Bir videoya denk geldim. Videoda liseli bir genç sınıfta sigara içiyor, dumanını öğretmene doğru üfleyip, embesil gibi bağırıyor.
Dehşet ile izliyorsun görüntüleri.
Kapattıktan sonra bir müddet bakışların sabitleniyor, ne izlediğini anlamlandırmaya çalışıyor, ağzından köpükler çıka çıka sara nöbeti geçirmek falan istiyorsun.
Öyle üzücü...
Çocuklara kızmıyorum. Nasıl kızacaksın ki onlara? Ne veriyoruz ne sunuyoruz onlara iyi ve güzele dair de, onlar "istemem" diyor?
İçki ve sigaranın sansürlendiği ama cinayetin tüm ayrıntıları ile gösterildiği, insanın magandalık yapmasının aylak gezmesinden daha önemli olduğunun işlendiği, okul çağındaki liselilerin sıra ile birbirini aldattığı olayların yaz aylarının raiting rekortmenleri olduğu diziler ile mi onlara iyi insan olmayı öğreteceğiz?
Hak aramak ile zorbalık yapmanın aynı şey olmadığını, trafikte "yol vermedin" kavgası yapan babasından mı öğrenecek bu çocuklar? Ya da doktor kuyruğunda herkesin hakkını gasp ederek işini erken bitirmek için aracı bulan annesinden mi öğrenecek, başkasının haklarına saygı duymayı?
Eskiden yok muydu böyle gençler?
Evet vardı. Zorbalık insanlık tarihi kadar eski bir eylem. Ama eskiden "adam olacağın okuyacağın yok senin, gir şu berberin, kasabın yanına bari de bir meslek öğren" diyen öngörüsü yüksek anne babalar vardı. Eskiden anne babalar çocuklarını bu kadar korumacı yetiştirmezdi.
Şimdi bakıyorum herkesin çocuğu Tesla, herkesin çocuğu İbni Sina sanki. Üç yaşındaki çocuk telefon kilidini açabiliyor diye "bizimki çok zeki" diye konuya giren anneler biliyorum. Saatlerce çocuğunun nasıl merdivenden çıkıp kaydıraktan kayabildiğini falan anlatıyor bunlar. Hayır zeki değil çok üzgünüm bunu birinin size söylemesi lazım. Çocuğunuz zeki değil ama belki gerizekalı değil diye sevinebilirsin.
Eğer gerçekten samimi şekilde Osmanlı yeniden zuhur etsin istiyorsak, fethin ilk günü hocası Akşemseddin'i şehre önden sokan kendisi arkadan atı ile takip eden Fatih'lerin ahlakından vermeye çalışmalıyız çocuklarımıza.
Yoksa Osmanlı olma istekleri boş slogandan öteye geçemez.
Dehşet ile izliyorsun görüntüleri.
Kapattıktan sonra bir müddet bakışların sabitleniyor, ne izlediğini anlamlandırmaya çalışıyor, ağzından köpükler çıka çıka sara nöbeti geçirmek falan istiyorsun.
Öyle üzücü...
Çocuklara kızmıyorum. Nasıl kızacaksın ki onlara? Ne veriyoruz ne sunuyoruz onlara iyi ve güzele dair de, onlar "istemem" diyor?
İçki ve sigaranın sansürlendiği ama cinayetin tüm ayrıntıları ile gösterildiği, insanın magandalık yapmasının aylak gezmesinden daha önemli olduğunun işlendiği, okul çağındaki liselilerin sıra ile birbirini aldattığı olayların yaz aylarının raiting rekortmenleri olduğu diziler ile mi onlara iyi insan olmayı öğreteceğiz?
Hak aramak ile zorbalık yapmanın aynı şey olmadığını, trafikte "yol vermedin" kavgası yapan babasından mı öğrenecek bu çocuklar? Ya da doktor kuyruğunda herkesin hakkını gasp ederek işini erken bitirmek için aracı bulan annesinden mi öğrenecek, başkasının haklarına saygı duymayı?
Eskiden yok muydu böyle gençler?
Evet vardı. Zorbalık insanlık tarihi kadar eski bir eylem. Ama eskiden "adam olacağın okuyacağın yok senin, gir şu berberin, kasabın yanına bari de bir meslek öğren" diyen öngörüsü yüksek anne babalar vardı. Eskiden anne babalar çocuklarını bu kadar korumacı yetiştirmezdi.
Şimdi bakıyorum herkesin çocuğu Tesla, herkesin çocuğu İbni Sina sanki. Üç yaşındaki çocuk telefon kilidini açabiliyor diye "bizimki çok zeki" diye konuya giren anneler biliyorum. Saatlerce çocuğunun nasıl merdivenden çıkıp kaydıraktan kayabildiğini falan anlatıyor bunlar. Hayır zeki değil çok üzgünüm bunu birinin size söylemesi lazım. Çocuğunuz zeki değil ama belki gerizekalı değil diye sevinebilirsin.
Eğer gerçekten samimi şekilde Osmanlı yeniden zuhur etsin istiyorsak, fethin ilk günü hocası Akşemseddin'i şehre önden sokan kendisi arkadan atı ile takip eden Fatih'lerin ahlakından vermeye çalışmalıyız çocuklarımıza.
Yoksa Osmanlı olma istekleri boş slogandan öteye geçemez.