Hanlar Hanı Bayındır Han'ın bir boğası vardı. Üç kişi sağ taraftan, üç kişi sol taraftan demir zincir ile tutarlardı. Şölen günüydü, boğayı meydana saldılar. Orada oynayan çucuklara "kaçın" dediler.

Üç çocuk kaçtı. Dirse Han'ın 15 yaşındaki çocuğu kaçmadı. Boğa üzerine geldi. Çocuk, boğanın alnının ortasına yumruğunu vurdu. Dimdik durdu. Boğa ilerleyemedi. Boğa geri çekildi ve bir daha ve daha kuvvetli geldi. Çocuk yumruğunu bir daha vurdu. Topuğunu toprağa sapladı, boğa ilerleyemedi. Boğa çekildi ve üçüncü defa geldi. Çocuk yine karşıladı.

Bütün hanlar ve beyler seyrediyordu. İki pehlivan meydan ortasında yenişemiyordu.

Çocuk düşündü... "Bir dama direk vururlar, o dama destek olur. Ben bunun alnına yumruğumu koyarak niye destek oluyorum?"

Boğanın alnından yumruğunu çekip kendini yana aldı. Boğa ayak üstünde duramadı, düştü, başının üstüne yıkıldı.
...

Niye anlattım bu hikayeyi? Öncelikle Dede Korkut Hikayeleri unutulmasın, diye. Bu hikayeler bizim hamurumuz, unutursak geleceğimiz maya tutmaz. Unutursak kayboluruz.

Dolar yükseliyor ve bazı bankamatik ruhlular panik havasında homurdanıyor. Teknik analiz olarak yüzde 10 daha limiti var, demiştim geçen hafta... Az kaldı, geri döner. Dönmezse öyle kolay döndürürüz ki, herkesin feleği şaşar...

Hesap ortada... Dikkatle inceleyin. Dolar nasıl ve kim tarafından yükseltiliyor. Buyrun...

Şu anda Türk Bankalarında 1 milyon ve üzeri tam olarak 143.128. (Yüz kırk üçbin yüz yirmi sekiz) adet banka hesabı var. Tabii ki hesapların üst limitleri yukarı doğru çıkıyor.

2017 yılından bu yana dolar hesaplarında tam 75 milyar dolarlık artış olmuş.

Bu durum lira olarak artışlarda 16 milyar, altın hesabı da yine lira değerinden 1 milyar fazla...

Milyon dolar altındaki hesaplar, bu rakamlara dahil değil. Şimdi kimse bu rakamlar ihracat, ithalat yapan iş adamlarının demesin. Bu rakam Türkiye'nin toplam ihracat gelirinin üç misli. Kaldı ki, bu ihracatın hepsi özel sektörün değil.

Şimdi... Boş verin Amerika'nın embesil kovboylarını. İçimizdeki bu Amerikan uşaklarının isimlerini istiyorum, istiyoruz. Bu hesaplara zekat anlamına gelen sosyal yardım vergisi istiyorum, istiyoruz.

Zekat kalkınma ve refah için, diğer vergiler de devletin giderleri için harcanmalı.

Türkiye'de kopartılan tantana budur. Dolar hesabı olanlar, dolar daha fazla artsın istemektedirler.

Dün Alman Die Welt, Türkiye ile ilgili şöyle bir cümle kurmuştu:

"Erdoğan faizleri yükseltmiyor. Enflasyonun yüzde 16 olduğu ülkede, bizim elimizde yüzde 17 getirili değerli devlet kağıdı, bono ve tahvil var."

Bu resmen ağlamak. Yani yıllık yüzde yarımın altında bir getiriye isyan ediyorlar. Tek dertleri Türkiye'yi daha fazla soyamamak...

Şimdi, başta anlattığım hikaye ile bağlantıyı kuran kurdu sanırım.

Boşverin, embesil amerikan kovboylarını demiştim. Asıl içimizde onların varlığına destek olanlara bakalım. Boğanın alnından yumruğumuzu çekelim. Şu 483 milyarlık hesabı bir kıralım bakalım... Ne dersiniz?

Orhun Kitabelerinde der ki:

"Türk'ün ölümü tatlı sözden, yumuşak kumaştandır.

Yoksa, Ey Türk Milleti... Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir?"

Selam ve dua ile.