Mahalle diyoruz, bir kelime ne kadar çok anlam barındırabilir ki içinde? Ya da nasıl sığar onlarca insanın hikâyesi bu naçizane kelimeye?
Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesinde insanların bir arada yaşadıkları bu alanın etkisi büyüktür. Geçmişe kısa bir yolculuk yapalım; apartmanların, internetin, hız ve popüler olma telaşının olmadığı zamanlara gidelim. Mahalleliydik hepimiz bilirdik tanırdık birbirimizi, yeri gelince kefil olurduk birbirimize. Mahallemizde cami ve ya mescit merkezimizdi; dedelerimiz, babalarımız, abilerimiz akşam ve yatsı namazlarını kaçırmaz, gelmeyenler merak edilirdi. Düğünlerimiz sokak aralarında şenlikli olurdu. Bir bacanın, bir sabah tütmemesi bizi ilgilendirir mahallece her kişi bir yardım fonu olurdu o an. Dertlerimiz, neşelerimiz, ağlamalarımız, gülmelerimiz ortaktı… Ayşe Teyze’nin salçalı ekmeği meşhurdu, yufkalarımız imece usulü açılır mis gibi de kokardı. Komşuda pişen herkese düşerdi. Mahallenin genel düzenini bozmaya kalkanlar oluyordu elbet ancak her şeyin bir usulü vardı. Açıkçası bu güzel düzeni bozmaya kim kıyabilirdi ki?
Bir zamanlar içinde bulunduğumuz bu ortama ne yazık ki büyük bir özlemle şimdiki zamandan bakmak zorunda kaldık. Hızla şehirleşmeye, modernleşmeye, yalnızlaşmaya başladık… Önce evlerimiz alındı yerine apartmanlar oturtuldu, üst üste daha kalabalık ama daha kendi halinde daha bencil daha yalnız haliyle. Ardından mahallelerimiz gitti siteler geldi, aynı sitede oturup ama Allah’ın selamını alıp vermekten yoksun komşular olduk her birimiz. Küçük bir monitöre diktik gözümüzü, bütün dünyayı sığdırdık içine. “Sosyal” ağlar kurduk insanlarla münasebetimiz bir nebze olsun devam etsin diye. Kocaman kocaman AVM’lerde kaybolduk, neyi aradığımızı unuttuk.
Nasıl bir toplumdan geldik, şimdi nereye gidiyoruz? Daha nice değerlerimiz metropolleşecek kim bilir! “Bizden sonra gelecek kuşaklar çok şanslı olacak.” Diyorlar. Tabi şanslı olacaklar. Kimseye ihtiyaçları olmayacak, ellerinin altında bir tık uzağında olacak her yer. Onlar bilmeyecekler ki çember çevirme nedir, birdirbir nasıl oynanır. Saklambaç oynarken ebeyi yanıltmak için arkadaşının tişörtünü giymek nedir. Hasta da olmayacaklar. Çünkü mikroplarını bile paylaşmayacaklar arkadaşlarıyla. Yani bağışıklıkları da çok güçlü olacak.
Birey olarak sosyaliz, kimse toz kondurmaz buna. Bu çerçevenin dışına çıkıldığında ise yapayalnızız. Kimse kimsenin umurunda değil, şüphecilik had safhada. Daha nereye ulaşacak bu seviye bilinmez, ama her seviye atlanışında bir önceki seviye özlenecek, bu kesin.