Beyin, çok ilginç bir organizma... Bolu Beyinden, derebeyinden veya bizim komşu Ayşe Hanımın beyinden bahsetmiyorum. Vücudun ortalama yüzde 2'sinden biraz fazlasını kaplayan 1300 - 1500 gram arasında ağırlığı olan kafatasımızın içindeki vıcık vıcık yağdan oluşan yumru maddeler yığınından bahsediyorum.

İki ayrı araştırma yazısı okudum. Yeni araştırmalar. Önceki bildiklerimle birleştirdim.

Beyin, normalde işlemci yoğunluğundan alev alev yanması gereken bir organizma. Maruz kalınan her şeyi kaydediyor ve yorumluyor. Aynı anda milyarlarca işlem yapabiliyor, yüzlerce değerlendirme kaydediyor.

Kendimden biliyorum... Her gün 6 - 7 bardak çay içmezsem başım ağrır.

Beyin çalışmak için ağırlığı kadar suya ihtiyaç duyar. Hergün suyunu değiştiren veya hergün depodaki yakıtı boşaltan bir araç gibi düşünün.

Beynin ihtiyacı olan su karşılanmadığında baş ağrıları başlar.

Geçenlerde biri "hayır alakası yok" gibisinden bir şeyler demişti. Elbette bu çalışmayan beyin için geçerli olmayabilir.

Su konusunda ayrım yok. Meyve suyu, çay, kahve veya saf su... Beyin işine yarayanı alıyor. Ama suyun sıvılığından alıyor. Bu suyu fazlası ile aldığı müddetçe de yanma yapmıyor... Yani ağrımıyor.

Ayrıca bir araştırma daha... Siyah çay, yaşlılıkta kemiği kuvvetlendiren ve hücre yenilenme etkisi olan bir madde içeriyormuş.

Uzun bir süre önce 50 gramlık çay bardağımı 250 gramlık kupaya çevirmiştim... Yine aynı miktarda çay içiyorum. Günde 6 - 7 bardak... Çaya devam...

Çay seven dostlara selam olsun.

***

Silahlı İnsansız Hava Aracı, SİHA piyasasında gelinen son durum şu: Artık teknoloji ihraç etmeye başlıyoruz.

Ukrayna Türkiye'ye, daha doğrusu Bayraktar'a iki adet TB2 SİHA siparişi veriyor... Önümüzdeki günlerde bu açıklamanın yapılması bekleniyor.

"Türk SİHA'ları, ABD ve İsrail'den daha pahalı." Bunu da söyledikleri halde bu alış verişi Türkiye'den yapmak istemelerinin sadece iki sebebi olabilir... Birincisi en iyi SİHA bizde; ikincisi de ortak teknoloji üretimi. Benim görüşüm her ikisinin de olacağı yönünde. Çünkü Ukrayna ile ortak motor çalışmalarımız da var. Bu teknolojide 40 konu varsa en zayıf olduğumuz yer, yaralı parmağımız motor konusudur.

Önümüzdeki yıllarda stratejik ittifaklar büyük önem taşıyacak. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin de tek arabulucusu olacak ülke Türkiye gibi görünüyor. Ya da er veya geç Ukrayna bir bölünmeye gidecek ve ABD de bunu istiyor.

SİHA'larla gelen teknolojik sıçramamızın başka alanlara da yayılması gerekiyor. Mesela yazılım konusu... Kuantum bilgisayarı konusu... Denizcilik konusu...

Özellikle de denizcilik... Deniz savunmamız bir yana, daha doğru dürüst limanımız yok. Liman işi devlete düşüyor. Limanlarımızın modernize edilmesi lazım. Peşinden gemiciler ortalığı doldurur. 50 yıl önce var olan Osmanlı zamanından kalma limanlar şu anda yok.

Sırada insansız deniz ve denizaltı araçları çalışmaları da bir an önce sonuca ulaşmalı... Şu sofrada çorbasına tuz bulamayacak kadar batmış olan Yunanlı zibidilere de bu konuda ufak bir ders vermemiz gerekiyor.

Bu saatten sonra, her fırtına çıkan yerde bir limanımız olmazsa olmazımız, olmalıdır. Konu önemlidir.