Türk dili ve edebiyatı okuma fikri başlı başına bir hataydı. Derslerin arasında Uygur Türkçesi, Orhun Türkçesi gibi derslerin olduğunu bilsem zaten gider direk intihar ederdim kimse yorulmazdı.
İkinci üniversiteyi okuma fikri zaten başlı başına hataydı oraya hiç girmeyim. Kişisel tatmin araçlarına ulaşmak bence bu kadar kolay olmamalı. Ben ortamlarda "iki üni bitirdim kanka yeaa" diyebileceğim diye neden devleti kırtasiye masrafına sokayım?..
Giriş başarısız oldu kabul, aslında bu bölümü okuyorsan giriş gelişme sonuç yapabil diye hayvan gibi kitapları bedava dağıtıyor devlet. Ben daha onu bile beceremiyorum. - da ve - de'leri bile hala karıştırdığımı varsayarsak, suçu sadece telefon ile yazıyor olmama atmamam lazım.
Gerçi daha bu sabah otobüste ayakta yazdığım yazı sırasında "dayı yavaş yavaş senin yüzünden -da bitişik oldu, bunu yapamayanı ortama sokmuyor insanlar" diyecek oldum ama olsun, suç sistemde değil bende...
Bütün bunları niye anlattım...
Şuan üniversite kampüsünde çimenlerin üzerinden bildiriyorum size.
Karşımda bir aile var...
Kasket şapkası, siyah şalvar, iç yeleği ve bu sıcakta çıkarmadığı çizgili ceketi güneşin alnında kararmış bolca kırışmış ama traşını mutlaka olmuş yüzü ile bir baba...
Şehre gidiyor diye örtüsünü önden bağlamış ve bunu insana saygısı dolayısı ile yapmış, Jersey olan eteğinin üzerine giydiği örgü siyah yeleği ile mahcup, renkli çoraplarını üstüne giydiği hangi bayram alındığı az çok belli olan süet iskarpinleri ile bir anne...
Onların tam ortasında durmuş ve hararetle bilboardın önünde onlara bir şeyler anlatan ama mutlaka ikna olmalarını bekleyen en fazla 19 yaşlarında bir genç kız...
"4 gece 5 gün Karadeniz turu 390 lira" yazıyor reklamda...
390 lira sana bana ona çok değil ama o amcama çok para. Bayram geliyor üstelik. Kızını kırmak istemediği öyle belli öyle sıkılıyor öyle çaresiz hissediyor kendini yüz hatlarından anlıyorsun. Anne panik olmuş bir kızına bir kocasına bakıyor. Kimse üzülmesin istiyor belli ama en çok kocası üzülmesin derdinde...
Konuşarak gittiler...
Siz ey Cihangir sçmıkları!
Gözü dönmüş nişantaşı asalakları!
Suriyeliler üzerinden siyaset kasan siz ey insan müsveddeleri!
Paylaşacak bir lokma ekmeğinin hesabını yapan midesi varil sözde Müslümanlar!
Siz bu halka kurban olun!
Siz onlara çomar demeye, aşağılamaya devam edin.
Ama bu halk yiyecek ekmeği kalmasa bile bundan 16 sene önce değil kampüse çocuklarının mezuniyet törenlerine bile alınmadıklarını unutmayacak!
***
Küçükken annem besmeleye alışalım diye "besmele çekmezsen doyamazsın" derdi. Artık gerizekalılıktan mı açgözlülükten mi bilmiyorum "çekmiyorum" derdim.
Annem ısrarla "çek" demişti, ben ısrarla itiraz etmiştim. En son kadın kalktı beni iyi bir dövdü yorulunca da "Niye çekmiyorsun? " dedi.
"yaa çekeyimde çabuk doyayım bütün yumurtayı onlar (kardeşlerim) yesin değil mi?" demiştim.
Serde gerizekalılık olunca dayak atsanda fark etmiyor, belki de bu muhalefet ile bu kadar uğraşmamak lazım bilemiyorum. :/
***
Ne kadar kilo aldığımı kontrol etmek için kendi yanağımdan makas aldım. Sonra dayanamayıp kendime "oooy tontiş ponçik yhaa" dedim.
Sonra baktım diyalog samimi ilerliyor "yapma şunu şapşik misin nesin" dedim.
Muharrem İnce'de aynı benim kafamda.
Kendi kendini gaza getirip, kendi kendine seviniyor.
Çiftçiye 2.35 den verilen mazotu "3.5 yapacağım" vaadinden sonra "nasıl yaptım ama, beğendiniz de mi? " diyecek.
Oyum Muharrem İnce'ye halkın adamı halk gibi olur :/
***
Bir arkadaşın nikahı vardı. "Evet" dediler falan salak salak mutlular işte. Hep bildiğiniz sahneler.
Neyse, o onun ayağına basıyor, yüzbin defa şahit olduğu şu manzaraya konuklar ayıp olmasın diye gülüyorlar falan. "Ehe ehe evlendik" modundalar.
Ben gözlerimi devire devire olanları izliyorum, sanki bende kraliyet sarayına çaya davetliydim de bunlar evlenecek diye gidememişim gibi havalara giriyorum.
Neyse o sırada küt elektrikler gitti.
Damat'ın annesi "oğlumun ilk günden hayatı karardı" dedi.
İyi partililer aynı durumda şimdi. Güneş zannettikleri şeyin sıradan karbon pilli fener olduğunu anlayınca ortada kaldılar.
Resmen hayatları karardı. :/
İkinci üniversiteyi okuma fikri zaten başlı başına hataydı oraya hiç girmeyim. Kişisel tatmin araçlarına ulaşmak bence bu kadar kolay olmamalı. Ben ortamlarda "iki üni bitirdim kanka yeaa" diyebileceğim diye neden devleti kırtasiye masrafına sokayım?..
Giriş başarısız oldu kabul, aslında bu bölümü okuyorsan giriş gelişme sonuç yapabil diye hayvan gibi kitapları bedava dağıtıyor devlet. Ben daha onu bile beceremiyorum. - da ve - de'leri bile hala karıştırdığımı varsayarsak, suçu sadece telefon ile yazıyor olmama atmamam lazım.
Gerçi daha bu sabah otobüste ayakta yazdığım yazı sırasında "dayı yavaş yavaş senin yüzünden -da bitişik oldu, bunu yapamayanı ortama sokmuyor insanlar" diyecek oldum ama olsun, suç sistemde değil bende...
Bütün bunları niye anlattım...
Şuan üniversite kampüsünde çimenlerin üzerinden bildiriyorum size.
Karşımda bir aile var...
Kasket şapkası, siyah şalvar, iç yeleği ve bu sıcakta çıkarmadığı çizgili ceketi güneşin alnında kararmış bolca kırışmış ama traşını mutlaka olmuş yüzü ile bir baba...
Şehre gidiyor diye örtüsünü önden bağlamış ve bunu insana saygısı dolayısı ile yapmış, Jersey olan eteğinin üzerine giydiği örgü siyah yeleği ile mahcup, renkli çoraplarını üstüne giydiği hangi bayram alındığı az çok belli olan süet iskarpinleri ile bir anne...
Onların tam ortasında durmuş ve hararetle bilboardın önünde onlara bir şeyler anlatan ama mutlaka ikna olmalarını bekleyen en fazla 19 yaşlarında bir genç kız...
"4 gece 5 gün Karadeniz turu 390 lira" yazıyor reklamda...
390 lira sana bana ona çok değil ama o amcama çok para. Bayram geliyor üstelik. Kızını kırmak istemediği öyle belli öyle sıkılıyor öyle çaresiz hissediyor kendini yüz hatlarından anlıyorsun. Anne panik olmuş bir kızına bir kocasına bakıyor. Kimse üzülmesin istiyor belli ama en çok kocası üzülmesin derdinde...
Konuşarak gittiler...
Siz ey Cihangir sçmıkları!
Gözü dönmüş nişantaşı asalakları!
Suriyeliler üzerinden siyaset kasan siz ey insan müsveddeleri!
Paylaşacak bir lokma ekmeğinin hesabını yapan midesi varil sözde Müslümanlar!
Siz bu halka kurban olun!
Siz onlara çomar demeye, aşağılamaya devam edin.
Ama bu halk yiyecek ekmeği kalmasa bile bundan 16 sene önce değil kampüse çocuklarının mezuniyet törenlerine bile alınmadıklarını unutmayacak!
***
Küçükken annem besmeleye alışalım diye "besmele çekmezsen doyamazsın" derdi. Artık gerizekalılıktan mı açgözlülükten mi bilmiyorum "çekmiyorum" derdim.
Annem ısrarla "çek" demişti, ben ısrarla itiraz etmiştim. En son kadın kalktı beni iyi bir dövdü yorulunca da "Niye çekmiyorsun? " dedi.
"yaa çekeyimde çabuk doyayım bütün yumurtayı onlar (kardeşlerim) yesin değil mi?" demiştim.
Serde gerizekalılık olunca dayak atsanda fark etmiyor, belki de bu muhalefet ile bu kadar uğraşmamak lazım bilemiyorum. :/
***
Ne kadar kilo aldığımı kontrol etmek için kendi yanağımdan makas aldım. Sonra dayanamayıp kendime "oooy tontiş ponçik yhaa" dedim.
Sonra baktım diyalog samimi ilerliyor "yapma şunu şapşik misin nesin" dedim.
Muharrem İnce'de aynı benim kafamda.
Kendi kendini gaza getirip, kendi kendine seviniyor.
Çiftçiye 2.35 den verilen mazotu "3.5 yapacağım" vaadinden sonra "nasıl yaptım ama, beğendiniz de mi? " diyecek.
Oyum Muharrem İnce'ye halkın adamı halk gibi olur :/
***
Bir arkadaşın nikahı vardı. "Evet" dediler falan salak salak mutlular işte. Hep bildiğiniz sahneler.
Neyse, o onun ayağına basıyor, yüzbin defa şahit olduğu şu manzaraya konuklar ayıp olmasın diye gülüyorlar falan. "Ehe ehe evlendik" modundalar.
Ben gözlerimi devire devire olanları izliyorum, sanki bende kraliyet sarayına çaya davetliydim de bunlar evlenecek diye gidememişim gibi havalara giriyorum.
Neyse o sırada küt elektrikler gitti.
Damat'ın annesi "oğlumun ilk günden hayatı karardı" dedi.
İyi partililer aynı durumda şimdi. Güneş zannettikleri şeyin sıradan karbon pilli fener olduğunu anlayınca ortada kaldılar.
Resmen hayatları karardı. :/