24 Haziran hamlesi nedir?
Perinçekgiller daha dört gün öncesine kadar, Akşener'in Atlantik/ABD projesi olduğunu hemen her gün yazıyor, Erdoğan'ın da kendi(!) çizgilerine geldiğinden dolayı doğru yolda olduğunu söylüyorlardı.
Seçim tarihi açıklandığı andan itibaren;
Erdoğan'ın erken seçim adımıyla planlı bir darbe yaptığını, Akşener'in ise Vatan Partisi ile beraber mağdur olduğu propagandası yapmaya başladılar.
Hülasa, bu hamle, zaman ayarlı planları öyle bir alt-üst etti ki, yıllardır Türkiye üzerinde (kendi aralarında) üstünlük mücadelesi veren İngiltere ile ABD'yi, aynı hedef doğrultusunda bir anda birleştirdi.
***
CHP'den 15 vekilin İyi Partiye geçmesine, daha dört gün öncesine kadar,
- İyi Partinin Atlantik projesi olduğunu söyleyen Perinçekgiller,
- İyi Partinin faşist olduğunu söyleyen marksist sol gruplar,
- CHP-nin PKK/DHKPC üssü haline geldiğini söyleyen Kemalistler,
- CHP-nin seküler din düşmanı olduğunu söyleyen Saadetçiler,
- Saadetin mezhepci muhafazakar olduğunu söyleyen radikal Aleviler,
- İyi Partinin Irkçı/milliyetçi olduğunu söyleyen HDP'liler,
Hep bir ağızdan sevinç çığlıkları atıyor.
Tarih böylesine bir tezatlıklar ittifakına daha önce tanık olmamıştır.
***
Erdoğan'ın etrafının uzun süredir kuşatıldığı bilinen bir gerçekti. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra İngiltere direktifli, Perinçekgiller/Ergenekoncular yürütmeli (Ordu içerisinde) ciddi bir yapılanmanın günden güne palazlandığı aşikar. Bununla beraber, çift taraflı çalışan bazı tetikçi-tahsilatçı bakanlar, vesayet ile iç-içe girmiş vekiller/danışmanlar, FETÖ'den arındıralamayan Yargı kanadı ve çıkar ilişkilerinin esiri olmuş teşkilatlar ile 2019'a kadar gidilemeyeceği görüldü -ki- Erdoğan 16 Nisan sonrası partinin başına tekrar geçtiğinde her ne kadar bu virüsü temizlemeye çalışsa da, mevcut 'fetret' sürecinin imkanları dahilinde başarılamayacağını anladı ve son hamleyi yapma kararı alındı.
Dolayısıyla,
24 Haziran hamlesi, hem Ordu üzerinden tekrar yapılanmaya kalkışan İngiltere, hemde FETÖ ve benzeri vesayetçiler üzerinden Sarayı/Devleti içeriden kuşatmaya çalışan ABD'ye karşı 'aynı anda' ilan edilmiş bir savaştır -ki- bu durumun Cumhuriyet tarihinde bir emsali daha yoktur. Bu nedenle seçim gününe kadar çok daha planlı gelişmelere/ittifaklara ve hatta provakasyonlara gebe olunması bir yana, esas fırtına, seçim sonrası başlatılacak olan 'kazıma' operasyonları sürecinde kopacaktır.
Perinçekgiller daha dört gün öncesine kadar, Akşener'in Atlantik/ABD projesi olduğunu hemen her gün yazıyor, Erdoğan'ın da kendi(!) çizgilerine geldiğinden dolayı doğru yolda olduğunu söylüyorlardı.
Seçim tarihi açıklandığı andan itibaren;
Erdoğan'ın erken seçim adımıyla planlı bir darbe yaptığını, Akşener'in ise Vatan Partisi ile beraber mağdur olduğu propagandası yapmaya başladılar.
Hülasa, bu hamle, zaman ayarlı planları öyle bir alt-üst etti ki, yıllardır Türkiye üzerinde (kendi aralarında) üstünlük mücadelesi veren İngiltere ile ABD'yi, aynı hedef doğrultusunda bir anda birleştirdi.
***
CHP'den 15 vekilin İyi Partiye geçmesine, daha dört gün öncesine kadar,
- İyi Partinin Atlantik projesi olduğunu söyleyen Perinçekgiller,
- İyi Partinin faşist olduğunu söyleyen marksist sol gruplar,
- CHP-nin PKK/DHKPC üssü haline geldiğini söyleyen Kemalistler,
- CHP-nin seküler din düşmanı olduğunu söyleyen Saadetçiler,
- Saadetin mezhepci muhafazakar olduğunu söyleyen radikal Aleviler,
- İyi Partinin Irkçı/milliyetçi olduğunu söyleyen HDP'liler,
Hep bir ağızdan sevinç çığlıkları atıyor.
Tarih böylesine bir tezatlıklar ittifakına daha önce tanık olmamıştır.
***
Erdoğan'ın etrafının uzun süredir kuşatıldığı bilinen bir gerçekti. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra İngiltere direktifli, Perinçekgiller/Ergenekoncular yürütmeli (Ordu içerisinde) ciddi bir yapılanmanın günden güne palazlandığı aşikar. Bununla beraber, çift taraflı çalışan bazı tetikçi-tahsilatçı bakanlar, vesayet ile iç-içe girmiş vekiller/danışmanlar, FETÖ'den arındıralamayan Yargı kanadı ve çıkar ilişkilerinin esiri olmuş teşkilatlar ile 2019'a kadar gidilemeyeceği görüldü -ki- Erdoğan 16 Nisan sonrası partinin başına tekrar geçtiğinde her ne kadar bu virüsü temizlemeye çalışsa da, mevcut 'fetret' sürecinin imkanları dahilinde başarılamayacağını anladı ve son hamleyi yapma kararı alındı.
Dolayısıyla,
24 Haziran hamlesi, hem Ordu üzerinden tekrar yapılanmaya kalkışan İngiltere, hemde FETÖ ve benzeri vesayetçiler üzerinden Sarayı/Devleti içeriden kuşatmaya çalışan ABD'ye karşı 'aynı anda' ilan edilmiş bir savaştır -ki- bu durumun Cumhuriyet tarihinde bir emsali daha yoktur. Bu nedenle seçim gününe kadar çok daha planlı gelişmelere/ittifaklara ve hatta provakasyonlara gebe olunması bir yana, esas fırtına, seçim sonrası başlatılacak olan 'kazıma' operasyonları sürecinde kopacaktır.