İmam Şafi hazretlerine gelip soruyorlar: "Efendim fitne savaş zamanı kimden yana olalım?"
O zamanın âlimleri tabi şimdinin zırtapozları gibi değil. Her söylediklerin de derin hikmetler var diyor ki: "Düşman okları nereye düşerse onlardan yana olun"
"Kim düşman?" diye 5 saniye düşünsek 5 milyon kişi, kurum, devlet, STK geliyor insanın aklına.
Düşman okları en son 15 Temmuz'da düştü bizim ellere...
Ve o gün ok nereye düştü, kimin canı yandı çok net şahit olduk.
Ankara'da Kazan'lı Mustafa amcayı hatırlıyor musunuz?
Güzel şivesi ile komutan ile konuşmasını anlatıyordu. Rahat kendinden emin ve sanki okey masasın da beklediği taş gelmemiş gibi kırılgan. “Didileğ ki inkılap oluyoomuş, Dayyibi gorumağa gidiyoz didileğ”...
O ok 70 yaşında ki Mustafa amcanın kalbine düştü "ama biz boş gittik..." diye hayıflanırken en çok kendine kırılmıştı çünkü...
Ekranlar da o dönem bir görüntü döndü. Yüzü cismi seçilmeyen adamın biri tankın önüne durmuş tanka kafa tutuyor. Herkes kim bu adam diyor nasıl biri acaba neye benziyor. "Hulk" gibi bişey olmalı kendinde bu cesareti bulsun..
Bi baktık bizim Sabri Ünal, yuvarlak yüzlü gözlüğü numaralı masa başı memuru.
O zamanın âlimleri tabi şimdinin zırtapozları gibi değil. Her söylediklerin de derin hikmetler var diyor ki: "Düşman okları nereye düşerse onlardan yana olun"
"Kim düşman?" diye 5 saniye düşünsek 5 milyon kişi, kurum, devlet, STK geliyor insanın aklına.
Düşman okları en son 15 Temmuz'da düştü bizim ellere...
Ve o gün ok nereye düştü, kimin canı yandı çok net şahit olduk.
Ankara'da Kazan'lı Mustafa amcayı hatırlıyor musunuz?
Güzel şivesi ile komutan ile konuşmasını anlatıyordu. Rahat kendinden emin ve sanki okey masasın da beklediği taş gelmemiş gibi kırılgan. “Didileğ ki inkılap oluyoomuş, Dayyibi gorumağa gidiyoz didileğ”...
O ok 70 yaşında ki Mustafa amcanın kalbine düştü "ama biz boş gittik..." diye hayıflanırken en çok kendine kırılmıştı çünkü...
Ekranlar da o dönem bir görüntü döndü. Yüzü cismi seçilmeyen adamın biri tankın önüne durmuş tanka kafa tutuyor. Herkes kim bu adam diyor nasıl biri acaba neye benziyor. "Hulk" gibi bişey olmalı kendinde bu cesareti bulsun..
Bi baktık bizim Sabri Ünal, yuvarlak yüzlü gözlüğü numaralı masa başı memuru.
Hiç beklemezsin sokakta görsen, kim bilir kaç arkadaşı muhallebi çocuğu dedi. Belki arkadaşlarının arasın da lâkabı kılıbıktır, oda mümkün...
O gece o ok Sabri Ünal'ın kalbine düştü...
Yaşadıklarını bir eski zaman TRT spikeri gibi, şehirli bir centilmen gibi tane tane anlatıyor. Bir çocuk gibi saf, gözleri yaşararak şunları diyor:
“Ben Laos’ta bir ‘abi’nin evine misafir oldum, onunla yan yana namaz kıldık. İnsan hiç birlikte namaz kıldığı birinin üstüne tank sürer mi?” kırgındı, kendini kandırılmış hissediyordu...
Halil Kantarcı...
O gece o ok Sabri Ünal'ın kalbine düştü...
Yaşadıklarını bir eski zaman TRT spikeri gibi, şehirli bir centilmen gibi tane tane anlatıyor. Bir çocuk gibi saf, gözleri yaşararak şunları diyor:
“Ben Laos’ta bir ‘abi’nin evine misafir oldum, onunla yan yana namaz kıldık. İnsan hiç birlikte namaz kıldığı birinin üstüne tank sürer mi?” kırgındı, kendini kandırılmış hissediyordu...
Halil Kantarcı...
Ah Halil abim...
Bak yine gözlerim doldu adını anınca..
Bir insan birini tanımadan nasıl sever bu kadar. Nasıl içselleştirir bilmiyorum. Ama ne zaman yüzü gözümün önüne gelse tüylerim diken diken olur gözyaşlarıma hâkim olamam.
28 şubat sürecinde idamla yargılanan ve 16 yaşında hapishaneye girip 25 yaşında çıkan Halil kantarcı, suçsuzluğunun anlaşılmasının üzerine beraat etmişti. 15 temmuz akşamı bir an düşünmeden meydanlara koştu...
Darbeye direndiği Çengelköy’de fetöcü hainler tarafından iki kurşunla şehit edildi.
Televizyon'dan darbe olduğunu gördü. Bomba sesleri evinin hemen yanından gelmeye başlamıştı Halil abimin.
Bir insan birini tanımadan nasıl sever bu kadar. Nasıl içselleştirir bilmiyorum. Ama ne zaman yüzü gözümün önüne gelse tüylerim diken diken olur gözyaşlarıma hâkim olamam.
28 şubat sürecinde idamla yargılanan ve 16 yaşında hapishaneye girip 25 yaşında çıkan Halil kantarcı, suçsuzluğunun anlaşılmasının üzerine beraat etmişti. 15 temmuz akşamı bir an düşünmeden meydanlara koştu...
Darbeye direndiği Çengelköy’de fetöcü hainler tarafından iki kurşunla şehit edildi.
Televizyon'dan darbe olduğunu gördü. Bomba sesleri evinin hemen yanından gelmeye başlamıştı Halil abimin.
"Çengelköy karakolunu askerler basmış" dediler. Eşi "gitme" dedi.. "asıl kalırsam ölürüm" diye cevapladı...
Şehid olurken "eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum ümmete emanet ediyorum" diye son nefesini verdi...
O ok, o gece eşinin kalbine düştü...
Olaydan aylar önce: "düşünsene, şehid olmuşsun. Aleyhine tüm söz ve davranışlar derdest, ihtirasların buhar, bütün kaygıların duman, herşey bir anda tamam olmuş." diye tweet atacak kadar o bu duruma hazırdı ama ya eşi?
Amacılar ...
Şehid olurken "eşimi ve çocuklarımı çok seviyorum ümmete emanet ediyorum" diye son nefesini verdi...
O ok, o gece eşinin kalbine düştü...
Olaydan aylar önce: "düşünsene, şehid olmuşsun. Aleyhine tüm söz ve davranışlar derdest, ihtirasların buhar, bütün kaygıların duman, herşey bir anda tamam olmuş." diye tweet atacak kadar o bu duruma hazırdı ama ya eşi?
Amacılar ...
Fakatcılar...
Yiaaaniciler...
Biz hala kalbimize saplanan okları çıkaramadık.
Biz hala kalbimize saplanan okları çıkaramadık.
Siz sırtımızdan bıçaklama peşindesiniz.
Ne istiyorsunuz ok 25 Haziran'da yine buraya mı düşsün?
Ne istiyorsunuz ok 25 Haziran'da yine buraya mı düşsün?