"İbrahim tek başına ümmet idi" ne demek? Bu bir ayeti kerime, biliyorsunuz sanıyorum...
Bu yazı, bazen anlaşılamadığım için sinirlenmem ve kızmam nedeniyle yazılmıştır...
Ümmet nicel bir kavram değil; nitel bir kavramdır. Yani ümmet sayı ile ifade edilmez, özellik ile ifade edilir. Hani "aklın yolu bir" denen yollar var ya... Hani "dağ ne kadar yüce ise yol üstünden geçer" denen yollar var ya... İşte ümmet olmak, bu yola sağına soluna ve ardına bakmadan, hiç kimseye aldırmadan, sadece Allah'a güvenerek ve sadece Allah rızası için çıkmaktır.
Ümmet olmak, evden kovulmak, memleketinden sürülmek ve yetmedi ateşlere atılmak pahasına, doğru bildiğini tek başına da olsa yapmak eylemidir.
Yani, terör konusunda devlet yetersiz mi kalıyor? Karılar gibi sızlanıp ağlamak yerine, ifrat ve tefrit ölçüsünde kendi payına düşeni yapmaktır. Gerektiğinde ihbar etmek, gerektiğinde sözle müdahale etmektir.
Devlette çok yolsuzluk mu var? Devletten önce kendimiz dürüst isek, ümmetiz. Bütün alış verişlerimizden fiş alıyor muyuz? Pazarcıdan da aldık mı? Ya da işyerinde... Mesai bitmeden bir dakika önce dışarı çıkmaya çalışmak, hak etmediği makamı işgal etmek, işçinin ücretini geciktirmek veya sigortasını yapmamak... Ne kadar hassasız bu konularda?
Önce herkes kendi kapısının önünü süpürecek demek, önce herkes kendisine bakacak, demektir. Komşun aç mı tok mu? Haberin var mı? Öğrencisini okula tok gönderebiliyor mu? Çocuğuna harçlık verebiliyor mu? Sordun mu hiç? Zekat sadece fakire verilmez; miskine, yolcuya, öğrenciye ve borçluya da verilir. Sahi sizin cemaatten herkesin karnı toktu? Değil mi?
Ümmet olmak sadece "elinden, dilinden ve belinden emin olunan" kişi olmak değil bu uğurda "emri maruf ve nehyi münker" yapan kişi olmaktır.
Yoksa yevmi mahşerde O Kutlu Nebi "Ümmeti, ümmeti" diye dua ederken bu biz gamsızlar sürüsü için mi "ümmet" diyecek? Bunu mu bekliyoruz?
Hiç bir ayet İsrailoğulları dışında kimseye seslenerek, "ey filanca cemaat mensupları" diye başlamaz. "Ey insanlar, Ey İman edenler..." diye başlar. Siz, biz, ben veya o... İsrailoğulları gibi bencil oldukça, fedakarlığı hep başkalarından bekledikçe hidayete erenlerden olamayız.
Ve hele ki, bu kafa ile tek başına ümmet olabilen İbrahim'in zerresi olamayız.
Bu yazı, bazen anlaşılamadığım için sinirlenmem ve kızmam nedeniyle yazılmıştır...
Ümmet nicel bir kavram değil; nitel bir kavramdır. Yani ümmet sayı ile ifade edilmez, özellik ile ifade edilir. Hani "aklın yolu bir" denen yollar var ya... Hani "dağ ne kadar yüce ise yol üstünden geçer" denen yollar var ya... İşte ümmet olmak, bu yola sağına soluna ve ardına bakmadan, hiç kimseye aldırmadan, sadece Allah'a güvenerek ve sadece Allah rızası için çıkmaktır.
Ümmet olmak, evden kovulmak, memleketinden sürülmek ve yetmedi ateşlere atılmak pahasına, doğru bildiğini tek başına da olsa yapmak eylemidir.
Yani, terör konusunda devlet yetersiz mi kalıyor? Karılar gibi sızlanıp ağlamak yerine, ifrat ve tefrit ölçüsünde kendi payına düşeni yapmaktır. Gerektiğinde ihbar etmek, gerektiğinde sözle müdahale etmektir.
Devlette çok yolsuzluk mu var? Devletten önce kendimiz dürüst isek, ümmetiz. Bütün alış verişlerimizden fiş alıyor muyuz? Pazarcıdan da aldık mı? Ya da işyerinde... Mesai bitmeden bir dakika önce dışarı çıkmaya çalışmak, hak etmediği makamı işgal etmek, işçinin ücretini geciktirmek veya sigortasını yapmamak... Ne kadar hassasız bu konularda?
Önce herkes kendi kapısının önünü süpürecek demek, önce herkes kendisine bakacak, demektir. Komşun aç mı tok mu? Haberin var mı? Öğrencisini okula tok gönderebiliyor mu? Çocuğuna harçlık verebiliyor mu? Sordun mu hiç? Zekat sadece fakire verilmez; miskine, yolcuya, öğrenciye ve borçluya da verilir. Sahi sizin cemaatten herkesin karnı toktu? Değil mi?
Ümmet olmak sadece "elinden, dilinden ve belinden emin olunan" kişi olmak değil bu uğurda "emri maruf ve nehyi münker" yapan kişi olmaktır.
Yoksa yevmi mahşerde O Kutlu Nebi "Ümmeti, ümmeti" diye dua ederken bu biz gamsızlar sürüsü için mi "ümmet" diyecek? Bunu mu bekliyoruz?
Hiç bir ayet İsrailoğulları dışında kimseye seslenerek, "ey filanca cemaat mensupları" diye başlamaz. "Ey insanlar, Ey İman edenler..." diye başlar. Siz, biz, ben veya o... İsrailoğulları gibi bencil oldukça, fedakarlığı hep başkalarından bekledikçe hidayete erenlerden olamayız.
Ve hele ki, bu kafa ile tek başına ümmet olabilen İbrahim'in zerresi olamayız.