Muhalefet partilerine mensup genel merkez yöneticileri ve milletvekilleri belirli aralıklarla gerek basın toplantıları ile gerekse televizyon kanalları aracılığı ile, kendilerinin ya da partilerinin medya da sansürlendiğini ifade etmektedirler. Örnek olarak da son zamanlardaki ‘Alo Fatih’ ile başlayan konuşma ifadesine gösteriyorlar. Bakınız biz haklıydık, imajı altında.
Muhalefet olarak bahsettiğim partileri ise; Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi’dir.
Muhalefet statüsünde değerlendirmeye aldığım bu genel merkez yöneticileri ve milletvekilleri, kendilerini AK Parti ve AK Parti yöneticileri ile kıyaslıyorlarmış.
Şimdi sizlere iki soru yönelteceğim; kuruluşlarını tamamlamış, belirli teşkilatlanmalara sahip olmuş bu partilerimizin vizyonu, misyonu nedir? Bu zamana kadar ülkemiz adına geleceğe yönelik hangi çalışmalarını milletimiz ile paylaşmışlar da, gazete ve televizyon kanallarımızda bu çalışmalarını görmezden gelerek yayınlamamıştırlar dır?
Bu arada muhalefet partilerimizin sansürlenmesi durumuna bende katılıyorum. Çünkü bende medya şirketi sahibi olsam, varlıklarını, ülke menfaatleri için yapılabilecek olumlu icraatlar ile pekiştirmeyen kişi ve kurumlara kendi medya organımda yer vermem. Yer vermeyeceğimi açıkça ifade edebiliyorum çünkü bu partilerimizin geçmişleri ‘darbe, ayaklanmalar, ötekileştirme, muhtıralar’ ile özdeşleşmiştir.
Tamam, eskiyi konuşmayalım diyorum belli bir süre için; şimdi ki politikalarını dikkate alalım diyorum kendi kendime. Ancak şöyle bir bakıyorum ki kendilerini bir türlü geçmişlerinden soyutlayamıyorlar. Örnek olarak ise; Ergenekon ve Balyoz Davaları’nda ki söylemleri, Gezi Parkı Olayları sırasındaki ‘Vandalizm’ boyutundaki hareketleri, halkımızı olumlu manada etkileyeceklerine bu tutum ve davranışları ile kendilerinden iyice uzaklaştırmaktadırlar. Güçlerini halkımızdan almaları gerekirken halkımızın karşısında durmayı yeğliyorlar. Bu sebeple de yıllardır iktidar olamıyorlar. Durum böyle olunca ülkemiz adına reel bir politika üretemeyen CHP, TKP ve İP’in gazete ve televizyon ekranlarında, bu kadar yer bulması bile fazla olabilir…
**
Birkaç cümlede internet düzenlemesi için, söylemek istiyorum. ‘ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki; Türkiye'de internet kullanımına ilişkin getirilen yasakların, ifade özgürlüğü konusunda uluslararası standartlara uymadığını söyledi.’ Geçtiğimiz aylarda, ‘ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) eski sistem analisti Edward Snowden'ın bir süre önce basına sızdırdığı belgelerde, NSA'nın yıllarca dünya genelinde bilgi trafiğini takip ettiğini belgelerle ortaya çıkartmıştı.
Şimdi size bir soru daha yönelteceğim; ülkemizdeki internet kullanımına ilişkin düzenlemeyi uluslararası standartlara uygun bulmadığını ifade eden bir sözcü, kendilerinin söz konusu dinlemelerini, hangi standartlara uygun olduğunu söyleyebilir mi?
Medya Sahibi Olsam
Misafir Yazar
Yorumlar