İlahi vahyin ilk cümlesidir. Kuranı Kerim "Oku" diye başlar.
Hz. Ömer'den gelen rivayete göre ise en son inen Ayeti Kerime, Bakara Suresinin 278. Ayeti Kerimesidir. Vahyin son cümlesinde şunlar buyurulmaktadır:
"Ey iman edenler... Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve eğer gerçekten iman edenlerdenseniz, faizden doğan kazançlarınızın tümünden vazgeçin."
Nokta.
Tamam da... Faiz, ne demektir ve kime göre neyi ifade eder? Paranın satılması, kiralanması sonucu oluşturulan değerdir.
Klasik kapilalistlere göre tasarruflar faiz ile yatırıma dönüştürülür. Sistemin özünü oluşturur. Modern kapitalizme göre de, tasarruf sonucu yani yememe, içmeme ve giymeme onucu artırılan paradan ayrı kalmanın bedelidir. Faizci ve rantçı kesimin, faiz ile ilgili savunması kısaca böyle...
Sosyalizme göre de faiz ve arazi, ikisi de paylaşımın unsurlarındandır. Marks "Emeğin geciken bedeli faizdir" der... Ne acıdır ki, kapitalizmden ayrı bir iktisadi ve ekonomik yenilik ortaya koyarken bile kapitalistçe düşünen bir zavallı, dünyada farklı bir sistem gibi algılanarak devasa ideolojik manipülasyonlara neden olmuştur.
İslam'a göre ise faiz, pazarda ve piyasada gerçek anlamda olmayan bir değerin yaratılma teşebbüsüdür. Ekonomide var olan her paranın bir karşılığı vardır. Emek veya üretimle piyasaya giren para istikrarın da güvencesidir.
Faiz ile oluşturulan değer, ürün fiyatına yansıyacaktır. Üretici 10 liraya yaptığı üretimi faiz ile finansman sağlayarak yaptığı zaman, diyelim ki yüzde 20 ile borçlanırsa, maliyeti 12 lira olacaktır. Dolayısı ile kar + faiz ile piyasaya giren ürün yüzde 20 de enflasyona sebep olacaktır.
Veya fiyatı 100 bin lira olan bir araç, banka kredisi ile 120 bin liraya alındığında piyasaya olmayan bir değer sokularak enflasyonist bir katkıda bulunulmasının yanında, bankaya da bu oranda bir fırsat değeri hediye edilmiş olur.
Bankacı ve tefeci... Birbirlerinden çok farklı tanımlar gibi görünse de temelde aynı işi yaparlar. Aradaki farkları şöyle ifade etmek mümkündür. Hani, fakir çalarsa hırsız, zengin çalarsa kleptoman olur ya... Veya fakir yapınca adı zina, zengin yapınca kaçamak olur ya... Arada işte öyle bir fark var.
Zaten, bugünün büyük küresel bankacı ailelerinin hepsi eskinin tefecileridir. Faizden vazgeçemezler çünkü, faiz küresel kölelik sisteminindeki zincirin en kuvvetli düğümünü oluşturur.
Hayatımızdaki istikrarı alt üst eden enflasyonun birinci nedeni faizdir. Elbette başka nedenler vardır. İkinci neden ise taşeron sistemdir. Emek ve üretimdeki taşeron sistem... Bu konu ayrıca uzun ve fırsat bulunca yazacağım. Şu anda mecliste görüşülmek üzere bekleyen "hal yasası" da bu taşeron sistemin bir parçasıdır.
Hedefteki Bakan Berat Albayrak, "enflasyonla mücadele" planını açıkladı... Hedefteki diyorum, bunu ilk bakan olarak atandığı tarihi müteakiben, üzerine neden ve nasıl gidileceği konusunda, üç ayrı ve uzun makale ile yazmıştım. Yani bügünleri görmüş, bugünlerde Bakan Albayrak ile ilgili yaşananlar ekonomideki durum veya gelişmelerden dolayı değil, bu makamda kendilerinin onaylamadığı birisinin olmasından kaynaklanmaktadır. Ama kabul etmek zorundalar ve etmeye başladılar...
Bugünkü alkışlar içten gibiydi. Enflasyon hesaplamasını oluşturan 420 kalem üründe yüzde 10 indirim hedefi fazlası ile tutacak diye bekliyorum. Bankalardaki yüzde 10 indirim hedefinde bazı bulanık yönler var ama onu da piyasa belirler.
Faiz mi enflasyona, yoksa enflasyon mu faize neden olur sorusunun şöyle bir cevabı vardır: Hangisi güçlü olursa, diğerini peşinden çeker.
Vatandaş olarak üzerimize düşen ise şudur... Son Ayet... Ne diyor ve niye son ayet? Düşünmek gerekmez mi?
Allah kimseyi, kredi ile ev veya araba veya cep telefonu alıp, enflasyona katkıda bulunup, sonra da, "ah ulan bu ekonomi var ya, ben olacaktım, bu ekonomiyi bu enflasyonu... beceriksiz bunlar ya" diye söylenmek gerizekalılığını göstermeye devam edenlerden eylemesin.
Selam ve dua ile.
Hz. Ömer'den gelen rivayete göre ise en son inen Ayeti Kerime, Bakara Suresinin 278. Ayeti Kerimesidir. Vahyin son cümlesinde şunlar buyurulmaktadır:
"Ey iman edenler... Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve eğer gerçekten iman edenlerdenseniz, faizden doğan kazançlarınızın tümünden vazgeçin."
Nokta.
Tamam da... Faiz, ne demektir ve kime göre neyi ifade eder? Paranın satılması, kiralanması sonucu oluşturulan değerdir.
Klasik kapilalistlere göre tasarruflar faiz ile yatırıma dönüştürülür. Sistemin özünü oluşturur. Modern kapitalizme göre de, tasarruf sonucu yani yememe, içmeme ve giymeme onucu artırılan paradan ayrı kalmanın bedelidir. Faizci ve rantçı kesimin, faiz ile ilgili savunması kısaca böyle...
Sosyalizme göre de faiz ve arazi, ikisi de paylaşımın unsurlarındandır. Marks "Emeğin geciken bedeli faizdir" der... Ne acıdır ki, kapitalizmden ayrı bir iktisadi ve ekonomik yenilik ortaya koyarken bile kapitalistçe düşünen bir zavallı, dünyada farklı bir sistem gibi algılanarak devasa ideolojik manipülasyonlara neden olmuştur.
İslam'a göre ise faiz, pazarda ve piyasada gerçek anlamda olmayan bir değerin yaratılma teşebbüsüdür. Ekonomide var olan her paranın bir karşılığı vardır. Emek veya üretimle piyasaya giren para istikrarın da güvencesidir.
Faiz ile oluşturulan değer, ürün fiyatına yansıyacaktır. Üretici 10 liraya yaptığı üretimi faiz ile finansman sağlayarak yaptığı zaman, diyelim ki yüzde 20 ile borçlanırsa, maliyeti 12 lira olacaktır. Dolayısı ile kar + faiz ile piyasaya giren ürün yüzde 20 de enflasyona sebep olacaktır.
Veya fiyatı 100 bin lira olan bir araç, banka kredisi ile 120 bin liraya alındığında piyasaya olmayan bir değer sokularak enflasyonist bir katkıda bulunulmasının yanında, bankaya da bu oranda bir fırsat değeri hediye edilmiş olur.
Bankacı ve tefeci... Birbirlerinden çok farklı tanımlar gibi görünse de temelde aynı işi yaparlar. Aradaki farkları şöyle ifade etmek mümkündür. Hani, fakir çalarsa hırsız, zengin çalarsa kleptoman olur ya... Veya fakir yapınca adı zina, zengin yapınca kaçamak olur ya... Arada işte öyle bir fark var.
Zaten, bugünün büyük küresel bankacı ailelerinin hepsi eskinin tefecileridir. Faizden vazgeçemezler çünkü, faiz küresel kölelik sisteminindeki zincirin en kuvvetli düğümünü oluşturur.
Hayatımızdaki istikrarı alt üst eden enflasyonun birinci nedeni faizdir. Elbette başka nedenler vardır. İkinci neden ise taşeron sistemdir. Emek ve üretimdeki taşeron sistem... Bu konu ayrıca uzun ve fırsat bulunca yazacağım. Şu anda mecliste görüşülmek üzere bekleyen "hal yasası" da bu taşeron sistemin bir parçasıdır.
Hedefteki Bakan Berat Albayrak, "enflasyonla mücadele" planını açıkladı... Hedefteki diyorum, bunu ilk bakan olarak atandığı tarihi müteakiben, üzerine neden ve nasıl gidileceği konusunda, üç ayrı ve uzun makale ile yazmıştım. Yani bügünleri görmüş, bugünlerde Bakan Albayrak ile ilgili yaşananlar ekonomideki durum veya gelişmelerden dolayı değil, bu makamda kendilerinin onaylamadığı birisinin olmasından kaynaklanmaktadır. Ama kabul etmek zorundalar ve etmeye başladılar...
Bugünkü alkışlar içten gibiydi. Enflasyon hesaplamasını oluşturan 420 kalem üründe yüzde 10 indirim hedefi fazlası ile tutacak diye bekliyorum. Bankalardaki yüzde 10 indirim hedefinde bazı bulanık yönler var ama onu da piyasa belirler.
Faiz mi enflasyona, yoksa enflasyon mu faize neden olur sorusunun şöyle bir cevabı vardır: Hangisi güçlü olursa, diğerini peşinden çeker.
Vatandaş olarak üzerimize düşen ise şudur... Son Ayet... Ne diyor ve niye son ayet? Düşünmek gerekmez mi?
Allah kimseyi, kredi ile ev veya araba veya cep telefonu alıp, enflasyona katkıda bulunup, sonra da, "ah ulan bu ekonomi var ya, ben olacaktım, bu ekonomiyi bu enflasyonu... beceriksiz bunlar ya" diye söylenmek gerizekalılığını göstermeye devam edenlerden eylemesin.
Selam ve dua ile.