Marifet, iltifata tabidir. İltifat deyince hemen alkış ve pohpohlama anlaşılırsa, mesele baştan yanlış olur. İltifat, lütuf kökebinden gelir. İmkan içerir.
Başarının yolu marifetli olmaktan geçer. Anlaşılmayan insan başarılı olamaz. İmkanı olmayan, fırsat tanınmayan ve niteliği olmayan insan marifet gösteremez.
Milletvekili ve millet dayanışması tek yanlı olursa sadece verimsizlik üretir.
Başkan seçilen kişi, yaşama gücünden yani milletvekillerinden mahrum bırakılırsa fayda unsuru geçersiz kılınmış olur.
Bir insandan başarı bekleniyorsa, ondan destek esirgenmemelidir. Sandık başına gidildiğinde bu husus ehemmiyetle akılda tutulmalıdır.
Bugün siyonizm, haçlılar ve küresel baronlara karşı mücadele edilmesi gerekiyorsa, bu durum herkesin kendi imkanı mucibince ve elinden geldiğince olmalıdır. Öne çıkan biri yalnız bırakılmamalıdır.
Şeytanın silahları çoktur. Fitne ve algı operasyonu ile safları bozmaya çalışacaklardır.
Kibrimizi kullanacaklardır. Kibir bütün günahların temelini oluşturur. Kibri olmayan insan yoktur. Şirk için yapılan nebevi tanım kibir için iki kere geçerlidir. Yani kibir, gece karanlığında siyah taş üstündeki karıncanın ayak izi gibidir.
Doğruyu söylediğine inanan birine "amma da kibirlisin" demek ve bu yargılamayı yapacak yetki ve gücü kendinde görmek te, insanın kendi kibrini putlaştırmasından başka birşey değildir.
Fitne ve olumsuz algı operasyonlarına karşı uyanık olmak lazımdır. Aynı saftakilere anlayış ve vefa sahibi olmayanlar ise sadece bakar kör olarak vazifelerini yürütürler.
Cehaletin farkında olmamak ve samimiyet eksikliği, olumsuz algılar karşısında insanları bir linç güruhuna çevirmekte ve hiç istemediğimiz kişiler olabilmekteyiz.
Görünen o ki, AK Parti adına bu seçim çok kolay kazanılacak. Bu kanaat, çok üstün bir güven duygusundan kaynaklanmıyor. Aksine... Rakipler kaybedeceğine sonuna kadar inanmışlar. Çünkü, şimdiden çamura yatmaya ve hayali bahaneler aramaya başladılar.
Fitnenin büyüğü, seçimden sonra başlayacak görünüyor. Hedefleri birliğimizi bozmak ve yapacaklarımızı engellemek.
Önümüzde çok mühim meseleler var.
Haftaya Kudüs... ABD açıklama yaptı, büyükelçiliğini pazartesi veya salı günü taşıyacak. Bugün İHH protesto yürüyüş ve tepki çağrısını yaptı.
Fırat'ın batısı... Afrin harekatı devam edecek. Askerimizin birlik duygusu asla bozulmaması.
Doğu Akdeniz Petrolleri... 6. Filo da geliyor.
Mazlum coğrafyaların umudu olarak Türkiye ve Erdoğan duaları var. Bugün Yemenli biri bile "Allah Erdoğan'ı korusun" diye dua ediyordu.
Sonra iç meseleler... Anayasa, hala darbe anayasası kullanıyoruz. Medine vesikaları iyice gözden geçirilip, adam gibi bir anayasa hazırlanması... Ve ekonomi...
Enflasyon, faiz ve sosyal adalet...
Konu ve yol uzun. Başarmak için usul bilmek gerek. Yoksa şeriat ve tarikat olmadan marifete sıra gelmez, yolun sonu gelmez... Şeriat usulün başı, tarikat gidilecek yolun disiplini ve hakikat ve marifet ise o yolun esaslarıdır.
Mevla en doğrusunu bilendir. Bizi doğru olandan ayırmasın.
Selam ve dua ile.
Başarının yolu marifetli olmaktan geçer. Anlaşılmayan insan başarılı olamaz. İmkanı olmayan, fırsat tanınmayan ve niteliği olmayan insan marifet gösteremez.
Milletvekili ve millet dayanışması tek yanlı olursa sadece verimsizlik üretir.
Başkan seçilen kişi, yaşama gücünden yani milletvekillerinden mahrum bırakılırsa fayda unsuru geçersiz kılınmış olur.
Bir insandan başarı bekleniyorsa, ondan destek esirgenmemelidir. Sandık başına gidildiğinde bu husus ehemmiyetle akılda tutulmalıdır.
Bugün siyonizm, haçlılar ve küresel baronlara karşı mücadele edilmesi gerekiyorsa, bu durum herkesin kendi imkanı mucibince ve elinden geldiğince olmalıdır. Öne çıkan biri yalnız bırakılmamalıdır.
Şeytanın silahları çoktur. Fitne ve algı operasyonu ile safları bozmaya çalışacaklardır.
Kibrimizi kullanacaklardır. Kibir bütün günahların temelini oluşturur. Kibri olmayan insan yoktur. Şirk için yapılan nebevi tanım kibir için iki kere geçerlidir. Yani kibir, gece karanlığında siyah taş üstündeki karıncanın ayak izi gibidir.
Doğruyu söylediğine inanan birine "amma da kibirlisin" demek ve bu yargılamayı yapacak yetki ve gücü kendinde görmek te, insanın kendi kibrini putlaştırmasından başka birşey değildir.
Fitne ve olumsuz algı operasyonlarına karşı uyanık olmak lazımdır. Aynı saftakilere anlayış ve vefa sahibi olmayanlar ise sadece bakar kör olarak vazifelerini yürütürler.
Cehaletin farkında olmamak ve samimiyet eksikliği, olumsuz algılar karşısında insanları bir linç güruhuna çevirmekte ve hiç istemediğimiz kişiler olabilmekteyiz.
Görünen o ki, AK Parti adına bu seçim çok kolay kazanılacak. Bu kanaat, çok üstün bir güven duygusundan kaynaklanmıyor. Aksine... Rakipler kaybedeceğine sonuna kadar inanmışlar. Çünkü, şimdiden çamura yatmaya ve hayali bahaneler aramaya başladılar.
Fitnenin büyüğü, seçimden sonra başlayacak görünüyor. Hedefleri birliğimizi bozmak ve yapacaklarımızı engellemek.
Önümüzde çok mühim meseleler var.
Haftaya Kudüs... ABD açıklama yaptı, büyükelçiliğini pazartesi veya salı günü taşıyacak. Bugün İHH protesto yürüyüş ve tepki çağrısını yaptı.
Fırat'ın batısı... Afrin harekatı devam edecek. Askerimizin birlik duygusu asla bozulmaması.
Doğu Akdeniz Petrolleri... 6. Filo da geliyor.
Mazlum coğrafyaların umudu olarak Türkiye ve Erdoğan duaları var. Bugün Yemenli biri bile "Allah Erdoğan'ı korusun" diye dua ediyordu.
Sonra iç meseleler... Anayasa, hala darbe anayasası kullanıyoruz. Medine vesikaları iyice gözden geçirilip, adam gibi bir anayasa hazırlanması... Ve ekonomi...
Enflasyon, faiz ve sosyal adalet...
Konu ve yol uzun. Başarmak için usul bilmek gerek. Yoksa şeriat ve tarikat olmadan marifete sıra gelmez, yolun sonu gelmez... Şeriat usulün başı, tarikat gidilecek yolun disiplini ve hakikat ve marifet ise o yolun esaslarıdır.
Mevla en doğrusunu bilendir. Bizi doğru olandan ayırmasın.
Selam ve dua ile.