Ak Parti'yi İslami bir parti görme gafletine düşüyoruz çoğu zaman. Çoğu AK Partili, partiyi bu dar kalıpların içine sokmak istediği için insanlar partiden uzaklaşıyor.
Başı açık kadınlar, içki içen adamlar, yılbaşı kutlayan gençler, Atatürk'ü çok seven teyzeler bu yüzden kendilerini partiye yeterince ait hissetmiyor.
Kendini ait hissetmediği bir partide, hep oynak zeminde duran taş gibi ilk onlar düşüyor.
Çünkü partinin içinde ezici bir çoğunluk muhafazakar hassasiyetleri olan insanlar. Bazen denk geliyorum paylaşımlara, arkadaşları bıraksan yarın şeriatı öbür gün halifeliği ilan edecek.
Oysa bi kaç sene önce ancak örtü hakkı alabilmiş...
Bunu en net ve korkunç hali ile Yılbaşı kutlayan ve çam ağacı ile poz veren AK Parti ilçe başkanıydı sanırım, linç edilmesi olayında şahit olmuştum.
Çam ağacı süslediği için adam sosyal medya lincine maruz kalmış "bunun burada ne işi var" söylemleri havada uçuşmuştu.
Öncelikle şunu idrak etmek gerekiyor!
AK Parti yeni inen bir din, bir cemaat, bir tarikat, bir dini cemaat değildir.
AK Parti merkez sağ dediğimiz eskiden ANAP'ın temsil ettiği ama ANAP'tan daha cesur bir siyasi partidir.
Lideri namaz kılıyor eşi örtülü diye siz bu siyasi partiyi dinin ayrılmaz parçası haline getirir dar kalıpların ve kişilerin meselesi durumuna getirirseniz, dışarıdan başkasının müdahalesi olmadan AK parti bizzat gönüldaşları tarafından yıkılır.
Bir Ermeninin sorunlarına, alevinin sorunlarına, başı açığın, içki içenin, kiliseye gidenin sorunlarına da çare bulamayan siyasal bir iktidar ancak bir seçim o koltukta kalabilirdi.
AK Parti İzmir'e rakı fabrikası açtı, kilise restore etti diye kızan cenah şunu çok net ve açık bilmeli.
İstesekte istemesekte ne monarşi ile ne şeriat ile yönetiliyoruz. Mevcut siyasi sistemde halkın sosyolojik durumu göz önüne alınması lazım. Siz AK Parti'ye sadece dindarların partisi olarak bakarsanız ilerleyeceğiniz en yakın mesafe park ve bahçeler müdürlüğü seviyesinde olur.
Ancak bizim hayallerimiz herkesi kucaklayacak ve barışı tesis edecek ideallerimiz var.
Hemen yanımızda Suriye örneği dururken, ayrıştırıcı dil kullanmak yerine birleştirici dili bulmanız gerekiyor.
Aksi halde tepemizde uçaklar gezerken birbirimize doğrultacak silah ararız.
Başı açık kadınlar, içki içen adamlar, yılbaşı kutlayan gençler, Atatürk'ü çok seven teyzeler bu yüzden kendilerini partiye yeterince ait hissetmiyor.
Kendini ait hissetmediği bir partide, hep oynak zeminde duran taş gibi ilk onlar düşüyor.
Çünkü partinin içinde ezici bir çoğunluk muhafazakar hassasiyetleri olan insanlar. Bazen denk geliyorum paylaşımlara, arkadaşları bıraksan yarın şeriatı öbür gün halifeliği ilan edecek.
Oysa bi kaç sene önce ancak örtü hakkı alabilmiş...
Bunu en net ve korkunç hali ile Yılbaşı kutlayan ve çam ağacı ile poz veren AK Parti ilçe başkanıydı sanırım, linç edilmesi olayında şahit olmuştum.
Çam ağacı süslediği için adam sosyal medya lincine maruz kalmış "bunun burada ne işi var" söylemleri havada uçuşmuştu.
Öncelikle şunu idrak etmek gerekiyor!
AK Parti yeni inen bir din, bir cemaat, bir tarikat, bir dini cemaat değildir.
AK Parti merkez sağ dediğimiz eskiden ANAP'ın temsil ettiği ama ANAP'tan daha cesur bir siyasi partidir.
Lideri namaz kılıyor eşi örtülü diye siz bu siyasi partiyi dinin ayrılmaz parçası haline getirir dar kalıpların ve kişilerin meselesi durumuna getirirseniz, dışarıdan başkasının müdahalesi olmadan AK parti bizzat gönüldaşları tarafından yıkılır.
Bir Ermeninin sorunlarına, alevinin sorunlarına, başı açığın, içki içenin, kiliseye gidenin sorunlarına da çare bulamayan siyasal bir iktidar ancak bir seçim o koltukta kalabilirdi.
AK Parti İzmir'e rakı fabrikası açtı, kilise restore etti diye kızan cenah şunu çok net ve açık bilmeli.
İstesekte istemesekte ne monarşi ile ne şeriat ile yönetiliyoruz. Mevcut siyasi sistemde halkın sosyolojik durumu göz önüne alınması lazım. Siz AK Parti'ye sadece dindarların partisi olarak bakarsanız ilerleyeceğiniz en yakın mesafe park ve bahçeler müdürlüğü seviyesinde olur.
Ancak bizim hayallerimiz herkesi kucaklayacak ve barışı tesis edecek ideallerimiz var.
Hemen yanımızda Suriye örneği dururken, ayrıştırıcı dil kullanmak yerine birleştirici dili bulmanız gerekiyor.
Aksi halde tepemizde uçaklar gezerken birbirimize doğrultacak silah ararız.