Eğer ki biz aylar öncesinden, 2019'a kadar geçecek olan süreçte olacakları, şer ittifakının bu devleti ele geçirmek için yaptığı hain planları fark edemeyip, sosyal medya üzerinden Abdullah Gül'ün üzerine gitmemiş, onun üzerinde toplumsal bir baskı oluşturmamış olsaydık ve kendisine, aday olduğu takdirde Tayyip Erdoğan sayesinde edindiği itibarının yerle bir olacağını hissettirmemiş olmasaydık şu anda Abdullah Gül "Cümbüş İttifakı"nın Başkan adayı olarak çoktaaan karşımıza çıkarılmış olacaktı...
Bunun dışında eğer ki seçimler erkene çekilmeyip, normal seyrinde 2019 yılının Kasım ayında yapılmış olsaydı, o tarihe kadar Abdullah Gül ismi gerek sosyal medya üzerinden gerekse görsel ve yazılı basın üzerinden şişirilerek balon isim haline getirilip, yine önümüze sunulacaktı.
Seçimlerin öne çekilmiş olması "Cümbüş İttifakı"nın bu planını da alt üst etti. Gerek CHP içerisinden çıkan çatlak sesler gerekse Abdullah Gül'ün insanların gözünde düştüğü bu durumu dikkate alan FETÖ'nün son kurtuluş ümidi olan BAŞKANLIK SEÇİMLERİNİ tehlikeye atmayarak, önümüze Meral Akşener ismini çıkaracağını düşünüyorum...
Meral Akşener'de adaylık konusunda ısrar edip, aday olacağını duyurduğuna göre, Abdullah Gül'ün adaylık işi bu saatten sonra yatar gibime geliyor.. Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meral Akşener ile kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmede neler konuşuldu bilinmez.
Ama görüşmenin hemen ardından Meral akşener'in 100 bin tane imza toplayıp aday olacağını açıklaması benim bu söylediğimi doğrular nitelikte... Dediğim gibi olur da Abdullah Gül'ün adaylık işi yatarsa, Abdullah Gül'ün 27 Nisan'da, yani tam da e-muhtıranın yayınlandığı tarihte, kameraların karşısına geçip, "ben hiçbir zaman CHP ittifakının adayı olmayı düşünmedim, böyle bir talebim de olmadı. Eğer ki tarafıma böyle bir teklifte bulunulmuş olsaydı bile, kesinlikle kabul etmezdim, bu konuşulanların tamamı bir varsayımdan ibaret. Ben hiçbir zaman aday olarak, Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına dikilmeyi düşünmedim" diyerek AK Parti içerisinde kaybettiği itibarını tazeleme yoluna gidecektir diye düşünüyorum.
Haaaa! Bu bizim için bir şey ifade eder mi? Etmez! Çünkü biz kendisine aylardır "Yapma, etme, tarafını belli et. İnsanların arasına nifak sokma!" diye uyarıda bulunmamıza rağmen, bize kulak asmadı. Bundan sonra biz de onun hiçbir söylemine kulak asmayacağız.
Bu saatten sonra ister Abdullah Gül adaylığını koysun isterse Meral Akşener adaylığını koysun. Hatta hatta karşımıza kimi çıkarırlarsa çıkarsınlar. Bunun bizim için hiçbir önemi yok!
Bizim adayımız da milli duruşumuz da yıllardır belli ve asla değiştirmeyi düşünmedik. Bizim davamız onların güttüğü dava gibi 40 yıl önce kapalı kapılar ardında başlamadı.
Bizler 1400 yıl önce Hira Mağarası'nda Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellem ile başlayıp, bugün hala devam eden ve kıyamete kadar devam edecek olan İslam davasının neferleriyiz.
Ve Recep Tayyip Erdoğan da bizim şu anki liderimiz. Gerisi bizi bağlamaz... Diyeceklerim bu kadar!