Alanında dünyanın dördüncü büyüğü olan Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR'in Başkanı Orhan Ökmen, yazılı açıklamayla Türk bankacılık sektörünü değerlendirdi.
"Bankacılık sektörünün, ülke notunun tamponu olma gücünü ve yatırım yapılabilir seviyedeki mali yapısını topyekün olarak korumaya devam etmektedir.
Artan fonlama maliyetlerinin, mevduat faizleriyle dengelenmesi suretiyle faiz marjlarının korunacağını, bu yolla karlılık baskısının önleneceğini ve içsel sermaye üretim sürecinin yeterli düzeyde devam edeceğini beklemekteyiz.
Kredi hacmindeki artış hızının düşmesinin kar hacminde yaratacağı miktar azalmasına ragmen Türk bankacılık sektörünün performans beklentileri uluslararası bankacılık beklentilerinin üzerinde kalmaya devam edecektir.
Varlık ve teminat değerleri üzerinde oluşması beklenen kayıplar, kar ve karşılık rezerv tamponlarından karşılanabilecek durumda olduğu için performans ve kalite kaybı yaratması sözkonusu değildir. Ayrıca Türk bankacılık sektörü yeterli kredi/teminat oranına sahiptir.
Türk bankacılık sektörünün uluslararası FC notları Türkiye Ülke notu ile sınırlandırılmış olmakla birlikte küresel piyasalara erişim kabiliyeti hala oldukça yüksektir.
Türk bankacılık sektörüne sermaye desteği kadar kaliteli ve sistemik likidite desteği de sözkonusu olduğu için iflas riski ve likidite zorluk seviyesi istatistiki normların güvenli aralıkları içerinde kalmaktadır. Ayrıca zaten Türk Bankacılık sektörü yeterli düzeyde bir sermaye seviyesine sahiptir.
Türkiye’nin Transfer riski ile konvertibilite riski yatırım yapılabilir aralığın üst bandına doğru evrilmekle birlikte yatırım yapılabilir seviyedeki konumunu hala korumaktadır. Dolayısıyla sermaye hareketlerine kısıtlama geleceği varsayımına dayalı çıkarımlarla yapılan sektör değerlendirmeleri etik, doğru ve objektif değildir."
En ilginç olan durum şu.
Aynı veriler... Ancak sonuç, Moody's, Fitch ve S&P raporlarının tam aksi istikametinde.
Aynen bugün, bu açıklamayı servis eden şer odaklı bazı medya mensupları gibi. Hürriyet Gazetesi internet sitesi bu yukarıdaki açıklamayı tam tersi cümlelere çevirerek verdi.
Hangi kör akla hizmettir, bu ne cürettir bilmem... Ama, Hürriyet kadrosu bu asparagas geleneği ben bildim bileli sürdürüyor.
Japonya'nın bu açıklamayı AB ile tarihin en büyük anlaşması yapmasının peşinden yapması ayrıca çok önemli... Yarın BRİCS ülkeleri Güney Afrika'da buluşuyor.
Başkan Erdoğan İslam İktisadi Teşkilatı adına katılacak. Söz konusu ülkeler arasında ortak para birimi konuşulacak. İslam ülkeleri ve BRİCS ülkeleri işbirliği konuşulacak.
Güneş artık İpek Yolu üzerine doğuyor ve bu yol şimdilik şeytani küresel sermayenin tam kontrolünde değil. Şeytani kredi değerlendirme kuruluşları bazı kurumları karalayıp ucuza kapatmak istiyorlar... Ama artık güneş o kadar büyüdü ki, artık balçıkla sıvanmıyor. Pamukbank ve Demirbank'ı karalayıp ucuza el koyma yöntemleri eskidi. Bu durumun farkında olmayan ve şeytanilerden yana olan, sadece geri zekalı aptallar ve satılmış şerefsizler kaldı.
Kapitalizmin babalarından Keynes şöyle demişti:
"Uzun vadede hepimiz ölüyüz."
Evet çok doğru, çünkü artık güneş balçıkla sıvanmıyor.
"Bankacılık sektörünün, ülke notunun tamponu olma gücünü ve yatırım yapılabilir seviyedeki mali yapısını topyekün olarak korumaya devam etmektedir.
Artan fonlama maliyetlerinin, mevduat faizleriyle dengelenmesi suretiyle faiz marjlarının korunacağını, bu yolla karlılık baskısının önleneceğini ve içsel sermaye üretim sürecinin yeterli düzeyde devam edeceğini beklemekteyiz.
Kredi hacmindeki artış hızının düşmesinin kar hacminde yaratacağı miktar azalmasına ragmen Türk bankacılık sektörünün performans beklentileri uluslararası bankacılık beklentilerinin üzerinde kalmaya devam edecektir.
Varlık ve teminat değerleri üzerinde oluşması beklenen kayıplar, kar ve karşılık rezerv tamponlarından karşılanabilecek durumda olduğu için performans ve kalite kaybı yaratması sözkonusu değildir. Ayrıca Türk bankacılık sektörü yeterli kredi/teminat oranına sahiptir.
Türk bankacılık sektörünün uluslararası FC notları Türkiye Ülke notu ile sınırlandırılmış olmakla birlikte küresel piyasalara erişim kabiliyeti hala oldukça yüksektir.
Türk bankacılık sektörüne sermaye desteği kadar kaliteli ve sistemik likidite desteği de sözkonusu olduğu için iflas riski ve likidite zorluk seviyesi istatistiki normların güvenli aralıkları içerinde kalmaktadır. Ayrıca zaten Türk Bankacılık sektörü yeterli düzeyde bir sermaye seviyesine sahiptir.
Türkiye’nin Transfer riski ile konvertibilite riski yatırım yapılabilir aralığın üst bandına doğru evrilmekle birlikte yatırım yapılabilir seviyedeki konumunu hala korumaktadır. Dolayısıyla sermaye hareketlerine kısıtlama geleceği varsayımına dayalı çıkarımlarla yapılan sektör değerlendirmeleri etik, doğru ve objektif değildir."
En ilginç olan durum şu.
Aynı veriler... Ancak sonuç, Moody's, Fitch ve S&P raporlarının tam aksi istikametinde.
Aynen bugün, bu açıklamayı servis eden şer odaklı bazı medya mensupları gibi. Hürriyet Gazetesi internet sitesi bu yukarıdaki açıklamayı tam tersi cümlelere çevirerek verdi.
Hangi kör akla hizmettir, bu ne cürettir bilmem... Ama, Hürriyet kadrosu bu asparagas geleneği ben bildim bileli sürdürüyor.
Japonya'nın bu açıklamayı AB ile tarihin en büyük anlaşması yapmasının peşinden yapması ayrıca çok önemli... Yarın BRİCS ülkeleri Güney Afrika'da buluşuyor.
Başkan Erdoğan İslam İktisadi Teşkilatı adına katılacak. Söz konusu ülkeler arasında ortak para birimi konuşulacak. İslam ülkeleri ve BRİCS ülkeleri işbirliği konuşulacak.
Güneş artık İpek Yolu üzerine doğuyor ve bu yol şimdilik şeytani küresel sermayenin tam kontrolünde değil. Şeytani kredi değerlendirme kuruluşları bazı kurumları karalayıp ucuza kapatmak istiyorlar... Ama artık güneş o kadar büyüdü ki, artık balçıkla sıvanmıyor. Pamukbank ve Demirbank'ı karalayıp ucuza el koyma yöntemleri eskidi. Bu durumun farkında olmayan ve şeytanilerden yana olan, sadece geri zekalı aptallar ve satılmış şerefsizler kaldı.
Kapitalizmin babalarından Keynes şöyle demişti:
"Uzun vadede hepimiz ölüyüz."
Evet çok doğru, çünkü artık güneş balçıkla sıvanmıyor.