Erken seçim kararının, köhnemiş vesayetçi CHP, atlantik projesi İyi Parti ve/ya günümüz ittihatçılarının lokali olan Vatan Partisi rekabeti ile alakası yoktur. Bugün her birine al devleti yönet denilse, yanaşamazlar, altından kalkacak ne bir kadro, ne de bir lider çıkaramazlar. Dolayısıyla bu büyük kararın arkasında daha önemli sebepler var. Peki nedir bunlar?

1) Suriye sahasında yürütülen ve başından itibaren ana hedefin Türkiye olduğu vekalet savaşları, yerini devletlerin dahil olacağı bir savaşa evrilmekte -ki- bu savaşta Yunanistan, Adalar (İsrail), Gürcistan, Balkanlar, Akdeniz, Kıbrıs, Suriye ve Irak üzerinden eş zamanlı kuşatılan ülkenin yine Türkiye olduğu aşikar-dı.

2)
15 Temmuz'dan itibaren ABD direktifli, Avrupa merkezli yürütülen ve dozajı gün geçtikçe arttırılan ekonomik/siyasi operasyonlar üzerinden Türkiye'ye (bu yaz itibariyle tırmandırmayı planladıkları terör, provakasyonlar ve sokak eylemleri ile beraber) diz çöktürmeyi, olmadı içerisiyle dikkatini dağıtarak sahadan el çektirmeyi hedefliyorlar-dı.

3)
Hızla yaklaşmakta olan ve 2008'den çok daha yıkıcı olacağı öngörülen ekonomik kriz ile, Türkiye'yi tam da 2019 Kasım seçimleri ile meşgul olduğu dönemde (halihazırda ayyuka çıkan gerek ekonomik, gerek bölgesel bunalımdan istifade ederek) kendi proje partileri üzerinden kafeslemeyi planlıyorlar-dı.

4)
Son(uç) olarak, dünya genelinde gittikçe yükseltilen tansiyon, çift taraflı ekonomik ambargolar, ifşa edilen casus/gölge savaşları, radikalleşen rekabet, kutuplaşma ve Akdeniz'de ki petrol/doğalgaz yollarını tutma mücadelesi gibi hızlı kararlar alınması gereken bu kritik süreçte, bölgemizde ki ülkelerin (Rusya, Çin, Azerbaycan, Irak, Ermenistan, Balkanlar, Kıbrıs vs) 2018 yılı dahilinde erken seçime gittiği/gideceği, kısacası gardlarını hızla almakta olduğu görülüyor-du.

Devlet tüm bu planları ciddi bir hamle ile (erken değil, çok daha erken diyerek) alt üst etmeye, kısacası gardını alıp olabilecek en hızlı şekilde hazırlanmaya karar verdi.