Kime sorsan yaşadığı hayattan memnun değil. Sorduğun kişinin çok zengin olması ya da çok güzel bir kadın olması ya da işinde çok başarılı bir adam olması fark etmiyor. Herkes olduğu yerde mutsuz. Bahsettiğim mutsuzluk salt "çok sıkıldım ama yaa" şımarıklığı değil.

İç huzursuzluğu ve kendini hep yetersiz hissetme halinin hiç bitmemesi.

Kime baksanız yaşantısında birtakım değişiklikler yapmak istiyor ya da hayatını tümden çöpe atıp tamamen yeni bir başlangıç yapmanın hayalini kuruyor. Kimi, kötü alışkanlıklarından ölesiye bedbaht iken; kimi ise hayatının genelinden veya şu an olduğu kişiden memnun değil. Çünkü kimse kendini "yeterli" hissetmiyor artık.

Genel duruma baktığımız zaman kimsenin pek yaptığı bir şey de yok. Lafta kalan istekler, ertelenen yapılacaklar listesi bitmiyor ve bir çok ertelenen şey sanki omuzlarımızda gezdirmek zorunda olduğumuz mecburi yüklerimiz adeta.

Pazartesi kesin diyete başlıyoruzdur, o kitabı bu sefer bitiriyoruzdur, bu ay kesin az para harcıyoruzdur, yarın mutlaka o dolabı temizliyoruzdur ve yakında kesin sosyal medyadan gidiyoruzdur.

Elde var sıfır...

Nehrin karşısına geçmek için orada durup o suyun durmasını beklemek nasıl saçmaysa o an yapılmayan şeyi yapmak için doğru zamanı beklemek de o kadar saçma aslında.

Kış günü C Vitamini ihtiyacını karşılasın diye mandalina yaratan, sonra onu sonsuz merhameti ile dilimlere bölen ama bununla da yetinmeyip mandalinaya eşşiz bir koku veren, kulunun koku zevkini bile tatmin eden Rabbimiz bizim ruhsal hastalıklarımızın da tedavisini mübarek Kuran'da vermiş.

İnşirah suresi 7. ayette "o halde bir işi bırakınca diğerine koyul" diye emreden Allah'ın bu emrini "hırsızlık yapma" emri kadar ciddiye aldığımız zaman ruhsal problemlerimizin hemen hemen hepsini çözmüş olacağız.

Sadece ruhsal problemlerimizi mi?

Şu ayeti hayatına tatbik eden bir İslâm alemini hayal edinsene! Hiç boş kalmayan, devamlı ibadet ve başka bir iş ile meşgul olan ve hayatından erteleme denen şeyi çıkaran kadınları, erkekleri, gençleri bir hayal edin Allah aşkına!

Sadece dört beş kelimeye iman ve tatbik ile ne güzel olur dünya...