İstediğiniz an istediğiniz şeyden vazgeçme şansınız olsa nelerden vazgeçerdiniz?
Kilo aldırıyor diye tatlı yemekten vazgeçebilir misiniz mesela?
Ya da çok sağlıksız olduğunu bildiğiniz sigaradan pat diye vazgeçebiliyor musunuz?
Ya sosyal medya? Kaç defa gidip gidip geldiniz? Vazgeçebildiniz mi?
Düşüncelerinizden, arkadaşlarınızdan hatta aşklarınızdan, ideolojilerinizden vazgeçme eşiğine kaç kilometre uzaktasınız?
Sahi bu vazgeçme eşiği nerededir?
Bir yiyecekten, bir alışkanlıktan hatta eşinden ya da sevgilisinden insan ne zaman "tamam vazgeçiyorum" der, sonra o şeyi bir daha asla yapmaz ya da düşünmez?
İnsanın vazgeçtiği herşey ya bir hatasının, ya bir zaafının ya da boşa harcanan ömür parçalarından ibaret aslında.
Vazgeçmeyi zor yapan, o eşiğe giderken ayakların geri geri gitmek istemesinin sebebi alışmış olmak değil. Yani sigarayı sigaraya bağımlı olduğunuz için değil kendinizi yanlış yaptığınıza ikna edemediğiniz için bırakamazsınız.
Asıl sorun, hayat denilen kısa sürenin bir kısmını boşa harcadığınızı kabul etmekte. Kendinizi buna ikna edip etmediğinizde.
Vazgeçmeler bir nevi geçmişiniz için kurduğunuz mahkeme salonlarıdır. Kalbiniz hakim, beyniniz savcı olur bu salonda. Kalbin ve mantığın geçmişi infaz etmesidir her vazgeçiş.
Geçmişi doğru ve adil yargılamazsanız vazgeçiş geri dönmelere gebe kalır her zaman.
Sonra kendinize saygınızı yitirdiğinizi düşünmeye başlarsınız. Sabırsız ve iradesiz gelir bu halleriniz.
O mesaja dönmemeliydim, o çikolatayı yememeliydim, o sigarayı içmemeliydimler ile geçer hayatınız.
Eleştirmediğiniz geçmişinizi biriktirirsiniz sürekli böyle yaparak. Giderek çoğalır çelişkiler. Giderek vazgeçilmesi gereken ama şans vere vere ömrünüzde boşa harcadığınız süreler artar. Böyle bir hayatın içinde ne kadar mutlu olursunuz bilinmez. Bazen yanlış bir şeyin içinde o kadar yol alırsınız ki, artık geri dönmek daha da yanlış hale gelir. Yani vazgeçilmez bir hale gelene kadar vazgeçmeleri erteleriz. Olan olmuştur artık çünkü.
Yanlış bir yola girdiğiniz zaman, hemen geri dönüş için yollar ararsınız ya hani, işte vazgeçmeler hayatınızdaki hataların, yanlışların çıkış yoludur.
Ömrünüzün sonunda geriye dönüp baktığınızda, zaman ne kadar çabuk geçti dersiniz. Oysa ki, boşa geçmiş olmasıdır, zamanı hızlı geçirten.
Yaşadığı hayatı beğenmeyenler, çok az şeyden vazgeçebilenlerdir...
İşte bu yüzden hem de hiç ertelemeden:
Hayallerinizin bir kısmından vazgeçmelisiniz.
Bir türlü kabul etmediğiniz bazı gerçekleri reddetmekten vazgeçmelisiniz.
Zaten çok fazla olmayan özgürlüklerinizin bir kısmından da vazgeçmelisiniz.
Bir tülü yüzleşmediğiniz o gerçeği ertelemekten artık vazgeçmelisiniz.
Yalnız kalmak pahasına, bazı insanlardan vazgeçmelisiniz.
Vazgeçebilir misiniz?
Kilo aldırıyor diye tatlı yemekten vazgeçebilir misiniz mesela?
Ya da çok sağlıksız olduğunu bildiğiniz sigaradan pat diye vazgeçebiliyor musunuz?
Ya sosyal medya? Kaç defa gidip gidip geldiniz? Vazgeçebildiniz mi?
Düşüncelerinizden, arkadaşlarınızdan hatta aşklarınızdan, ideolojilerinizden vazgeçme eşiğine kaç kilometre uzaktasınız?
Sahi bu vazgeçme eşiği nerededir?
Bir yiyecekten, bir alışkanlıktan hatta eşinden ya da sevgilisinden insan ne zaman "tamam vazgeçiyorum" der, sonra o şeyi bir daha asla yapmaz ya da düşünmez?
İnsanın vazgeçtiği herşey ya bir hatasının, ya bir zaafının ya da boşa harcanan ömür parçalarından ibaret aslında.
Vazgeçmeyi zor yapan, o eşiğe giderken ayakların geri geri gitmek istemesinin sebebi alışmış olmak değil. Yani sigarayı sigaraya bağımlı olduğunuz için değil kendinizi yanlış yaptığınıza ikna edemediğiniz için bırakamazsınız.
Asıl sorun, hayat denilen kısa sürenin bir kısmını boşa harcadığınızı kabul etmekte. Kendinizi buna ikna edip etmediğinizde.
Vazgeçmeler bir nevi geçmişiniz için kurduğunuz mahkeme salonlarıdır. Kalbiniz hakim, beyniniz savcı olur bu salonda. Kalbin ve mantığın geçmişi infaz etmesidir her vazgeçiş.
Geçmişi doğru ve adil yargılamazsanız vazgeçiş geri dönmelere gebe kalır her zaman.
Sonra kendinize saygınızı yitirdiğinizi düşünmeye başlarsınız. Sabırsız ve iradesiz gelir bu halleriniz.
O mesaja dönmemeliydim, o çikolatayı yememeliydim, o sigarayı içmemeliydimler ile geçer hayatınız.
Eleştirmediğiniz geçmişinizi biriktirirsiniz sürekli böyle yaparak. Giderek çoğalır çelişkiler. Giderek vazgeçilmesi gereken ama şans vere vere ömrünüzde boşa harcadığınız süreler artar. Böyle bir hayatın içinde ne kadar mutlu olursunuz bilinmez. Bazen yanlış bir şeyin içinde o kadar yol alırsınız ki, artık geri dönmek daha da yanlış hale gelir. Yani vazgeçilmez bir hale gelene kadar vazgeçmeleri erteleriz. Olan olmuştur artık çünkü.
Yanlış bir yola girdiğiniz zaman, hemen geri dönüş için yollar ararsınız ya hani, işte vazgeçmeler hayatınızdaki hataların, yanlışların çıkış yoludur.
Ömrünüzün sonunda geriye dönüp baktığınızda, zaman ne kadar çabuk geçti dersiniz. Oysa ki, boşa geçmiş olmasıdır, zamanı hızlı geçirten.
Yaşadığı hayatı beğenmeyenler, çok az şeyden vazgeçebilenlerdir...
İşte bu yüzden hem de hiç ertelemeden:
Hayallerinizin bir kısmından vazgeçmelisiniz.
Bir türlü kabul etmediğiniz bazı gerçekleri reddetmekten vazgeçmelisiniz.
Zaten çok fazla olmayan özgürlüklerinizin bir kısmından da vazgeçmelisiniz.
Bir tülü yüzleşmediğiniz o gerçeği ertelemekten artık vazgeçmelisiniz.
Yalnız kalmak pahasına, bazı insanlardan vazgeçmelisiniz.
Vazgeçebilir misiniz?