Büyük bir sefere çıkacaksınız. Deniz savaşı için hazırlık yapmanız gerekiyor.

Koca koca gemileriniz, kadırgalarınız, kalyonlarınız var. O kadar özenmişsiniz ki gemilerin yelkenleri atlas kumaştan dikilmiş.

Toplarınız yeter sayıda, askerleriniz de çok.

Ama askerlerinizin hiç biri denizci değil.

Tamam çoğu kara savaşı görmüş donanımlı piyadeler olabilir ama askerleri deniz tutuyor.

Tam savaş esnasında midesi bulanan asker de işinize yaramaz size yük olur.

Deniz savaşını piyadeler yardımıyla yapmak zorunda olduğunuzu biliyorsunuz. Hepsi iyi niyetli ama güverteye kusma ihtimalleri yüksek.

İnsanlara üst perdeden bakmak haddim değil, "had" nedir nerede durulmalı bilirim az çok...

Ancak son bir haftada sosyal medyada o kadar çok piyade gördüm ki, insan biz bunlarla mı denize açılacağız diyor.

"Zamanın birinde teşkilatın çaycısı bana ters baktı o yüzden AK Parti'ye oy vermem" diyeni gördüm dün ben.

Niyetleriniz halis amenna!

Ancak Müslüman vakarı denen bir şey de yok değil mi?

Tamam herkesin sıkıntısı var, herkes haksızlığa uğradı, herkes bir şekilde mağdur oldu...

Mağduriyetleri küçük görmek "aman canım sende" demek haddim değil. Ama son defa bunca emek son kulvarda boşa mı gitsin?

Darbede şehit olanlar "kanı kırmızıydı" tasvirinden ibaret mi kalsın?

Ben bu kafayı anlamakta gerçekten zorlanıyorum...

Komutan savaş bitti demeden denize atlayıp ne haliniz varsa görün kafası bana çok bencilce geliyor.

Bu burada söyleyeceğim en hafif benzetme...

***

Adam Ankara'da oturuyor otobüs terminalinde otobüs bekliyor. Nereye gideceksin diyorsun, Kayseri'ye cevabını veriyor.

Yanlış yerde bekliyorsun, Kayseri otobüsleri karşı perona yanaşır diyorsun. Hayır diyor, ben burada bekleyeceğim. Otobüs geliyor ama üstünde Bolu yazıyor. Bak diyorsun bu otobüs Kayseri'ye değil Bolu'ya gider.

Yok diyor, ben bu otobüse binip Kayseri'ye gideceğim. Kalkıp otobüse biniyor. Israr ediyorsun çünkü acıyorsun. Ver bakayım biletine diyorsun Kayseri'ye gideceğim diyen adam Bolu'ya bilet almış.

Yetmiyor bide sizi azarlıyor "Ne kadar kalın kafalısın, bu fikrimden caymayacağımın farkında değil misin?" diyor.

El sallıyor giderken, siz çaresiz...

Vasıtalar kaçınılmazdır bunda mesele yok ancak rotalar bizim niyetlerimiz ile belirlenmez.

Bu örneği şu günlerde olan hangi gündeme uygularsan aynı kapıya çıkar.

İttifak, Muharrem İnce, oy vermezzükcüler...