- Suriye bataklığına girmeyelim.

+ Sınır hattımız tamamen kuşatılıyor. ABD 5000 tır silahı, namluları Türkiye'ye çevrilmiş olarak veriyor ortaklarına(!) Birgün dahi pasif/sessiz moda geçsek, aynı gün tepemize top tüfek yağıyor.

- Tamam girelim o zaman ama tek bir askerimize dahi bir şey olmasın.

+ Mehmetçiğimiz bizim için her şeyden önemlidir ancak yarın çok daha büyüğünü ödemektense, bugün -hiç olmamasını temenni etmekle beraber- daha az bedel ödemeyi göze almalıyız. Ayrıca zaten tam da bu sebeple ÖSO'yu eğitiyor, donatıyor ve beraber çalışıyoruz.

- ÖSO mu? O cani, katil ve hatta terörist it sürüsünü TSK-nın yanından çekin hemen!

+ E iyide hiçbir askerimize zarar gelmesin demiştiniz? Her yanı hallaç pamuğu edilen Ortadoğu'da mücadele güllerle olmuyor ki, -onu çek, bunu sür ama kimseye birşey olmasın- beklentisini karşılayabilelim.

- Tamam o zaman silahı bırakalım, sorunları masada çözelim.

+ Peki, sırasıyla muhataplarımızın isteklerine bir bakalım o halde;

ABD: Kuzey Suriye ve Irak'ta DAEŞ ile mücadele(!) için 40.000 kişilik Marksist Kürt gücü oluşturmayı, üzerilerinde 10 küsur üs-ümüz bulunan kantonları birleştirip Türkiye sınırında uçtan uca nur topu gibi bir PYD Federasyonu kurmak istiyoruz. Ayrıca bu yeni stratejik ortağımız üzerinden Akdeniz'e çıkarak tüm petrol hatlarını elimizde tutmak ve ebedi dostumuz olan İsrail'in güvenliğini sağlamak istiyoruz. Not: Hatta bu hattın simetrisini Hatay bozuyor ama şimdilik dostumuz(!) Türkiye'de kalabilir.

İSRAİL: 2000 yıl önce buralar (Türkiye'nin 1/3 de dahil) hep bizimdi. İnançlıyız biz, tüm insanlıktan üstün olan halkımız Arz-ı Mev-ud'u istiyor. Ayrıca binlerce yıl önce kayıp olan bilmem kaçıncı aşiretimizin bölgedeki Kürtler olduğunu düşünüyoruz. Bu arada aynı bölgelerin yeni dünya düzeninde İpek Yolu vb. güzergahlarının içinde olması, yani maddi çıkar sağlama potansiyeli taşıması da tanrımızın bize olan bir armağanıysa(!) biz ne yapalım.

AB: Türkiye çok agresif ve hiç alışık olmadığımız kadar etkin. Acilen 2007 öncesi olduğu gibi kabuğuna çekilmeli ve olana bitene karışmamalı. Ayrıca terörle mücadele yöntemlerini biran önce gözden geçirerek mümkünse FETÖ başta olmak üzere PKK/DHKP-C gibi yapılar ile yeni barış süreçlerine yönelmeli. Bunun yanında imzalandığı günden bugüne kadar kendisini 400 küsur milyar dolar zarar ettirdiğimiz gümrük birliği anlaşmasına (olduğu gibi) sadık kalmalı. Ve OHAL'i kesinlikle kaldırmalı.

RUSYA: Türkiye tabiki düşmemeli, zira coğrafi nedenler başta olmak üzere birçok açıdan kendi bekamız için bize lazım. Ancak fazla palazlanmasına, Ortadoğu da ki güç dengesinde ayarlarımızla oynamasına müsaade edemeyiz. Bu nedenle başta Kürt kartı olmak üzere, diğer tüm ihtimalleri her daim elimizde tutacağız.
- Tamam o zaman Esad ile barışılsın, tüm sorunlar Suriye devleti ile çözülsün.

+ Suriye krizi başlangıcından itibaren Esad ile ortalama 30 defa görüşüldü. Ancak kendisi (eşinin vatandaşı olduğu) İngiltere ile beraber Rusya'nın çıkarlarını gözetmeyi seçmekle beraber, çözüm için Türkiye ile masaya oturmaktansa tüm dünyayı topraklarına davet etmeyi göze aldığını ve bu seçimiyle 500 bin insanın ölümüne göz yumduğunu/yumabileceğini şimdiye kadar defalarca gösterdi.

- Yeter! O zaman Suriye'den de çıkalım. Avrupa'nın huyuna gidelim. OHAL-de kalksın. Eğer kan duracaksa Güneydoğu için özerklik konusu tartışılabilir. Ayrıca Atlantik/ABD kanadıyla ilişkiler düzeltilsin. FETÖ ile mücadele komple gözden geçirilsin ve tüm tutuklular serbest bırakılsın.

+ İşte sizin siyasi zekanız, göstermelik de olsa sahnelendirmiş olduğunuz vatan/millet sevdanız; İpiniz ve hatta mevcudiyetiniz tamamen AB/ABD-nin elinde olduğu için burada sona eriyor. Ve işte tam da bu nedenle, sizler mümkünse sahiplerinizin günlük direktifleri doğrultusunda yaygaraya devam edebilirsiniz ancak, biraz öte de oyalanın ki biz de işimizi yapalım. Zira birilerinin bu vatan ve aziz millet için çalışması, elini, milleti gibi korkmadan taşın altına sokması gerekiyor -ki- gölge etmeyin yeter.