Henüz Abdülhamit'in parasını ödediği 4 denizaltıyı bile teslim alamamışken, 1930'da Turkiye, İngiltereden 4 denizaltı, 16 gemi, 4 uçak filosu daha sipariş eder...
17 Şubat 1941'de, Alman Birlikleri Bulgaristandan Turkiye sınırına dayanır..
Ancak Almanlar Türkiye'ye saldırmayacaklarına dair güvence verirler...
Hitlerin mektubuna, İnönü'nün yazdığı cevapla Türk Alman ilişkileri yumuşar ve Türk Alman ilişkilerinde yakınlaşma başlar!
iSMET, Almanlarla yakınlaşırken, onlarla savaş halinde olan İngilizlere de göz kırpma politikasi izleyerek, siyasetiyle 2 tarafı da idare ettiğini sanır...!
İngiltere ise tıpkı 1. Dünya savaşında olduğu gibi, bir oldu bittiyle Turkiye' yi 2. Dünya savaşına çekmek istemektedir...
İngiltere tam bu kritik dönemde, Turkiyeye mesaj göndererek, daha önce sipariş edilen denizaltıların hazır olduğunu bildirir...
F.Çakmak şüphelenir ama sağır İsmet'e engel olamaz..
Refah Şilebi hazırlanır...
İçine denizaltı ve filoyu teslim almak üzere, mürettebatla beraber 200 özel yetişmiş asker biner.
Gemide 200 kişiye yetecek ne yatak, ne tuvalet ne de flika vardır. Sefere elverişsiz olduğu Ankara’ya bildirilir ama "YOLA ÇIKIN" talimatı gelir.
23/Haz/1941 de gece yarısı korkunç bir patlama ile batırılır, kimi patlamayla can verir kimi köpek balıklarına yem olur...
Tam 167 şehit vardır: 15 deniz subayı, 16 Hava Harp Okulu öğrencisi, 48 denizaltı astsubayı, 63 deniz eri ile 25’i gemi mürettebatı olmak üzere toplam 167 kişi şehit düşmüştür.
REFAH GEMİSİ FACİASI YILLARCA HALKTAN SAKLANIR!
Sonra anlaşılır ki, gemiyi Fransızlar batırmıştır. Ne İngiltere'den parası 2. defa ödenmiş gemiler alınabilir ne Fransızlara bu saldırının bedeli ödetilir!
167 Şehit sineye çekilir, sadece tazminat olarak "GEMİ ALDIK" denilir' fakat alınan bu gemileri kimse görmez, kimse bilmez. İşte bu faciaya, REFAH GEMİSİ FACİASI denir!
Neden bilmiyorum. Geçtiğimiz günlerde ABD, "Türkiyeye F 35'leri vermeyeceğiz" diye açıklama yaptığı vakit, aklıma direkt olarak bu terajikomik hazin vaka geldi. HIRSIZ BATI her zaman hırsızlığını ve sahtekarlığını sergilemekten çekinmiyor. Lakin kendisini öyle janjanlı, öyle parlak yönleriyle ön plana çıkartıyor ki biz hep batının parlak ve gözalıcı yanlarını görüyoruz.
Arka planda çevirdikleri kahpelikler ise, yanlarına kar kalıyor. En azından şimdiye kadar böyleydi. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ne devletimizin başında sağır İsmet var. Ne de o eski kısdırılmış, sindirilmiş, ezilmiş Türk milleti var.
Korkmuyorlarsa tekrar gelsinler, hep beraber gelsinler, her şekilde gelsinler. Bir tas hoşaf ve bir dilim ekmekle tarih yazan bu milleti, F-35'lerle terbiye edeceklerini zannedecek kadar ahmaklarsa, bizde tekrar bir tas hoşaf bir dilim kuru ekmekle tarih yazacak kadar cesuruz Elhamdülillah. FITRATIMIZ DEĞİŞMEDİ KAN AYNI KAN AMA YÖNETİM ŞEKLİMİZ VE İDARECİLERİMİZ DEĞİŞTİ. KANIMIZ DAHA DELİ AKIYOR. HEPSİNİ O KANDA BOĞMAYA HAZIR MİLYONLARCA VATANSEVER DİMDİK AYAKTA, ONLARI BEKLİYOR. BUYURSUN GELSİNLER! Topu gelsin... Toplanıp gelsin.. Buradayız... Haa bu arada, "15 Temmuz devletin oynadığı bir tiyatrodur. 250 şehidin katili devlettir" diye anıran CHP'Lİ TOPİTOPLARIDA SAHNEYE ALALIM LÜTFEN. KATİLLER HERKESİ KENDİLERİ GİBİ KATİL, HIRSIZLARDA HERKESİ KENDİLERİ GİBİ HIRSIZ SANIRMIŞ. HIRSIZDA SİZSİNİZ. KATİLDE SİZSİNİZ. BATININ VE BATININ TAŞERONLUĞUNU YAPAN SİZİN, HÜKMÜNÜZ BİTTİ ARTIK!
Bizim şahsımıza yaptığınız zulümleri geçtik ama herkes şunu iyice bellesin: Herkim ki bu ülkeye ihanet ettiyse, ülkenin arkasından iş çevirmeye kalktıysa, ihanetin bedeli misliyle ödetilecek. Batıya yönelerek devletçilik oynanmayacağını iyice belleyeceksiniz. Kanını toprağa düşürdüğünüz her yiğidin hesabını ayrı ayrı soracağız sizden.
Bombalı araç ile aralarına daldığınız çevik kuvvetin, izne çıktığında nişan alışverişinde, nişanlısının yanında kalleşçe katlettiğiniz gariban askerin, ayaktayken korkudan yanına yanaşamadığınız için uykusunda öldürdüğünüz yiğitlerin, karısının yanında vurduğunuz binbaşının, hesabını soracağız sizden!
Başörtüsünden tutup yerlerde sürüdüğünüz kızların, 28 Şubat'ta haksız yere hapse tıktırdığınız yalnızların, gözyaşlarında boğacağız sizi!
Hazırlanın, korkmayın! Titreyin ulan titreyin! Nefes kadar içinizde, azrail kadar ensenizdeyiz. BİZ BÜYÜK TÜRKİYEYİZ!
17 Şubat 1941'de, Alman Birlikleri Bulgaristandan Turkiye sınırına dayanır..
Ancak Almanlar Türkiye'ye saldırmayacaklarına dair güvence verirler...
Hitlerin mektubuna, İnönü'nün yazdığı cevapla Türk Alman ilişkileri yumuşar ve Türk Alman ilişkilerinde yakınlaşma başlar!
iSMET, Almanlarla yakınlaşırken, onlarla savaş halinde olan İngilizlere de göz kırpma politikasi izleyerek, siyasetiyle 2 tarafı da idare ettiğini sanır...!
İngiltere ise tıpkı 1. Dünya savaşında olduğu gibi, bir oldu bittiyle Turkiye' yi 2. Dünya savaşına çekmek istemektedir...
İngiltere tam bu kritik dönemde, Turkiyeye mesaj göndererek, daha önce sipariş edilen denizaltıların hazır olduğunu bildirir...
F.Çakmak şüphelenir ama sağır İsmet'e engel olamaz..
Refah Şilebi hazırlanır...
İçine denizaltı ve filoyu teslim almak üzere, mürettebatla beraber 200 özel yetişmiş asker biner.
Gemide 200 kişiye yetecek ne yatak, ne tuvalet ne de flika vardır. Sefere elverişsiz olduğu Ankara’ya bildirilir ama "YOLA ÇIKIN" talimatı gelir.
23/Haz/1941 de gece yarısı korkunç bir patlama ile batırılır, kimi patlamayla can verir kimi köpek balıklarına yem olur...
Tam 167 şehit vardır: 15 deniz subayı, 16 Hava Harp Okulu öğrencisi, 48 denizaltı astsubayı, 63 deniz eri ile 25’i gemi mürettebatı olmak üzere toplam 167 kişi şehit düşmüştür.
REFAH GEMİSİ FACİASI YILLARCA HALKTAN SAKLANIR!
Sonra anlaşılır ki, gemiyi Fransızlar batırmıştır. Ne İngiltere'den parası 2. defa ödenmiş gemiler alınabilir ne Fransızlara bu saldırının bedeli ödetilir!
167 Şehit sineye çekilir, sadece tazminat olarak "GEMİ ALDIK" denilir' fakat alınan bu gemileri kimse görmez, kimse bilmez. İşte bu faciaya, REFAH GEMİSİ FACİASI denir!
Neden bilmiyorum. Geçtiğimiz günlerde ABD, "Türkiyeye F 35'leri vermeyeceğiz" diye açıklama yaptığı vakit, aklıma direkt olarak bu terajikomik hazin vaka geldi. HIRSIZ BATI her zaman hırsızlığını ve sahtekarlığını sergilemekten çekinmiyor. Lakin kendisini öyle janjanlı, öyle parlak yönleriyle ön plana çıkartıyor ki biz hep batının parlak ve gözalıcı yanlarını görüyoruz.
Arka planda çevirdikleri kahpelikler ise, yanlarına kar kalıyor. En azından şimdiye kadar böyleydi. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ne devletimizin başında sağır İsmet var. Ne de o eski kısdırılmış, sindirilmiş, ezilmiş Türk milleti var.
Korkmuyorlarsa tekrar gelsinler, hep beraber gelsinler, her şekilde gelsinler. Bir tas hoşaf ve bir dilim ekmekle tarih yazan bu milleti, F-35'lerle terbiye edeceklerini zannedecek kadar ahmaklarsa, bizde tekrar bir tas hoşaf bir dilim kuru ekmekle tarih yazacak kadar cesuruz Elhamdülillah. FITRATIMIZ DEĞİŞMEDİ KAN AYNI KAN AMA YÖNETİM ŞEKLİMİZ VE İDARECİLERİMİZ DEĞİŞTİ. KANIMIZ DAHA DELİ AKIYOR. HEPSİNİ O KANDA BOĞMAYA HAZIR MİLYONLARCA VATANSEVER DİMDİK AYAKTA, ONLARI BEKLİYOR. BUYURSUN GELSİNLER! Topu gelsin... Toplanıp gelsin.. Buradayız... Haa bu arada, "15 Temmuz devletin oynadığı bir tiyatrodur. 250 şehidin katili devlettir" diye anıran CHP'Lİ TOPİTOPLARIDA SAHNEYE ALALIM LÜTFEN. KATİLLER HERKESİ KENDİLERİ GİBİ KATİL, HIRSIZLARDA HERKESİ KENDİLERİ GİBİ HIRSIZ SANIRMIŞ. HIRSIZDA SİZSİNİZ. KATİLDE SİZSİNİZ. BATININ VE BATININ TAŞERONLUĞUNU YAPAN SİZİN, HÜKMÜNÜZ BİTTİ ARTIK!
Bizim şahsımıza yaptığınız zulümleri geçtik ama herkes şunu iyice bellesin: Herkim ki bu ülkeye ihanet ettiyse, ülkenin arkasından iş çevirmeye kalktıysa, ihanetin bedeli misliyle ödetilecek. Batıya yönelerek devletçilik oynanmayacağını iyice belleyeceksiniz. Kanını toprağa düşürdüğünüz her yiğidin hesabını ayrı ayrı soracağız sizden.
Bombalı araç ile aralarına daldığınız çevik kuvvetin, izne çıktığında nişan alışverişinde, nişanlısının yanında kalleşçe katlettiğiniz gariban askerin, ayaktayken korkudan yanına yanaşamadığınız için uykusunda öldürdüğünüz yiğitlerin, karısının yanında vurduğunuz binbaşının, hesabını soracağız sizden!
Başörtüsünden tutup yerlerde sürüdüğünüz kızların, 28 Şubat'ta haksız yere hapse tıktırdığınız yalnızların, gözyaşlarında boğacağız sizi!
Hazırlanın, korkmayın! Titreyin ulan titreyin! Nefes kadar içinizde, azrail kadar ensenizdeyiz. BİZ BÜYÜK TÜRKİYEYİZ!