“Kütlenin Korunumu Yasası” diye bilinen çok önemli bir bilimsel keşif yapmıştı adam.

Düşünün hukuk bitirmesine rağmen kendi kendine kimya ile ilgilenmiş bir eğitimini almadığı halde, bugün hâlâ geçerli olan bir kimya yasasına imza atmıştı.

Ama o dönemin karanlık Fransa'sının aykırı görüşe, bilime tahammülü hiç olmadı. Giyotin ile idamına karar verdiler.

Efsaneye göre, idam edileceğini öğrenen Lavoisier, matematikçi Lagrange’i çağırır.

“Kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kere kırpıyorsam, insan kafası kesildikten sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarsınız” der.

Lavoisier’nin kafası kesildikten sonra sepete düşer ve iki kere göz kırpar.

Birilerinin kellesini almaya çalışsanız da düşünmeye devam ederken, birileri omuzu arasında olan kellesini sadece fitne, dedikodu ve iftira için harcıyor ne acı.

Bütün bunlardan daha kötüsü kellesi ile göz kırpanlara ölü, bunlara canlı denmesi.

IQ kaç desen 90-60-90 diyecek zararlılar insanların hayatları hakkında en ufak bilgi sahibi olmadan, cesede üşüşen akbabalar gibi sadece günü kurtarma telaşına düşüyorlar.

Ortaya koyduğu koyabileceği hiç bir şeyi olmayan bu insanlar dağ tepelerinde korunaklı yerlerinde birinin ölümünü beklemek dışında bir işe yaramıyor.

Dün hayatımın en korkunç günlerinden birini yaşadım. Bu satırları hastane odasından yazıyorum.

Ve üzgünüm Kellem size göz kırpıyor...