Ah Reis ah... Senin bu danışmanların var ya, deli edecek beni...

Hani Yiğit Bulut denen masal anlatıcıyı tanıyorum mesela... Ben borsada iken seans öncesi masamıza gelir "tüyo var mı abi tüyo" derdi... CNN TÜRK stajyer muhabirdi.

Sanıyorım ki, o zamandan bu yana zekasında bir gelişme olmamıştır... Hani sağlam bir tornacı filan görmüşse bilemem de... Ondan ekonomist falan olmaz. Belki bağlantıları, Aydın Doğan ve Namık Kemal Zeybek gibi ailevi ilişkileri ile birşeyler bilir diyeceğim ama Reis... Yok yok sen ondan daha iyi bilirsin o bağlantıları... Yiğit denen tombiş ancak ekonomiden hiç anlamayanlara motivasyon konuşması yapar; başka da bir şeye yaramaz.

Bir de şu tarım danışmanları... Öncekiler ve yenileri... Ne demeli bilmiyorum ki?

Konu fındık... İki lira destek iki lira da ilave... Keşke yapmasaydın be Reis... Veya zamanında yapsaydın.

Şimdi ne oldu biliyor musun Reis? Fakir ve borçlu olan fındığı sattı ve stokçu zenginler de bu zamlı fiyattan satacak... Olmadı be Reis. Yine zengin daha zengin, fakir daha fakir politikası oldu ve olmadı...

Zamanında yapılsa bu zam adalet olacaktı ama şimdi zengine hizmet ve himmet oldu. Merak ediyorum kim veriyor sana bu akılları Reis? Senin işin başından aşkın ve bunlar hep danışmanların (...) iş bilmez oluşundan... Biliyorum da... Bu danışmanlar bir defa da fakire hizmet etseler be Reis... Yoksa fakirler komisyon vermiyor diye mi, zamanında bu yönlendirmeler ve bilgilendirmeler yapılmıyor?

Lise yıllarımdan biliyorum Reis... Ordu farklı yerdir. Fırsatçı ve menfaatçileri çoktur. Senin danışmanlarını ayakta uyuturlar. O zamanlar bir il cumhuriyet savcısı, şehrin en büyük tefecisi ve bir de üç dil bilen şehrin ihracatçısı birilerinin konuşmalarına şahit olmuştum... Seçim öncesiydi ve şöyle diyorlardı:

"Seçimlerde her partiden adaylar bizim söz geçireceğimiz adaylar olmalı. Atanacak bürokratlar bizim bürokratlarımız olmalı..."

80'li yıllardı ve dediklleri olmuştu Reis... Yoksa hiç bir zaman hiç bir şey değişmeyecek mi? Herşey değişiyor, değişsin be Reis.

NOT: Danışmanlar bana özelden yazabilir. Anlayışla karşılarım ve buradan yazamadıklarım da var.

***

26.10.2018/23:30 itibari ile Habertürk'te...

Adam (!?) prof... Adı da Ataol Behramoğlu.

Diyor ki: "Yunus Emre'nin Türkçe nüshası yirminci yüzyıla kadar yoktu."

Üstad İsmail Kılıçarslan müdahale ediyor: "1440 Karaman nüshasını ne yapacaksınız?"

Prof cevabı: "Hangh.. Anlamadım."

İsmail Kılıçarslan ve Ahmet Yenilmez... Çok beylik sözler ediyorlar...

Yine Ataol Behramoğlu denen cahil şöyle bir laf etti: "Sayın Kalın sanat ile ilgili laf ediyor. O karışamaz, devlet sanata karışamaz."

Ahmet Yenilmez cevaplıyor: "Selahattin Demirtaş'ın ekrana çıkıp sanat dersi verdiği zaman da bunu söylediniz mi? Devlet elbette konuşacak."

Prof cevabı: "Hıngh... hmmm."