Yaptıkları Bu...

Neden mi?

"Ekonomiye uzun vadeli baktığımızda tek gerçek vardır: Uzun vadede hepimiz ölüyüz."

Bireysel yeni düzen kapitalizminin ruhunu bu sözlerle özetlemişti Keynes... 1929 Büyük Buhran sonrasının ve İkinci Dünya savaşı sonrasının yapılanmaları, bireysel menfaatçiliğin yapılanması şeklinde gelişti.

Liberal canavarlık en üst seviyelerine ulaştı ve dev uluslararası şirketlere dönüştü. Bu canavarlaşmanın ana lokomotifi olarak ABD, Başkan Kennedy aracılığıyla 1963 yılında bir "dur" denemesi yaptı ama sistem ters tepti. Kennedy canından oldu. Sonraları en net olarak da Reegan ve Bush döneminde Keynesçi sistemler terk edilerek, Friedman'a ait vahşi devlet kapitalizmi önerileri uygulanmaya başlandı... ABD devlet gücünün getirdiği avantajları sonuna kadar kullanmaya başladı. Artık Keynes unutulmaya başlanmış; bireysel globalleşme ve küresel şirketlerin davranış dinamikleri anlaşılmaz bir hal almaya başlamıştır.

Hatta bu konu ile ilgili şöyle bir fıkra anlatılır...

Keynes ve Friedman cennete girmek için kapıda bekletilmektedirler. Hesap sorulmaktadır. Önce Keynes konuşur:

"Büyük Buhran sırasında milyonlarca fakir insan açlıktan ölmesin diye çözüm üretmeye çalıştım. Onları kurtarmaya çalıştım" diye kendini savunur.

Sıra Friedman'a gelir. Anlatır:
"Ben insanlığın, günahlarından arındırılmış bir hayat yaşaması için uğraştım."
"Nasıl yani?" diye sorulunca da açıklar.
"Kurallara karşı gelmek günahtır; ben kuralları ortadan kaldırmaya çalıştım. Kural yok, günah yok."
...

Bugün Amerika budur. Mayası bu orman kanunu ile yoğrulmuştur. Maalesef popüler kültür manyağı Amerikalılar da gücü ve mevcut refah durumunun resmini hak edilmiş adalet olarak algılamaktadır. Bu algı medya ve siyaset yoluyla dalga dalga dünyaya empoze edilmektedir. Büyüme durma noktasına gelmesin diye, kas gücü ile ittirilerek büyütülmeye çalışılmaktadır.

Karmaşıklık ve kuralsızlık üzerine yapılan bir politik söylemin en zirve kişiliği diyebileceğimiz Trump dün, "İPhone üretimini Çin'den almak" gibi bir tabir kullandı... Sanki oraya turistik gezi yatırımı yapılmış bir kafa ile konuştu. ABD'nin ekonomik büyümesi yüzde 2'lerde... Ve bu büyüme balon bir dolar finansmanı üzerine kurulu... Gücün bittiği görüldüğü anda balon patlar. Bu söylemi dillendirmesi hayati önem taşıyor.

AB Euro bölgesi ise daha vahim durumda. Ortalama ekonomik büyüme yüzde 0,4 olarak açıklandı. En yüksek büyüme oranı Malta gibi bir off shore ülkesinde ve onun da oranı 1,9 gibi bir rakam.

Türkiye en son 7,4 oranında açıklamıştı. Şimdi yüzde 70'leri bulan gizli devalüasyon ile yeniden yapılan hesaplamalara göre yine de yüzde 5'ler civarında bir büyüme bekleniyor. Ekonomistler yıl sonu için de en az yüzde 3; en fazla yüzde 4,7 beklenti içindeler...

Büyüme önemli konu.

Mesele işte tam da bu noktada gizli... Türkiye, durdurulamıyor. Ne kadar siyasi komplo, ekonomik suikast ve hatta darbe planlasalar da tutmadı, tutmuyor.

Başkan Erdoğan, her daim saldırıların hedefinde oldu. Atmadıkları iftira, kurmadıkları komplo, denemedikleri suikast kalmadı. Şimdi de sık sık Bakan Berat Bey konuyor hedefe... Sanıyorum, "veliaht görüneni ezelim, yok edelim ki, geleceği kazanalım" mantığı ile hareket ediyorlar.

Şimdi İdlib'de bizi yormak istiyorlar.

Bugün 9 Eylül... Yahudilerin 5779. Yılbaşı Roş Aşana... Yahudi aklı iki günlük ritüel tatilinde olacak. Dünya iki gün rahat.

Ve bu iki gün bizim için fırsat olabilir.