Ülkemizin yetiştirdiği sayılı bilim insanlarından bir olan Adnan Yüksel... Övmeye çalışmak, yaptıklarını anlatmak için çaba harcamayacağım. Düzgün ve başarılı bir insan... Sorduğum sorulardan dolayı sanırım özel ilgisini çektiğimi söyleyebilirim... Sempozyum boyunca defalarca sohbet etme fırsatım oldu. En ilginç anekdot olarak şunu söylemek istiyorum "herkes Azerbaycan milletvekili Ganire Paşeyeva ile fotoğraf çektirmeye çalışırken, Ganire Ablamız hocam ile sohbet ederken yanımıza geldi ve "bir fotoğraf çektirebilir miyiz?" dedi... Çektim.

Adnan Yüksel hocamızdan çok uzun notlar aldım. Yazacağım bilgiler sadeleştirilmiş ve özet şekildedir... Konu "beynin yapısı ve dünyayı hangi beyinler yönetir?"

Adnan Yüksel Hocam anlatıyor...
...

Gandhi der ki: "Türkler İngilizleri yenene kadar, İngilizleri tanrı zannediyordum."

Şimdi Çin geliyor diyorlar... Gelsin. Bu dünyada biz varız. Ama işi aşkla yapacağız... Yunus Emre diyor ki: "İşi aşkla yapan, dünyayı taşır. Aşksız yapan ölü cesed taşır."

Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor:" Aşkla koşan yorulmaz."

Allah'ın kitabında 75 kere bahsettiği ve "hiç düşünmez misiniz, hiç akletmez misiniz?" dediği organ... Beynimiz.

Biraz şeker (5 gr) biraz da tuz (10 gr) olan bir organ ve... 160 gramı yağ, 110 gram protein...Erkekte 1400 gram, kadında 1250 gram... Kemiyetin önemi yok; keyfiyete bakmak lazım. 100 milyar hücre var... Her bir hücre 10 bin-20 bin değer ifade eder... Düşünen de 20 bin. Einstein 42 bin mesela... Çarpı 100 milyar. Böyle bir güç ve çalışma sistemi... Beynimizin tamamını kullanamıyoruz ama öğrendikçe kendini yenileyen bir sistem söz konusu. Dünyanın bilinen en karmaşık sisteminden bahsediyoruz. Beyin çalıştıkça genişler... Son noktaya kadar çalışır.

Büyük çınarlar ayakta devrilir. Beyin de öyledir. Beyne yatırım yapmak gerekir. Bunun en önemli yolu boşa çalıştırmamaktır. Beynin düzgün çalışması için uyumak gereklidir. Uyurken de çalışır. Bir de su gereklidir. Günde kendi ağırlığından biraz fazla su... Hafızada bir bilginin yerleşmesi için uykuda üç rem dönemi geçmesi gerekmektedir. Üç ayrı rüya dönemi... Uyku ve rem süresi kişiye göre değişir. Uyku günlük 2 saatten 7 saate kadar olabilir.

(Özel sohbette sordum: "Günde 2 litre çay su yerini tutar mı?" Cevap "tutar ama 100 gram da olsa saf su ile katkı gereklidir.")

Yine Hindistan'ın efsanevi lideri Gandhi'nin şöyle bir sözü vardır:

"Söyledikerinize dikkat edin, düşünceleriniz olur... Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınız olur... Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınız olur... Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olur... Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerleriniz olur... Değerlerinize dikkat edin, karakteriniz olur... Karakterinize dikkat edin, kaderiniz olur..."

Öncelikle güzel düşünmek lazımdır ki... Güzel görelim.

Beynimize günde 60-80 bin arası düşünce giriyor. Beynin tam ortası duyu sistemini oluşturur. Yüzde 40'ını oluşturan ön bölge ise karar merkezidir.

Düşüncenin çeşitleri vardır... Analitik, sentez, kritikal, tüme varım, tümden gelim... İnsan düşünceden ibarettir.

Akıl, zeka değildir. Her akıllı zeki ama her zeki olan akıllı değildir. Akıl verilir ama zeka verilmez... Zeka genetik olarak geçer.

Mesela bir küvetin içine "su doldur ve boşalt" denildiğinde... Zeki olan ölçer, biçer, hesap yapar. "Bana bu iş biye verildi? Kimin menfaatine; yapsam ne olur, yapmasam ne olur? Yapmaya çalışsam nasıl yaparım, hangi yöntem kolay olur?" türünden düşünür.

Akıllı olan sadece sifonu çeker.

Hasenat ve selahat farkı vardır.

Hz. Ali, Peygambere geliyor ve birinden bahsediyor... "Filanca adam çok takva sahibi..." Hz. Peygamber cevaplıyor: "Sen asıl, onun işini nasıl yaptığına bak."

Gelecek, rahatını terketmiş insanların omuzlarında yükselir.

Biruni demiştir ki: "Sadece dini bayramların birinci günü dinlendim ve dinledim... Kalan zamanlarda hep çalıştım ve düşündüm."

Müslüman aklı duru olandır. Kim iyi konsantre olursa o kazanır.

Mevlana demiştir ki: "Akıl meyve gibidir. Aklın da aklı vardır. Meyvenin içi gibidir."

Düşünerek ve aklederek yol alacağız. Öğrenmek, kalıcı davranış değişikliğidir. Davranış, öğrenilenin fiziki olarak yansımasıdır. Öğrenmenin en önemli ayrıntılarında biri dikkat ve seçici algıdır.

Dikkat etmediğimizde de beyin bunu kaydeder, yazar ama kullanmamız kolay olmaz.

Çok stresli ve çok sıkıntılı zamanlarda öğrenme zor olur. Sağ ve sol beyin aynı anda çalışırsa, duygusal ve sayısal zeka aynı anda çalışırsa akıl daha iyi çalışır. Önemli olan beyni bilgi ile doldurmak değil, altındaki ışığı yakmaktır; içindekileri, depoladıklarını görebilmektir.

Kitapta yazılan bilgiyi tekrarlattırmak yerine çocuğa proje yazdırmak daha fazla beyin çalıştırır ve aklı geliştirir.

Amerika'daki hocamız, bizi haftada üç gün gece yarılarına kadar çalıştırırdı. İlk kurduğum üniversitede (Bezmialem) saat 10'da gelip 2'de gidiyorlarıdı... Sonra ikinci üniversiteyi kurdum. Çalışma sistemini değiştirdim, 168 üniversite arasında birinci olduk.

Eğitimde en önemli şey dikkati sağlamamız gerekiyor. İlk 6 veya 8 dakikadan sonra dikkatleri koruyamazsınız. Bu nedenle 45 dakika veya 20 dakika oturarak eğitim olmaz. Öğrenmek yerine, sadece eksi sekiz dakika süreyle oturulmuş olur.

Öğrenmek için okuma, sesli olursa işitme organından da faydalanılmış olur. Sesli okuyup, yazılarak çalışılırsa, görsel hafıza da devreye sokulur. Bunun için konsantre olarak yapmak ve yapabilmek önemlidir. Bu şekilde beynin ışıkları yanmış ve içi ışıl ışıl olmuş olur.

Herkes analitik düşünebilir... Önemli olan sentezleyerek ve akıl yürüterek düşünmektir.

Dünyayı kim, hangi beyinler yönetir?

Kim yönetiyorsa, iyi yönetmiyor. Çünkü Türkler yönetmiyor. Dünyayı merhametliler ve adaletliler yönetmeli. Bir zamanlar yönettiğimiz coğrafyada bugün 53 ülke var... Ve iyi yönetilmiyorlar.

Biz nasıl olmalıyız ki iyi yönetelim? Eller cepte, merdiven çıkmakla başarı olmaz. Başarı için ter dökmek lazımdır.

Ağaçta duran kuş dalın kırılmasından korkmaz. Kanatlarına güvenir. Ağacın tepesine çıkmak istiyorsan hedefin ay olacak. Savaşırsan ülken olur. Hedefi olmayan gemiye hiç bir rüzgar fayda etmez.

Beyin, ne ile iştigal ediyorsa onunla hayat bulur. Hayatı ve başarısı en çok yorulduğu şey olur. Bu akşam hangi diziyi izleyeceğini merak eden beyin ancak ona alternatif ve o değerde bir fayda üretir.

Sorun ve problemlerle uğraşmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Biz, biz olacaksak ancak böyle oluruz.
...

Hocamla, özel sohbette Biruni şahsı hakkında sorularım oldu. "12 adet eserini telif ettiklerini ve çalışmalarının sürdüğünü" söyledi. Türkiye Diyanet Vakfı ansiklopedisinde bahsedilen "Biruni Tefsiri" hakkında sorum oldu. "Aslını bulamadıklarını ve dünyanın çeşitli kütüphanelerini sorguladıklarını" söyledi. 
,,,

Adnan Yüksel Hocamın konuşmasından, çay ve özel sohbetlerden derleyip aldığım notlar, kısaca bunlardan ibarettir.