Adamın biri ağaç buduyormuş.
Yanına bir ziraat mühendisi gelmiş demişki;
- O ağacı budama yoksa elma vermez.
Yanına bir ziraat mühendisi gelmiş demişki;
- O ağacı budama yoksa elma vermez.
Çiftçi cevap vermiş;
- Karışma işime!
- Ya hu budama, hele o kısımı sakın kesme bidaha elma alamazsın o ağaçtan.
- Biliyorum elma alamayacağımı.
- E neden bile bile kesiyorsun o zaman?
- Çünkü bu kiraz ağacı!
İktidar ne yaparsa yapsın memnun olmayan bir kesim var bu topraklarda. Ve onları memnun etmek için çabalayan bir iktidar...
1000 lira veriyor neden 1250 değil diyorlar, millet bahçeleri yapacağım diyor önceden aklın neredeydi diyorlar, kanal İstanbul yapacağım diyor o kadar hafriyatı nereye dökeceksiniz diyorlar.
Kiraz ağacından elma ağacı olmaz, bu adamlardan adam olmaz...
***
Anı yaşa (Carpe Diem) diyerek hayal kurmayan, bir ülkünün peşinden koşmayan gençler yetiştiriliyor sistematik şekilde.
"Bugüne bakacaksın kanka boşver yarını yhaa" diye ortak dil geliştiren gençlik hantal ama bir o kadar cüretkar bir o kadar pervasız dolaşıyor ortada.
Bu bağlamda 18 yaşa düşürülen ve sembolik olsada milletvekilliği sıralarında yer bulan gençlerin varlığını çok değerli buluyorum.
Bugünün değil yarının kaygısını güden Erdoğan'ı bu yüzden çok takdir ediyorum. Vizyon sahibi olmak böyle bişey...
Bir ülkü etrafında gençliğini geçiren bu çocuklar futbol kulüplerinin alt yapıları gibi yetiştirilirse, Osmanlı'da olan enderun sisteminin günümüze uyarlanmış şekli olur.
Kaliteli devlet adamları yine içimizde yetişmeli, sonra tepeden inme bilmem ne İngiliz üniversitesinden burslu devlet adamlarının hainlikleri ile uğraşıyoruz.
***
Dün akşam Kadıköy'de tiyatral bir oyun olmaktan öteye geçmeyen, senaryosunu kimlerin yazdığı bildiğimiz ama oyuncakları bizim içimizden olan kötü şeylere tanık olduk.
Az çok nolduğunu, ne olacağını, neden olduğunu bildiğimiz bu olayın kritiğini yapmayı abilerime ablalarıma bırakıyorum.
Ben size başka birşeyden bahsetmek başka bir soru sormak istiyorum...
O çocukları polise saldırtan şey ne? Hangi süreçlerden geçip ya da geçirilip böyle canavarlara dönüştürülüyor bu çocuklar?
Üniversiteler de artık belli bir "solcu öğrenci" tipi var. Hepsi aynı torbadan çıkmış gibi aynı dar ve sığ kafaya sahip bu öğrenciler, gündem ne getirdiyse onunla beslenen; bizi bazen İrancılıkla, bazen Amerikancılıkla, bazen IŞİD’ci olmakla, bazen kör kılıçla kafa keseceğiniz iddiasıyla, bazen iktidar yalakalığıyla, bazen cehaletle, bazen faşistlikle, çoğu zaman da “kötü olmakla” suçluyorlar...
Bu adamların aile profillerine baktığımız zaman hemen hemen hepsinin ağzı dualı ninesi, alnı secdede dedesi, vatanını seven kardeşi/arkadaşı, sandıkta Türk bayrağı ve Kuran-ı Kerim saklayan annesi var.
Ama kendi öz değerlerine, alışveriş yaptıkları bakkala, yer verdikleri amcaya kendilerini koruyan polise askere saldırmaktan zerre tereddüt etmeyen bu çocuklar nasıl suç makinesi haline getiriliyorlar?
Memleketin karışıklık zamanlarında dersleri engellemeye çalışan (ve bunu başaran), yardım/dayanışma amaçlı kurulmuş stantlara saldıran, özellikle Müslüman kız öğrencileri taciz eden, mezuniyet törenlerinde mizahla karışık halkın kimi değerleriyle dalga geçen, beğenmedikleri afişleri söken/yırtan, okul içinde mescide karşı çıkan grupların, bunları yaparken kendilerini ne kadar zavallı duruma düşürdüklerine bakın.
"Devrimci" sözcüğünün büyüsüne kapılan ama neyi devirmek istediği hakkında en ufak bir fikri olmayan, düşman ama düşman tasviri sıkıntılı, kimseye boyun eğmeyeceği ülküsü ile yatıp kalkan ama kendini yönlendiren o gizli gücün bile farkına varamayacak kadar aciz bu gençlerin nasıl bir gençlik potansiyelini heba ettiklerine bakmayı da unutmayın.
Tüm o anti-kapitalist, Marksist, sınıfsız toplum ve işçi odaklı söylemin sahiplerinin ellerinde 5000 liralık İPhone ile tweet attığını, eylem yapınca beş yıldızlı Divan otellere sığındığını, Nike ayakkabıları ile Starbuckslarda kahve içerken yeşil parkalarını sandalyeye astıklarını görmelerini engelleyen o gizli gücün nasıl uyuşturma sanat ustaları olduklarına da bakın.
Hepsi bizi çok ucuz hatta bedava olan bir yere çıkarıyor...
Mülteciler için açılmış bir standa baskın düzenleyip videoya çekmek, görüntüleri Youtube’a yüklemek bedava!
Sol yumruğu havaya kaldırmak bedava!
“Üniversitemizde IŞİD yapılanmasına izin vermemek için mescidin kapatılmasını istiyoruz” içerikli ahmakça bildiriler yazmak bedava!
Kaldırım taşı söküp polise atmak bedava!
Gerçi para harcadıkları bir şey var onu unutmuşum bir adet Guy Fawkes maskesi, onun da fiyatı 4.99 TL. Gayet ucuz, çünkü Asya’da çocuk işçilere yaptırıyorlar. Aman V for Vendetta ruhu içimizden, anarşizmin gölgesi üzerimizden eksik olmasın diye o da...
İktidar ne yaparsa yapsın memnun olmayan bir kesim var bu topraklarda. Ve onları memnun etmek için çabalayan bir iktidar...
1000 lira veriyor neden 1250 değil diyorlar, millet bahçeleri yapacağım diyor önceden aklın neredeydi diyorlar, kanal İstanbul yapacağım diyor o kadar hafriyatı nereye dökeceksiniz diyorlar.
Kiraz ağacından elma ağacı olmaz, bu adamlardan adam olmaz...
***
Anı yaşa (Carpe Diem) diyerek hayal kurmayan, bir ülkünün peşinden koşmayan gençler yetiştiriliyor sistematik şekilde.
"Bugüne bakacaksın kanka boşver yarını yhaa" diye ortak dil geliştiren gençlik hantal ama bir o kadar cüretkar bir o kadar pervasız dolaşıyor ortada.
Bu bağlamda 18 yaşa düşürülen ve sembolik olsada milletvekilliği sıralarında yer bulan gençlerin varlığını çok değerli buluyorum.
Bugünün değil yarının kaygısını güden Erdoğan'ı bu yüzden çok takdir ediyorum. Vizyon sahibi olmak böyle bişey...
Bir ülkü etrafında gençliğini geçiren bu çocuklar futbol kulüplerinin alt yapıları gibi yetiştirilirse, Osmanlı'da olan enderun sisteminin günümüze uyarlanmış şekli olur.
Kaliteli devlet adamları yine içimizde yetişmeli, sonra tepeden inme bilmem ne İngiliz üniversitesinden burslu devlet adamlarının hainlikleri ile uğraşıyoruz.
***
Dün akşam Kadıköy'de tiyatral bir oyun olmaktan öteye geçmeyen, senaryosunu kimlerin yazdığı bildiğimiz ama oyuncakları bizim içimizden olan kötü şeylere tanık olduk.
Az çok nolduğunu, ne olacağını, neden olduğunu bildiğimiz bu olayın kritiğini yapmayı abilerime ablalarıma bırakıyorum.
Ben size başka birşeyden bahsetmek başka bir soru sormak istiyorum...
O çocukları polise saldırtan şey ne? Hangi süreçlerden geçip ya da geçirilip böyle canavarlara dönüştürülüyor bu çocuklar?
Üniversiteler de artık belli bir "solcu öğrenci" tipi var. Hepsi aynı torbadan çıkmış gibi aynı dar ve sığ kafaya sahip bu öğrenciler, gündem ne getirdiyse onunla beslenen; bizi bazen İrancılıkla, bazen Amerikancılıkla, bazen IŞİD’ci olmakla, bazen kör kılıçla kafa keseceğiniz iddiasıyla, bazen iktidar yalakalığıyla, bazen cehaletle, bazen faşistlikle, çoğu zaman da “kötü olmakla” suçluyorlar...
Bu adamların aile profillerine baktığımız zaman hemen hemen hepsinin ağzı dualı ninesi, alnı secdede dedesi, vatanını seven kardeşi/arkadaşı, sandıkta Türk bayrağı ve Kuran-ı Kerim saklayan annesi var.
Ama kendi öz değerlerine, alışveriş yaptıkları bakkala, yer verdikleri amcaya kendilerini koruyan polise askere saldırmaktan zerre tereddüt etmeyen bu çocuklar nasıl suç makinesi haline getiriliyorlar?
Memleketin karışıklık zamanlarında dersleri engellemeye çalışan (ve bunu başaran), yardım/dayanışma amaçlı kurulmuş stantlara saldıran, özellikle Müslüman kız öğrencileri taciz eden, mezuniyet törenlerinde mizahla karışık halkın kimi değerleriyle dalga geçen, beğenmedikleri afişleri söken/yırtan, okul içinde mescide karşı çıkan grupların, bunları yaparken kendilerini ne kadar zavallı duruma düşürdüklerine bakın.
"Devrimci" sözcüğünün büyüsüne kapılan ama neyi devirmek istediği hakkında en ufak bir fikri olmayan, düşman ama düşman tasviri sıkıntılı, kimseye boyun eğmeyeceği ülküsü ile yatıp kalkan ama kendini yönlendiren o gizli gücün bile farkına varamayacak kadar aciz bu gençlerin nasıl bir gençlik potansiyelini heba ettiklerine bakmayı da unutmayın.
Tüm o anti-kapitalist, Marksist, sınıfsız toplum ve işçi odaklı söylemin sahiplerinin ellerinde 5000 liralık İPhone ile tweet attığını, eylem yapınca beş yıldızlı Divan otellere sığındığını, Nike ayakkabıları ile Starbuckslarda kahve içerken yeşil parkalarını sandalyeye astıklarını görmelerini engelleyen o gizli gücün nasıl uyuşturma sanat ustaları olduklarına da bakın.
Hepsi bizi çok ucuz hatta bedava olan bir yere çıkarıyor...
Mülteciler için açılmış bir standa baskın düzenleyip videoya çekmek, görüntüleri Youtube’a yüklemek bedava!
Sol yumruğu havaya kaldırmak bedava!
“Üniversitemizde IŞİD yapılanmasına izin vermemek için mescidin kapatılmasını istiyoruz” içerikli ahmakça bildiriler yazmak bedava!
Kaldırım taşı söküp polise atmak bedava!
Gerçi para harcadıkları bir şey var onu unutmuşum bir adet Guy Fawkes maskesi, onun da fiyatı 4.99 TL. Gayet ucuz, çünkü Asya’da çocuk işçilere yaptırıyorlar. Aman V for Vendetta ruhu içimizden, anarşizmin gölgesi üzerimizden eksik olmasın diye o da...
