Bundan bir yıl kadar önceydi.
Gündeme bir video kaydı düştü. Video da küçük bir mülteci çocuk yorgunluktan uyuya kalmış, kocaman gönüllü bir vatandaş ona yer vermişti. Daha onunda bile olmadığı belli olan bu çocuğa gösterilen ihtimam, bu ülkenin kocaman bir kesiminin temsilcisi gibi duran kadını rahatsız etmişti.
Yeşil tişörtlü, gri pantolonlu, yalınayak, metrobüsün içerisinde, uykudan bîtap düşmüş ama uykuya direnmeye çabalayan, önüne düşüveren başına bir türlü hakim olamayan bir çocuğa verilen yer afedersiniz eşşşek kadar, saçlarının dip boyası gelmiş kocaman kadının zoruna gitmişti.
Kendini bu ülkenin sahibi zanneden zihniyetin tam da gür sesi olmak için çabalayan kadın "neden yer veriyorsunuz?" diye hesap sorma cürretini bile kendinde görmüştü.
Öyleydi çünkü onlar bu ülkenin beyaz türkleriydi, otobüs koltuğu için bile hesap sorma hakkı elbette onlarda olacaktı (!). Halk dediğin zaten neydi, ona kalsa oy bile kullandırılmamalıydı!
Neden merhamet edilmesi gerektiğini en yalın ifadeler ile anlatmaya çalışan adam, önyargılarını tanrı edinmiş bu kadına bir şey anlatılamayacağını sanırım anlayınca susmayı tercih etti.
Ön yargılarımız ne kadar kuvvetli değil mi? Hemen bir çırpıda meselenin ne olduğunu anlıyor, analiz ediyor, sonuca varıyor, hükmü veriyor, yargılayıp karara bağlıyor ve infaz için hazırlanmış kılıçlarımızı büyük bir şehvetle indirmek için uygun iklimi, atmosferi, rüzgârı bekliyoruz.
O çocuğun anne babasının ölmüş olma ihtimali değil seni sömürme ihtimali daha hoşuna gidiyor, belki kayboldu hiç bilmediği bir ülkede ama o an senin için bunun ne önemi var bir liralık sattığı mendilin kazancını hesap etmek varken, ya bu çocuk kaçırılmışsa diye düşünmeye sorumluluk almaya ne gerek var kesin annesi bunu dilensin diye doğurmuştur, öyle düşünmek daha kolaydır daha az acınasıdır.
Ne kadar kızdık kadına şuan şu satırları okurken, elimize geçse kesin paralarız onu burada!..
Peki biz farklı mıyız?
Üç gündür sosyal medya lincine maruz kalan yer yer fahişe ilan edilen, fetöcü bu kesin denilen, kedicik ihtimali çok yüksek bulunan kadını yargılarken elimizde tek delil vardı: Makyaj yapmış olması!
Sadece buradan çıkıp bir sürü iftiraya alet olurken, onu bilmeden tanımadan ne olduğu hakkında en ufak bir bilgimiz yokken bir sürü psikolojisi ile kadını hapse attırdık.
Zaman zaman hepinizin aklından geçen belki bu kadar argo kelimeler ile olmasa bile kıyas yaptığınız bir konuyu, o çok yakışıksız bir şekilde söyledi diye namuslu bir kadına iftira atılmasına destek oldunuz.
Üç beş kişi "vaaay nasıl çözdün helal olsun" desinleri duymak için, bildirim panelinde ki rakamın sayısı şişsin diye "ama filanca fenomen bile paylaştı" sığlığının arkasına saklanarak kendimizi masum çıkardık.
Bizim ezberlerimiz vardır. Ezberlerimize sığınır ve o sığ sığınağımızdan alabildiğince sığ sorular sorarız daima. Makyaj yapmış ise kesin şudur, Suriyeli ise kesin hırsızdır, Kürt ise kesin ensest ilişki yaşıyordur, Laz ise kesin inatçıdır, kadınsa şöyledir erkekse böyledir.
Değildir işte!
İnsandır, yapardır!..
Gündeme bir video kaydı düştü. Video da küçük bir mülteci çocuk yorgunluktan uyuya kalmış, kocaman gönüllü bir vatandaş ona yer vermişti. Daha onunda bile olmadığı belli olan bu çocuğa gösterilen ihtimam, bu ülkenin kocaman bir kesiminin temsilcisi gibi duran kadını rahatsız etmişti.
Yeşil tişörtlü, gri pantolonlu, yalınayak, metrobüsün içerisinde, uykudan bîtap düşmüş ama uykuya direnmeye çabalayan, önüne düşüveren başına bir türlü hakim olamayan bir çocuğa verilen yer afedersiniz eşşşek kadar, saçlarının dip boyası gelmiş kocaman kadının zoruna gitmişti.
Kendini bu ülkenin sahibi zanneden zihniyetin tam da gür sesi olmak için çabalayan kadın "neden yer veriyorsunuz?" diye hesap sorma cürretini bile kendinde görmüştü.
Öyleydi çünkü onlar bu ülkenin beyaz türkleriydi, otobüs koltuğu için bile hesap sorma hakkı elbette onlarda olacaktı (!). Halk dediğin zaten neydi, ona kalsa oy bile kullandırılmamalıydı!
Neden merhamet edilmesi gerektiğini en yalın ifadeler ile anlatmaya çalışan adam, önyargılarını tanrı edinmiş bu kadına bir şey anlatılamayacağını sanırım anlayınca susmayı tercih etti.
Ön yargılarımız ne kadar kuvvetli değil mi? Hemen bir çırpıda meselenin ne olduğunu anlıyor, analiz ediyor, sonuca varıyor, hükmü veriyor, yargılayıp karara bağlıyor ve infaz için hazırlanmış kılıçlarımızı büyük bir şehvetle indirmek için uygun iklimi, atmosferi, rüzgârı bekliyoruz.
O çocuğun anne babasının ölmüş olma ihtimali değil seni sömürme ihtimali daha hoşuna gidiyor, belki kayboldu hiç bilmediği bir ülkede ama o an senin için bunun ne önemi var bir liralık sattığı mendilin kazancını hesap etmek varken, ya bu çocuk kaçırılmışsa diye düşünmeye sorumluluk almaya ne gerek var kesin annesi bunu dilensin diye doğurmuştur, öyle düşünmek daha kolaydır daha az acınasıdır.
Ne kadar kızdık kadına şuan şu satırları okurken, elimize geçse kesin paralarız onu burada!..
Peki biz farklı mıyız?
Üç gündür sosyal medya lincine maruz kalan yer yer fahişe ilan edilen, fetöcü bu kesin denilen, kedicik ihtimali çok yüksek bulunan kadını yargılarken elimizde tek delil vardı: Makyaj yapmış olması!
Sadece buradan çıkıp bir sürü iftiraya alet olurken, onu bilmeden tanımadan ne olduğu hakkında en ufak bir bilgimiz yokken bir sürü psikolojisi ile kadını hapse attırdık.
Zaman zaman hepinizin aklından geçen belki bu kadar argo kelimeler ile olmasa bile kıyas yaptığınız bir konuyu, o çok yakışıksız bir şekilde söyledi diye namuslu bir kadına iftira atılmasına destek oldunuz.
Üç beş kişi "vaaay nasıl çözdün helal olsun" desinleri duymak için, bildirim panelinde ki rakamın sayısı şişsin diye "ama filanca fenomen bile paylaştı" sığlığının arkasına saklanarak kendimizi masum çıkardık.
Bizim ezberlerimiz vardır. Ezberlerimize sığınır ve o sığ sığınağımızdan alabildiğince sığ sorular sorarız daima. Makyaj yapmış ise kesin şudur, Suriyeli ise kesin hırsızdır, Kürt ise kesin ensest ilişki yaşıyordur, Laz ise kesin inatçıdır, kadınsa şöyledir erkekse böyledir.
Değildir işte!
İnsandır, yapardır!..