Ya, aynalar gerçeği göstermiyorsa?

Ya gözün, görmesi gerekeni görmeye programlanmışsa?

Bu program, sadece altın oran denilen ölçüye uygunluktan ibaretse?

Hani kulağınız duyması gereken frekans aralığında çalışıyor ve sadece o frekanstaki sesleri toplayıp algımıza sunuyor da, hani biz buna "duymak" diyoruz...

Göz de aynı kulak gibi bir duyu organı ve aynı frekans aralığı gerekliliği göz içinde geçerli değil midir?

Organın görü yeteneğine ayarlanmış görüntüler dışında, aşağı veya yukarı frekans düzeyinde görüntülerin olabileceği, sırf biz farkedemiyoruz diye yok mu sayılmalı yoksa?

Ve vücut denen organizmamızın her zerresinin, o farkedemediğimiz, algılayamadığımız görüntülere bu yaşam formatında dayanamayacağını düşündük mü hiç?

Nefesimizin geçerken dokunduğu, ses teli adını verdiğimiz şeylerin, uzayda çıkardığı hırıltıları kategorize edip kodlayarak oluşturduğumuz lisanları kullanarak birbirimize söylesek ya... Çürüyüp yok olmak üzere ortalıkta gezen her şey gibi bu bedenlerde yok hükmündedir.

Tüm bunları üst üste koyup topladığımızda, ne kadar da belli tüm bu yaşam alanının senin bedenin için hazırlandığı..

Aslında gerçek "senden" bahsederken asla bedeninin söz konusu olmadığı.

...

Şimdi, bu yanı Kızardıysa tersini çevirelim köftelerin :))

...

Bir mum dikelim masanın üzerine... Ve çok gelişmiş bir düzenek kurduğumuzu farz edelim.

Böyle ucunda kılıçvari keskin bir uzantısı olan bir makina.

Hayal bu ya, yapmaya uğraşmamıza gerek yok, tahayyülümüzde ki makinanın ucunda ki kılıcı istediğimiz hıza ayarlayabildiğimizi düşünelim ve küçük hızlar ile mumu kesecek şekilde savrulmasını sağlayalım... Gözlemleyip notlar alalım.

Küçük hızlar ile yapacağımız ilk denemelerde, kılıç mumu kesecek ve mumun kesilen üst kısmı düşecektir.

Ondan sonraki her denemede hızı katlayarak aynı işlemi yaptığımızda büyük ihtimalle öyle bir noktaya geleceğiz ki, mumun kesildiğini fakat kesilen üst parçasının yere düşmediğini gözlemleyeceğiz. Lütfen bu aşamada da mumun yumuşaklık derecesini ve savrulan kılıcın km/zaman değerini not ediniz.

Ve sonra hızı katlayarak ilerleyelim, 5 kat daha hızlı, 10 kat daha hızlı, 100 kat daha hızlı..

Ve Soru:
Sonuç olarak nasıl bir durum ortaya çıkacak sizce?

El Cevap:
Gittikleri pastalı börekli mercimekli köfteli günlerde..

-"Vayy birden içim çekildi! Kesin birileri benim arkamdan konuşuyor!"
-"Wayy! İçim bi hoş oldu, yok aniden üstüme öküz oturdu!" 
diyen teyzelerin kulağına eğilip, kısık sesle hep şunu söylemek istemişimdir;
"Teyzheee! İçinden mega hızlı bir Göktaşı geçmiş olmasın" :))

...

Gördüğün, hissettiğin ve algıladığının fazlasıdır yaşam.. Bildiğin ile birleşirse değer kazanır.

Mesela, bu alttaki resimdeki kum tepeleri ve çorak vadiyi gördünüz mü?


Size ne anlatıyor bilmiyorum ama ben bakınca aklıma "vuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin" gibi bir güfte geldi... Zira bu resim bir plağın büyütülmüş yüzey resmidir.

Saklanın Zeki Müren sizi görmesin ????