Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kuruldu. Amacı dünyada güya savaşları önlemek... Fakat emperyalist devletlerin hukuksuz, adaletsiz nizamını meşrulaştırma aracı olarak vazife gördü. Tek fonksiyonu emperyalist nizamı hâkim kılmak oldu. Dünya bu iştahlı canavar mekanizmasının acı bedelini İkinci Dünya Savaşı ile ödedi. İkinci Dünya Savaşı da altı yıl sürdü. Milyonlarca insanın ölümüne ve yüzlerce şehirlerin felaketine yol açtı. Telef olan doğal yaşam alanları ve ekolojik yıkım da bu savaşın ayrıca vahşi diğer bir boyutu oldu.
İkinci Dünya Savaşı bitti. Bu kez de dünya barışını koruma kılıflı Birleşmiş Milletler Örgütü ortaya çıktı. Bu örgüt, Milletler Cemiyetinin asıl fonksiyonunu daha sinsi ve uzun soluklu bir işlevini gördü. Mahallenin beş seçilmiş kabadayısının danışıklı dövüşü ile dünyaya kendi çıkarları doğrultusunda nizam vermesine aracılık etti.
Emperyalist devlere hizmet eden mevcut düzenin acı bedeli yine insanlığa ödetilmek isteniyor. Ukrayna Savaşı, Çin-Tayvan sürtüşmesi, Doğru Akdeniz çekişmesi, Japonya- Rusya Kuril Adaları meselesi, Zengezur sorunu, Keşmir'in durumu gibi bir çok çıkmaz; örtülü başlayan üçüncü dünya savaşının önümüzdeki dönemlerde daha görünür konvansiyonel bir mücadeleye evrileceğini gösteriyor. Ne yazık ki bunları aşmak sancısız olmayacak. Bunu aşmak mevcut beşli çete düzeni ile kesinlikle mümkün değildir.
Kaçınılmaz bir hesaplaşma dünyayı bekliyor. Çünkü tek söz ve hak sahibi olarak kendilerini gören beşli çete bu ayrıcalıklarını kolay kolay feda etmek istemeyeceklerdir. Mevcut düzenin yıkıcı yüzüne bir daha tanık olacağız. Türk ve İslam Dünyasının daha aktif rol alacağı sonrasındaki süreçte "dünya beşten büyüktür" şiarı ile daha adil bir dünya mümkün diyenlerin tezi ile tedavüldeki "dünya beşten ibarettir" savının mücadelesine şahitlik edeceğiz. Hakkın batıla galip geleceği ve mazlumlara kan kusturan emperyalistlerin merhamet dileneceği günler yakındır.
*****
2023 Seçimleri
Sıradışı bir mücadeleye sahne olacağı ve bir o kadar da önemli bir seçim olacağı kesin...
Onbeş ay sonra yapılacak seçimlerde hükümeti tökezletmek ve Cumhurbaşkanımızı frenletmek için ekonomik, siyasi ve asimetrik bütün argümanlarıyla saldırmaları, pervasızca her hakareti yapmaları ve en aşağılık yalanlarla utanmadan milletin algısını değiştirme çabaları, bu seçimlerin son şansları olduğunu gösteriyor. 2023'den sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorlar.
Bu milletin gözünün içine baka baka laflarını sakınmadan bu derece açık bir şekilde değerlerimize saldırmaları, dış mihraklarla açıktan iş tutmaları, içimizdeki milliyetsizlerin gerçek renklerini belli etmeleri ve solcu kılıklı vatansızların maskelerini indirmesi artık gemileri yaktıklarının göstergesi olabilir.
Bu necip İslâm milletine sevdalı ve bu aziz vatana gönül bağı sıkı olan her kardeşimiz, girdiğimiz bu sancılı dönemin şuurunda hareket etmeli ve ona göre pozisyon almalı. Bizi, midesinden sofrasından ötesini göremeyen bir millet yapmak ve büyük resmi gözümüzden kaçırmak için alemimizi ekonomik savaşlarla bulandırmak istiyorlar. İnşaallah başımıza örülen tuzağı fark ettiğimizde iş işten geçmez.
Sultan Abdülhamit'in devletin başından indirilmesinde hainlerin yanında güya vatan sevdasında samimi fakat ferasetsiz bir kitlenin rolü oldukça büyüktü.
Bir Kızılderili atasözünü hatırlamanın tam yeridir sanırım.
“Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kuruduğunda,
Son balık avlandığında,
İşte o zaman paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksınız.”