemiş olduğu şu sözde heralde Cumhuriyet Halk Partisi'ni bu konuda düşündürüyordur: ''Bütün partiler kapansa bile Chp %30'dan fazla oy alamaz''. Bende bu söz daha çok şunları uyandırıyor: Demek ki; Chp'nin siyaset anlayışı, ülkedeki halkın çoğunluğuna hitap etmiyor. Son genel seçimlerden de bunu rahatlıkla görebiliriz. Chp 33 il'den milletvekili çıkaramamış.
İktidar olacak bir partinin, tüm bölgelerden dengeli bir şekilde milletvekili çıkartması gerekmektedir. Fakat Chp'nin oy haritasına bakıldığında, oylarının çoğunun ülkenin batısında yoğunlaştığı görülmektedir. Doğudaki bir çok ilden ise, tarihi boyunca hiç milletvekili çıkaramamıştır. Bunu bir örnekle açıklayalım: Bugün Chp'nin İzmir'de 13 milletvekili varken, Erzurum'da ise milletvekili yoktur. İzmir'den bu kadar milletvekili çıkaran bir parti, acaba neden Erzurum'dan bir milletvekili dahi çıkaramıyor? Bence Cumhuriyet Halk Partisi'nin her şeyden önce ülkenin batıdan ibaret olmadığını bilmesi ve ona göre bir politika izlemesi gerekmektedir.
Chp'nin muhafazakar kesime karşı tutumu ise iktidara gelememesindeki bir diğer nedendir. 1950 yılına kadar ki dönemde yapılanlara bakılırsa, bunu çok daha iyi bir şekilde görebiliriz. Dine karşı kötü bir tutum sergilenmesi, harf inkılabının yapılması, ezanın türkçe okutulması, cuma namazlarında farz olan hutbenin yasaklanması, Cami'lerin yakılması ya da yıkılması, Ayasofyanın müzeye dönüştürülmesi, bunlardan bazılarıdır. Tabii bu dönemde ki yeniliklerin bir çoğu gerçek amacı dışında, farklı kalıplara konularak benimsetilmeye çalışılmıştır. Her ne kadar istatistikler gerçeği yansıtmıyor olsa dahi, sonuçta bu ülkenin %99'u müslüman! Bu gerçeğin unutulmaması gerekir. Geçmişte yapılan bu ayıpları örtmek için ise, siyaset vizyonumuzu değiştirdik, artık daha yenilikçi ve hoşgörülü bir politika izliyoruz, diyorlar. Peki bu gerçeği yansıtıyor mu? Daha geçenlerde twitter'dan Chp Tekirdağ merkezi gençlik kolları başkanı, başörtüsü için eyleme hazırlananlara ''Nankör köpekler''diye hitap edip, tweet attı. Bu nasıl bir hoşgörü politikası ben anlamış değilim. Demek ki; bu parti iktidar olsa, yine o dönemlerde yaptıklarını tekrarlayacak, izlenimi veriyor. Bu çark böyle dönmeye devam ettiği sürecede, hep Chp'nin aleyhine olacak gibi gözüküyor.
Peki Cumhuriyet Halk Partisi iyi bir muhalefet mi?
Muhalefet partisi; iktidarda olan partinin yapmadıklarını düşünerek, eksik taraflarına çözüm önerileri getirerek, ülkenin refahı için çalışan partidir. Chp'nin bu zamana kadar, ''muhalefet'' sözcüğünden anladığı ise; iktidar partilerinin evet dediğine hayır, hayır dediğine ise evet demek, olmuştur. Halbuki muhalefet olmak her konuda karşı görüş belirtmekten ziyade bazı konularda da uzlaşmayı gerektirir. Fakat bunu biz bugünkü chp zihniyetinde göremiyoruz. Bu yıl hayata geçen 4-4-4 eğitim sistemine Chp karşı çıkmıştı. Karşı çıkılması güzel, fakat Chp'nin elinde tabiri caizse el ile tutulacak bir proje olmaması şaşırtıcı. Böyle olması da, ülkemiz için hiç iyi bir gidişat değildir. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi iyi bir muhalefet olmuş olsaydı, bugün çok daha iyi bir Türkiye olacaktı. İktidarların hükümdarlık sürdüğü bir ülke değil, halkın söz sahibi olduğu bir ülke olacaktı.