Genç nesiller başta olmak üzere kitlelerin şuurunu felcedip enerjilerini heba eden futbol ve benzeri sporlara sempati ile hiç bakmadım, ilgi göstermedim. Topa tekme sallamakta da bir fayda ve marifetin saklandığına inanmam. Abesle iştigal...
Kadın voleybolcuların bir yerlerde, birilerine karşı topa daha iyi el ve kafa vurarak -voleybolda kafa kullanılır mı emin değilim- galip geldiklerine de geç muttali oldum. Topa el vurmak gibi çok, ama çok büyük bu başarının ülkeyi bayram yerine çevirdiğine de...
Buraya kadar problem yok! Bu çok büyük zaferi alkışlayanların yanında, anladığım kadarı ile Mehmed Boynukalın ile İhsan Şenocak gibi birkaç din adamı voleybolcu kızların kıyafetlerine karşı Müslüman kızları ikaz etmişler, bu İslâmiyet ve Müslümanlık değil, diye...
Kıyamet de o zaman kopmaya başlamış. Bütün feministler, solcular, Ulusalcılar, Kamalistler, CHP'liler büyükçe bir koro kurmuş, Sosyal Medya denen salhanede hocaları bütün ahlâksızlıklarını boca eden galiz, çirkin, edepsiz kelime ve küfürlerle linç ediyorlar...
Bence bilhassa Atatürk de çok Müslüman bir adamdı diyen Ak Partililerin intibah ihtimali noktasından iyi bir gelişmedir bu. Aramızdaki uçurumun müsamaha ve tavizlerle doldurulamayacak kadar derin olduğunu öğrenirler belki, kim bilir!..
Bana gelince! Üslûblarında bir problem yoksa, Hocalarla hemfikirim: Bütün marifetleri topa el vurmakla sınırlı voleybolcu kızların kıyafetlerinin İslâmiyet'le hiçbir ilgisi yok. Bu, ilmî veya hissî değil, dinî bir meseledir. Kimsenin dini yontmaya ise salâhiyet ve haddi yoktur!