Biz kadınların sesine bir kez olsun kulak verin. Kadınların çektiği sıkıntılar, haksızlıklar azalacağı yerde her geçen gün acımasızca artıyor. Kadınlar ise her zamanki gibi çilekeş, kaderine boyun eğen bir metabolizma olma yolunda emin adımlarla ilerletiliyor.
Kadınların sıkıntıları sadece günümüz dünyasında değil, var oluşundan beri vardır. Bundan yaklaşık 6 bin yıl önce ortaya çıkmaya başlayan sınıfsal toplum, erkek egemenliğini ön planda tutan bir sistemdi. Erkek egemenliğiyle de kadınların sömürüsü başlamış oldu. Kadının fesat, şeytan ruhlu, ikinci sınıf bir yaratık olarak yansıtılması da o dönemlere dayanır. Kadın artık sadece bir hizmetçi, çocuk doğuran bir makine, aşağılanmaya mahkum bir ikinci sınıf varlık olarak algılanmaya başladı günümüze dek.
Dünya Kadınlar Günü olarak ısrarla yanlış söylemlere neden olan ve asıl doğru ismi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün de ortaya çıkışı bu sebeplere dayanmaktadır aslına bakarsanız. Kapitalizmin ilk yıllarına baktığımızda kadınlar insanlık dışı koşullarda çalışmaya zorlanıyordu, çoğu kez bir iş gününde 18 saat çalıştıkları oluyordu. İlk direniş 1857 yılının 8 Mart’ında oldu, Amerika’daki kadın işçiler bir olup 10 saatlik iş günü talebi için seslerini duyurmaya çalıştılar. Çok geçmeden 1886 yılının 8 Mart’ında da tekstil işçisi kadınların “eşit işe eşit ücret” talepleri çınlattı ortalığı, zira aynı süre çalışmalarına rağmen erkeklerden çok daha az ücret alıyorlardı. Sadece bunun için tek yumruk olmadılar, sendikalaşma ve oy hakkı için de başlattılar aslında bu mücadeleyi, sonuç ise polis tarafından kanla sonuçlandı.
Tarih kaynaklarına bakıldığında olayın tam tarihi hakkında çeşitli rivayetler vardır ama asıl olay 8 Mart 1908’e dayanır, bu tarihte Newyork’ta kadınlar haklarını savunmak adına greve giderler. Mücadele veren tekstil işçisi kadınların sesini kısmak için ( işçilerin 40 bin civarında olduğu ve çoğunluğunun kadın olduğu biliniyor) patronlar tarafından fabrikaya kilitlenirler, amaçları ise grevin başka yerlere de sıçramamasıdır. Fakat o sırada beklenmeyen bir şey olur ve fabrikada yangın çıkar, kadın işçilerin çok az bir kısmı kaçmayı başarır, fakat kaçanları ise dışarıda polis barikatı beklemektedir, bu barikatı aşamayan ve fabrikada mahsur kalan tam 129 kadın işçi yanarak can verir.
Kadınların direnişleri diğer endüstriyel sektörlerde de devam etti, talep yine aynıydı; seçme seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin düzenlenmesi ve erkeklerle eşitlenmesi gibi. Aynı yıl güzel bir gelişme sağlandı, Amerikan Sosyalist Partisi şubat ayının son pazarını kadınlara oy hakkı ve diğer haklar için gösteriye ayırma kararı aldı, sonrasında da devamlılığı geldi. 2 yıl sonra Kopenhag’da II. Enternasyonel’e bağlı Uluslar arası Sosyalist Kadınlar 2. Konferansında 8 Mart’ta ölen işçi kadınların anısına bugünün “Uluslararası Kadınlar Günü” olarak kutlanmasına karar verildi. En son olarak da 1921 yılında alınan bir kararla bugünün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olmasına karar verildi. İşte her yılın 8 Martı kadının örgütlenme gücünün, yıllardır verdiği hak arayışının bir sembolüdür. Özgürleşme, dayanışma sembolüdür.
Elbette ki kadın sorunları tek bir günde çözülemez; fakat en azından böyle bir sembol bize unuttuklarımızı hatırlatır, her zaman mücadelede olmamızı, örgütlü mücadele etmemizi anımsatır. Bugün en gelişmiş kapitalist ülkelerde bile kadınlar erkeklerden yüzde 10-25 oranında daha düşük ücret alıyorlar ve bu oran daha geri ülkelerde yüzde 30-50'ye yükseliyor. İstatistiklere baktığımızda dünyanın en yoksul işçilerinin yüzde 60'ını (330 milyon) kadınların oluşturuyor. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de kadın işçilerin büyük bir bölümü kayıt dışı çalıştırılıyor ve bu nedenle herhangi bir sosyal güvenceleri bulunmuyor.
Yine bugün 4 milyon kadının seks kölesi olarak çalıştırıldığı da bir gerçek. Töre bahanesiyle, namusla alakası olmayan insanların dillerine doladığı namus kavramı yüzünden kadınları vahşice öldürmesi, erkekle eşit işte eşit ücrete çalışamaması, doğurganlık makinesi olarak görülmesi, işyerlerindeki mobing ve taciz olayları ve daha nicesi… İşte bunlar da birer gerçek.
Tüm bunların son bulması umuduyla haydi kadınlar, birlikten kuvvet doğar! Özgürlük, adil yaşam, eşitlik ve demokrasi adına, emeğin karşılığını bulması adına Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!