Ben sobası olan bir ilçe ilkokulunda okudum. Tuvaleti dışarıdaydı ve o kadar pisti ki giriş kapısına kadar dışkı olurdu bazen. Hala rüyalarımda o tuvalete girmemek için direnirim. Bilinç altıma nasıl işlediyse olay, temizlemeye falan çalışırım rüyalarımda.
Sadece bahçesinde çeşme vardı kışları donduğu için, yazları da sular kesik diye akmazdı.
Şimdi asgari ücret ile çalışan karı kocalar bile aile büyüklerinin emekli maaşları ile çocuklarını kolejlere gönderiyorlar.
"Ben yapamadım o yapsın, yaşasın" mantığı ile bu okullara gönderilen çocukların elbette hepsinin değil ama çoğunun, üstüne dökülen şeyi silmeyi bile akıl edemediğine şahit oluyorum. Çocuk yere silgisi düşüyor da almak için annenin gözlerine bakıp talimatını bekliyor.
Karı koca 5 gün çocuğu görmüyor çalışmaktan ve bunu haftasonu ayarsız eğlenceler, partilemeceler, kıyafet alışverişi, bir oyuncak, bir kitap, 1 saat oyun evleri, bir de kolej parası ile gidermeye çalışıyor. Ortamlarda adına "kaliteli zaman" dersin, "ama biz onun için çalışıyoruz" dersin, olmadı "biz bir sırada üç kişi otururduk o da mı otursun" falan dersin kim bilecek çocuğu telef ettiğini kendi reklamın ve prestijin için kullandığını.
Sırf eşe dosta "zozuğum özel okula gidiyor kujum" diyebilmek için proje çocuk yapan, çoğunluğu beyaz yakalı aileler var evet ama aynı gösteriş merakı bu sefer devlet okulunda imece usulü tatmin ediliyor.
Öğretmenler gününde para toplayıp çeyrek alandan tut, bir saate 700 lira veren hatta öğretmene takım elbise alan veliler gördü bu gözler.
Aynı gözler çok eşek gördü, ailesi servet döktü eğitimine. Özel hocalar, kolejler, sivilcesi çıksa etkilenmesin diye psikoloğa götürülürdü. Eteğini kıvırıp, metal dinlemekle övünürdü ergenus. 17 yaşında Kütahya'dan Gaziantep'e kaçtı sevgilisiyle.
Yine bu gözler ne pırlantalar gördü, 6 haneli evde tek odada koyun gütmekten gelip ders çalışmaya çalıştı, doktor oldu.
İşte bu yüzden bazen isyan edip:
"Siz çocuklarınızı birer parazit ve doyumsuz ukalalara dönüştüren, çarık kokusunun armani parfümle geçeceğini sanan eziklersiniz. Herkes steril bir hayat kurma peşinde çocuklarına ve hayat steril bir yer değil. Zamanla yaşayarak öğreneceksiniz! Çocuklarınız kendi başına bir halt yiyemeyen robotik parçalara dönüştüğünde sizinle tekrar yüzleşeceğiz sayın ebeveynler" demek istiyorum çoğu zaman da saçımı elime verirler mi acaba diye korkmuyor değilim.
Sadece bahçesinde çeşme vardı kışları donduğu için, yazları da sular kesik diye akmazdı.
Şimdi asgari ücret ile çalışan karı kocalar bile aile büyüklerinin emekli maaşları ile çocuklarını kolejlere gönderiyorlar.
"Ben yapamadım o yapsın, yaşasın" mantığı ile bu okullara gönderilen çocukların elbette hepsinin değil ama çoğunun, üstüne dökülen şeyi silmeyi bile akıl edemediğine şahit oluyorum. Çocuk yere silgisi düşüyor da almak için annenin gözlerine bakıp talimatını bekliyor.
Karı koca 5 gün çocuğu görmüyor çalışmaktan ve bunu haftasonu ayarsız eğlenceler, partilemeceler, kıyafet alışverişi, bir oyuncak, bir kitap, 1 saat oyun evleri, bir de kolej parası ile gidermeye çalışıyor. Ortamlarda adına "kaliteli zaman" dersin, "ama biz onun için çalışıyoruz" dersin, olmadı "biz bir sırada üç kişi otururduk o da mı otursun" falan dersin kim bilecek çocuğu telef ettiğini kendi reklamın ve prestijin için kullandığını.
Sırf eşe dosta "zozuğum özel okula gidiyor kujum" diyebilmek için proje çocuk yapan, çoğunluğu beyaz yakalı aileler var evet ama aynı gösteriş merakı bu sefer devlet okulunda imece usulü tatmin ediliyor.
Öğretmenler gününde para toplayıp çeyrek alandan tut, bir saate 700 lira veren hatta öğretmene takım elbise alan veliler gördü bu gözler.
Aynı gözler çok eşek gördü, ailesi servet döktü eğitimine. Özel hocalar, kolejler, sivilcesi çıksa etkilenmesin diye psikoloğa götürülürdü. Eteğini kıvırıp, metal dinlemekle övünürdü ergenus. 17 yaşında Kütahya'dan Gaziantep'e kaçtı sevgilisiyle.
Yine bu gözler ne pırlantalar gördü, 6 haneli evde tek odada koyun gütmekten gelip ders çalışmaya çalıştı, doktor oldu.
İşte bu yüzden bazen isyan edip:
"Siz çocuklarınızı birer parazit ve doyumsuz ukalalara dönüştüren, çarık kokusunun armani parfümle geçeceğini sanan eziklersiniz. Herkes steril bir hayat kurma peşinde çocuklarına ve hayat steril bir yer değil. Zamanla yaşayarak öğreneceksiniz! Çocuklarınız kendi başına bir halt yiyemeyen robotik parçalara dönüştüğünde sizinle tekrar yüzleşeceğiz sayın ebeveynler" demek istiyorum çoğu zaman da saçımı elime verirler mi acaba diye korkmuyor değilim.