(Bu yazı bizim iktisadi istikrar ile yeniden istiklale talip oluşumuzu anlatır.)
Türkiye olarak, uzun bir yol arkadaşlığının sonunda, IMF'ye en sonunda "sen uluslararası bir komplocusun" dedik mi? Evet. En üst perdeden, dedik.
"Yav sen dur, ilerleme, burada bekle biraz" diyene de... "Önümüze çıkanı ezer geçeriz" dedik mi? Yine denebilecek en üst perdeden dedik...
Peki, dün niye diyemiyorduk? Dün neyimiz eksikti?
"Dedik de ne oldu? Borsa düştü, döviz uçtu" diyenler var. Duyuyorum.
Soralım o zaman. Dün düşmüyor muydu?
Ben iddia ediyorum. Bugün borsa düşmüyor; düşürülüyor. Döviz yükselmiyor; yükseltiliyor. SP'nin gündeminde olmamasına rağmen kredi notunu düşürdüğünü açıklaması ile borsa ve dövizde olan budur.
Para piyasaları, kuralları küreselcilerin koyduğu piyasalardır. Ve öylesine kuralları vardır ki, oyun devam ederken her an kurallar değişebilmekte, değişmektedir. Asla dürüstçe bir mücadele söz konusu değildir.
İstikrar güç demektir. İstikrar, yavaş yavaş büyüyen ve gittikçe yoğunluğu artan potansiyel bir enerjidir. Buna sessiz kalacaklarını beklemiyoruz zaten ama imkanımız kadar karşı koyuyoruz.
İmkanımız... Bir örnek, niye imkanımız yok?
Borsacılık yıllarımda hesap uzmanı bir müşterim, yaptığı bir hesaptan bahsetmişti. Geçmişte, OYAK yönetim kurulu üyeliği yaptığı yıllarda, devletin bütün imkanları da ellerinde olarak, Renault ve Tofaş arasındaki kıyaslamayı içeren detaylı bir rapor hazırlamışlar.
Kısaca sonuca geliyorum...
Tofaş, sadece Tofaş (Koç Grubunun tamamı değil yani) devletten aldığı teşviklerle ve hibelerle, en az üç tane Koç Holding etmesi gerekiyorken... Tofaş bile Tofaş etmiyordu...
Nasreddin Hoca fıkradıdır. Hanımı eti yer. Hoca, eve gelir, et sorar... Hanımı "kedi yedi" der... Hoca kediyi tartar. Et ile aynı ağırlıktadır. "et burada ise kedi nerede, kedi burada ise et nerede?" der...
Ama bu Tofaş örneğinde, kedi ve et polemiği, "kedi buradaysa fil nerede?" demeyi gerektiriyor.
19 Şubat 2001 krizi aslında bir paylaşım kriziydi. İMF'den alınan paralar hortumlanırken, elleri açıkta kalanlar vardı. El konan bankalardan, batmamış ve içi dolu olanlar da soyularak paylaşılmış ama kimse yine doymamıştı.
Dün kamu bankaları yıllık ortalama 3 milyar dolar zarar ediyordu. Şimdi, 2006 yılından bu yana yıllık ortalama 4 milyar dolar kar ediyor. Şimdi "hırsız var" diye yaygara koparanlar, işte bu aradaki 7 milyar dolarlık farkı artık ceplerine indiremeyenlerdir. Sanırım dünün büyük zenginleri nasıl oluştu, daha iyi anlaşılıyordur.
Kontrol ettim. Borsa hisselerinin yüzde 65'i hala yabancıların elinde... Para her zaman sıcak ve güvenilir yeri sever, bunu unutmayın. Bu arada bu kadar hissenin yabancıların elinde olması ne derece doğru, ayrı konu...
Bir başka örnek...
1997 yılında Soros bir buçuk milyar dolarlık spekülasyon ile Malezya'nın altını üstüne getirmişti. Şimdi, yani 2013 yılında, 200 milyar dolarlık spekülasyon yaptılar ama yerimizden kıpırdatamadılar.
Şu anda trilyon dolarlık operasyon çekiyorlar. Döviz ve borsa mağduru olanlar var. Uluslararası ticaretin kurallarının sahibi biz olmadığımız sürece de olacak.
Türk Büyüğümüz Temel'in köyünden acemi bir şoför geçer. Bir tavuk ezer. Ezilmiş tavuğu eline alır ve bedeli neyse ödemek için Temel'i bulur. Temel tavuğa evirip çevirip bakar.
"Bizim köyde ha böle yassı tavuk yoktur" der.
Bu arenada bize ait bir savaş silahımız yok. Maalesef. Kuralları biz koyuncaya kadar şimdilik böyle...
Önce algılar değişmeli.
Bu güne gelmeden önce, hangi algı operasyonlarına maruz kaldığımızı anlatan bir hikaye...
Kısaca...
...
Yahudi asıllı bir Rus, İsrail’e göçme izni alır.
Gümrükte, bagajında elbiselerin arasında Lenin büstü bulurlar:
"Bu nedir?"
Yahudi:
”Bu nedir? sorusu yanlıştır yoldaş... Bu kimdir? demeniz gerekirdi.
Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Bende bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım…”
Etkilenmiştir Rus görevli:
“-Tamam, geçebilirsiniz.”
Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
”Bu nedir?”
Yahudi:
”Bu nedir? sorusu yanlışdır Paşam... Bu kimdir? demeniz gerekirdi.
Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya’yı terk etmek zorunda kaldım.
Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım.”
Etkilenmiştir İsrailli görevli:
“Tamam, geçebilirsiniz.”
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir.
Yeğenlerden biri sorar:
”Bu kimdir?”
Yahudi:
”Bu kimdir? sorusu yanlışdır kuzum... Bu nedir? demen gerekirdi...
Bu, on kilogram, yirmi dört ayar altın... Üstelik vergisiz."
...
Algı oluşturmak böyle bir şey.
Vahşi kapitalizmin ve bu oyunun her zaman kurbanı olduk. Ta ki rest çekinceye kadar.
Küreselciler şu anda birbirlerine düştüler. Pentagon, CIA, Senato, Trump Hükümeti ve Amerikan Merkez Bankası... Hepsi ayrı telden çalarak dünyayı idare etmek istiyorlar. Ayrıca, bu iktidar savaşına hariçten Kraliçe, AB ve Katolik Kilisesi de sessiz kalmıyor. Görüşme yaptık ve test ettik... Biz de yanımıza Ortodoks Kilisesini müttefik olarak aldık, farkındaysanız.
Kiliseler önemli... Kitleler parayı yönetenlere isyan ettiğinde paranın hiç bir anlamı kalmaz.
İstikrar ve istiklal için iktisadi başarı. şarttır... İstikrara olan bu saldırılar, istiklalimizi hedefe almıştır.
Nedir İktisad? Sadece arz ve talep arasındaki ilişkiyi anlatan, tam istihdam gibi hayali bir hedefi olan bir bilim dalı mı?
O "tam istihdam" likidite bataklığında boğulmuştur... Haberiniz olsun.
Marks, Das Kapital'de, sadece "emek" tanımı için 160 sayfa israf etmiştir...
Ben kısa keseceğim ve diyeceğim ki, İktisadın aslında hiç bir önemi yoktur.
Önemli olan, paranın kimin elinde olduğudur... Adaletin mi, zulmün mü?
Hilafet Fonu, 120 milyarlık piyasa değeriyle, hilafet düşmanlarının emrinde midir? Bu bize zul olarak yeter... Başka örneğe gerek yok.
Biz, "mallarınızı zekatla koruyun" diyen bir Habibi Muhammed'in ümmetiyiz... Biz, tek başına bir ümmet olan Halili İbrahim'in milletiyiz... İstikrarımızın temeli zekat olacaktır.
Türkiye'de 500 milyar dolarlık mevduat var. Yani eski algısal rakamlarla 2 katrilyon. Bunun zekatını soran olmayacak mı? Sadece yüzde 10 stopaj yetsin mi?
İslâm Devleti olarak ilk seçim yapıldığında, sahte peygamberler dururken ilk savaş kime açılmıştı?
Para kaçarmış? Güçsüz olursak ta kaçacak ve üstelik bizi soyarak kaçacak.
Hz Ali "İktisadın en hayırlısı kendisi ile Ahiret satın alınandır" demiştir.
Bizim terazimizde, mazlumun bir damla göz yaşı, dünyanın bütün altınlarından daha ağırdır.
Ve... İktisadi istikrar isteğimiz yeniden istiklal içindir.
Ve ALLAH HAKİMLER HAKİMİ DEĞİL MİDİR?
Selam ve dua ile...
Türkiye olarak, uzun bir yol arkadaşlığının sonunda, IMF'ye en sonunda "sen uluslararası bir komplocusun" dedik mi? Evet. En üst perdeden, dedik.
"Yav sen dur, ilerleme, burada bekle biraz" diyene de... "Önümüze çıkanı ezer geçeriz" dedik mi? Yine denebilecek en üst perdeden dedik...
Peki, dün niye diyemiyorduk? Dün neyimiz eksikti?
"Dedik de ne oldu? Borsa düştü, döviz uçtu" diyenler var. Duyuyorum.
Soralım o zaman. Dün düşmüyor muydu?
Ben iddia ediyorum. Bugün borsa düşmüyor; düşürülüyor. Döviz yükselmiyor; yükseltiliyor. SP'nin gündeminde olmamasına rağmen kredi notunu düşürdüğünü açıklaması ile borsa ve dövizde olan budur.
Para piyasaları, kuralları küreselcilerin koyduğu piyasalardır. Ve öylesine kuralları vardır ki, oyun devam ederken her an kurallar değişebilmekte, değişmektedir. Asla dürüstçe bir mücadele söz konusu değildir.
İstikrar güç demektir. İstikrar, yavaş yavaş büyüyen ve gittikçe yoğunluğu artan potansiyel bir enerjidir. Buna sessiz kalacaklarını beklemiyoruz zaten ama imkanımız kadar karşı koyuyoruz.
İmkanımız... Bir örnek, niye imkanımız yok?
Borsacılık yıllarımda hesap uzmanı bir müşterim, yaptığı bir hesaptan bahsetmişti. Geçmişte, OYAK yönetim kurulu üyeliği yaptığı yıllarda, devletin bütün imkanları da ellerinde olarak, Renault ve Tofaş arasındaki kıyaslamayı içeren detaylı bir rapor hazırlamışlar.
Kısaca sonuca geliyorum...
Tofaş, sadece Tofaş (Koç Grubunun tamamı değil yani) devletten aldığı teşviklerle ve hibelerle, en az üç tane Koç Holding etmesi gerekiyorken... Tofaş bile Tofaş etmiyordu...
Nasreddin Hoca fıkradıdır. Hanımı eti yer. Hoca, eve gelir, et sorar... Hanımı "kedi yedi" der... Hoca kediyi tartar. Et ile aynı ağırlıktadır. "et burada ise kedi nerede, kedi burada ise et nerede?" der...
Ama bu Tofaş örneğinde, kedi ve et polemiği, "kedi buradaysa fil nerede?" demeyi gerektiriyor.
19 Şubat 2001 krizi aslında bir paylaşım kriziydi. İMF'den alınan paralar hortumlanırken, elleri açıkta kalanlar vardı. El konan bankalardan, batmamış ve içi dolu olanlar da soyularak paylaşılmış ama kimse yine doymamıştı.
Dün kamu bankaları yıllık ortalama 3 milyar dolar zarar ediyordu. Şimdi, 2006 yılından bu yana yıllık ortalama 4 milyar dolar kar ediyor. Şimdi "hırsız var" diye yaygara koparanlar, işte bu aradaki 7 milyar dolarlık farkı artık ceplerine indiremeyenlerdir. Sanırım dünün büyük zenginleri nasıl oluştu, daha iyi anlaşılıyordur.
Kontrol ettim. Borsa hisselerinin yüzde 65'i hala yabancıların elinde... Para her zaman sıcak ve güvenilir yeri sever, bunu unutmayın. Bu arada bu kadar hissenin yabancıların elinde olması ne derece doğru, ayrı konu...
Bir başka örnek...
1997 yılında Soros bir buçuk milyar dolarlık spekülasyon ile Malezya'nın altını üstüne getirmişti. Şimdi, yani 2013 yılında, 200 milyar dolarlık spekülasyon yaptılar ama yerimizden kıpırdatamadılar.
Şu anda trilyon dolarlık operasyon çekiyorlar. Döviz ve borsa mağduru olanlar var. Uluslararası ticaretin kurallarının sahibi biz olmadığımız sürece de olacak.
Türk Büyüğümüz Temel'in köyünden acemi bir şoför geçer. Bir tavuk ezer. Ezilmiş tavuğu eline alır ve bedeli neyse ödemek için Temel'i bulur. Temel tavuğa evirip çevirip bakar.
"Bizim köyde ha böle yassı tavuk yoktur" der.
Bu arenada bize ait bir savaş silahımız yok. Maalesef. Kuralları biz koyuncaya kadar şimdilik böyle...
Önce algılar değişmeli.
Bu güne gelmeden önce, hangi algı operasyonlarına maruz kaldığımızı anlatan bir hikaye...
Kısaca...
...
Yahudi asıllı bir Rus, İsrail’e göçme izni alır.
Gümrükte, bagajında elbiselerin arasında Lenin büstü bulurlar:
"Bu nedir?"
Yahudi:
”Bu nedir? sorusu yanlıştır yoldaş... Bu kimdir? demeniz gerekirdi.
Bu Lenin’dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Bende bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım…”
Etkilenmiştir Rus görevli:
“-Tamam, geçebilirsiniz.”
Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
”Bu nedir?”
Yahudi:
”Bu nedir? sorusu yanlışdır Paşam... Bu kimdir? demeniz gerekirdi.
Bu Lenin’dir. Bu deli cani yüzünden Rusya’yı terk etmek zorunda kaldım.
Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım.”
Etkilenmiştir İsrailli görevli:
“Tamam, geçebilirsiniz.”
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir.
Yeğenlerden biri sorar:
”Bu kimdir?”
Yahudi:
”Bu kimdir? sorusu yanlışdır kuzum... Bu nedir? demen gerekirdi...
Bu, on kilogram, yirmi dört ayar altın... Üstelik vergisiz."
...
Algı oluşturmak böyle bir şey.
Vahşi kapitalizmin ve bu oyunun her zaman kurbanı olduk. Ta ki rest çekinceye kadar.
Küreselciler şu anda birbirlerine düştüler. Pentagon, CIA, Senato, Trump Hükümeti ve Amerikan Merkez Bankası... Hepsi ayrı telden çalarak dünyayı idare etmek istiyorlar. Ayrıca, bu iktidar savaşına hariçten Kraliçe, AB ve Katolik Kilisesi de sessiz kalmıyor. Görüşme yaptık ve test ettik... Biz de yanımıza Ortodoks Kilisesini müttefik olarak aldık, farkındaysanız.
Kiliseler önemli... Kitleler parayı yönetenlere isyan ettiğinde paranın hiç bir anlamı kalmaz.
İstikrar ve istiklal için iktisadi başarı. şarttır... İstikrara olan bu saldırılar, istiklalimizi hedefe almıştır.
Nedir İktisad? Sadece arz ve talep arasındaki ilişkiyi anlatan, tam istihdam gibi hayali bir hedefi olan bir bilim dalı mı?
O "tam istihdam" likidite bataklığında boğulmuştur... Haberiniz olsun.
Marks, Das Kapital'de, sadece "emek" tanımı için 160 sayfa israf etmiştir...
Ben kısa keseceğim ve diyeceğim ki, İktisadın aslında hiç bir önemi yoktur.
Önemli olan, paranın kimin elinde olduğudur... Adaletin mi, zulmün mü?
Hilafet Fonu, 120 milyarlık piyasa değeriyle, hilafet düşmanlarının emrinde midir? Bu bize zul olarak yeter... Başka örneğe gerek yok.
Biz, "mallarınızı zekatla koruyun" diyen bir Habibi Muhammed'in ümmetiyiz... Biz, tek başına bir ümmet olan Halili İbrahim'in milletiyiz... İstikrarımızın temeli zekat olacaktır.
Türkiye'de 500 milyar dolarlık mevduat var. Yani eski algısal rakamlarla 2 katrilyon. Bunun zekatını soran olmayacak mı? Sadece yüzde 10 stopaj yetsin mi?
İslâm Devleti olarak ilk seçim yapıldığında, sahte peygamberler dururken ilk savaş kime açılmıştı?
Para kaçarmış? Güçsüz olursak ta kaçacak ve üstelik bizi soyarak kaçacak.
Hz Ali "İktisadın en hayırlısı kendisi ile Ahiret satın alınandır" demiştir.
Bizim terazimizde, mazlumun bir damla göz yaşı, dünyanın bütün altınlarından daha ağırdır.
Ve... İktisadi istikrar isteğimiz yeniden istiklal içindir.
Ve ALLAH HAKİMLER HAKİMİ DEĞİL MİDİR?
Selam ve dua ile...