Adam yolu görüp önündeki kamyonu sollamak için direksiyonu kırmasıyla yeniden kamyonun arkasına girmesi bir olurdu..
Buna benzer beş on teşebbüsten sonra karşıdan gelen arabalardan birinin yeterli uzaklıkta olduğu o an'ı yakalayıp sollar bu seferde yeteri kadar hızlanmak zorunda kalırdı ki karşıdan gelen arabayla kafa kafaya girmeden bir an önce kendi şeridine geçebilsin.. O beş on saniye çok riskliydi çünkü solladığınız arabayı çok çabuk geçmeniz gerekirdi, üstelik sizin onu solladığınızı gören tek hücreli canlı o ana kadar kaplumbağa gibi giderken hangi düşünceyle yapar bilinmez sizi görünce gaza basardı.
En kısa yolculukta bile buna benzer en az yirmi kere kendinin ve arabasında bulunan ailesinin hayatını tehlikeye atmak zorunda kalırdı.. Araçtakiler de alışık ve tam teslimiyet içindedir zira şöförün ne zorluklar yaşadığını tam olarak bilmezlerdi..
Her akşam haberlere konu olurdu trafik canavarı.. Ki trafik canavarı dedikleri şeyin tercümesi "yol yapmayacağız size, çünkü emekli maaşı bile ödeyemiyoruz yol da neymiş" idi.
Günümüzde şu yukarıda anlattığım sahnelerin gerçekliğini bilen, hatta uzun yıllar kendisi de sürekli maruz kalan yaşayan fakat iş Z kuşağı denen bunların tümünden haberi olmayan gençliği yanlış etkileyip küstahça..
"Eh ehh yol yaptı yoll.! ne işe yarar ki?" demelerini sağlayan ne kadar kır saçlı koca kafalı dinozor varsa bilsinler ki bu memleket onlara rağmen kalkınacak.. Ve onların bunda hiç katkısı olmayacak.
Babacan bir büyük olup yeni nesile dürüstçe tecrübelerini ve yaşadıkları zorlukları anlatıp, tembihleyip onlara güzel bir gelecek olsun diye doğruları söylemek yerine siyasetin kirli dünyası için gerçekleri saklayan herkes bu çocukların düşmanıdır!
Ve Bu dünyadan tıpkı büyükbaş bir hayvan gibi yeyip, içip, geviş getirip çekip gidecekler.
İstedikleri asla olmayacak ama eğer ki olursa kendi torunlarına bölücü örgütlerin kucağında ve her an iç savaş tehlikesi altında bir yaşam bırakacaklar!
O kadar kötüler, o kadar beyinsizler.