Bakmak, görmek değildir. Görmek de, anlamış olmak demek değildir. Bakıp, görüp işin sırrına vakıf olmak emek ister, gayret ister. Kalp gözünde berraklık ister. Ve biraz da iyi niyet ister.
Feraset sahibi olmayan boş ve basit zihniyetler anlayamadıkları her şeyi eleştirirler. Anlatmak kâr etmez. Bazen musibet gelmeden, nasihat anlaşılmaz.
Anadolu Selçuklular ve Kılıçarslan diğer İslam dünyasınca anlaşıldığında maalesef Haçlılar Kudüs'e yerleşmişti.
Harzemşahlar ve Türk Dünyası tarafından Temür Melik anlaşıldığında Semerkant talan edilmiş, Buhara yakılmış, Otrar yok edilmiş ve bilimin merkezi Nişapur'da insanlardan sonra kediler, köpekler hatta kuşlar bile öldürülmüştü.
İbni Haldun Endülüs'te anlaşıldığında, Ebu Abdullah teslim ettiği şehre bakıp ağlarken annesi "erkekler gibi savaşmadın, kadınlar gibi ağla" diyordu.
Sultan Abdülhamid içerideki düşmanı olanlar tarafından anlaşıldığında, iş işten geçmiş, pişmanlık artık kâr etmez aşamaya gelmiş ve Osmanlı İmparatorluğu paylaşılıyordu. Abdülhamid tam 33 yıl tahtta kaldı. Ne yaptı peki 33 yıl boyunca? Ya da tahttan inince ne yapılmadı da imparatorluk uçurumdan aşağı yuvarlanan kervan katarı gibi dağıldı. Trablusgarp, Balkan, Filistin, Basra, Kafkaslar ve derken dünya savaşı...
Şu günlere sık sorulan bir sorudur: AKP 16 yıldır ne yaptı?
Hani bir fıkra vardır. Tam yeri...
Hitler bir İngiliz, bir Fransız ve bir Yahudi mahkumu sorgulamaktadır.
Feraset sahibi olmayan boş ve basit zihniyetler anlayamadıkları her şeyi eleştirirler. Anlatmak kâr etmez. Bazen musibet gelmeden, nasihat anlaşılmaz.
Anadolu Selçuklular ve Kılıçarslan diğer İslam dünyasınca anlaşıldığında maalesef Haçlılar Kudüs'e yerleşmişti.
Harzemşahlar ve Türk Dünyası tarafından Temür Melik anlaşıldığında Semerkant talan edilmiş, Buhara yakılmış, Otrar yok edilmiş ve bilimin merkezi Nişapur'da insanlardan sonra kediler, köpekler hatta kuşlar bile öldürülmüştü.
İbni Haldun Endülüs'te anlaşıldığında, Ebu Abdullah teslim ettiği şehre bakıp ağlarken annesi "erkekler gibi savaşmadın, kadınlar gibi ağla" diyordu.
Sultan Abdülhamid içerideki düşmanı olanlar tarafından anlaşıldığında, iş işten geçmiş, pişmanlık artık kâr etmez aşamaya gelmiş ve Osmanlı İmparatorluğu paylaşılıyordu. Abdülhamid tam 33 yıl tahtta kaldı. Ne yaptı peki 33 yıl boyunca? Ya da tahttan inince ne yapılmadı da imparatorluk uçurumdan aşağı yuvarlanan kervan katarı gibi dağıldı. Trablusgarp, Balkan, Filistin, Basra, Kafkaslar ve derken dünya savaşı...
Şu günlere sık sorulan bir sorudur: AKP 16 yıldır ne yaptı?
Hani bir fıkra vardır. Tam yeri...
Hitler bir İngiliz, bir Fransız ve bir Yahudi mahkumu sorgulamaktadır.
- Cevapları bilenler serbest bırakılacak. Sen söyle Fransız, Titanik Gemisi kaç yılında battı?
- 1912
- Doğru. Şimdi sen söyle İngiliz, Titanik'te kaç kişi öldü?
- 1512
- Bu da doğru. Hadi bakayım Yahudi say şu ölenlerin isimlerini...
16 yılda neler yapıldığını saymak da çözüm değil aslında. Bu soruyu soran, bazen bilinçli ve bazen de bilinçsiz aslında şunu demektedir:
"Sen 16 yılı istediğin kadar say ama benim seni dinleyecek zamanım yok, zaten her şeyi de sayamazsın."
Ya da şu... Bazıları yaşayan organizma gerçeğini göremiyor.
Bir insanın işi, gücü ve mutluluğu yerinde olsa da, ona "niye yaşlanıyorsun, saçların niye aklaşıyor, cildin niye buruşuyor?" demek veya işsiz kalması, hastalanması, çevre sorunlara duyarlılığı ve aile sorunları olmasını eleştirmek neyse, geçen 16 yıl da odur.
Toplum da yaşayan bir organizmadır. Her yıl yeni birileri doğar. Her yıl yeni hastaneler, okullar ve kalacak konutlar yapılması gerekmektedir. Kaddafi 10 yıl sonrasının konutlarını yaptı ama sonu yine hüsran oldu.
Meşhur "enkaz devraldık" edebiyatı vardır. Birilerinin bunu söz ile söylemesi bir yana rakamlar ile tokat gibi göz önüne serse bile, herkes bardağın içindeki suyu kendine göre tanımlar. Bardağın yarısı boş mu, dolu mu?
Mesele, gerekirse üç beş sayfalık liste ile anlatılır ama aslında 16 yılda ne yapıldığı değildir.
Mesele, 16 yıl öncesinde ekonomik, kültürel ve stratejik olarak nerede olduğumuz ve tam olarak nereye doğru gitmekte olduğumuzdur.
Olay nasihat boyutunu aşalı çok zaman olmuştur. Çevremizdeki savaşları görmeyip, yıllardır boğuştuğumuz terörü görmeyip ve kurulan oyunları görmeyip vatandaşlık gereği vatansever olarak destek olmak yerine eleştirmek ne derece doğrudur.
Tutun ki hükümet yanlış yaptı...
16 yılda neler yapıldığını saymak da çözüm değil aslında. Bu soruyu soran, bazen bilinçli ve bazen de bilinçsiz aslında şunu demektedir:
"Sen 16 yılı istediğin kadar say ama benim seni dinleyecek zamanım yok, zaten her şeyi de sayamazsın."
Ya da şu... Bazıları yaşayan organizma gerçeğini göremiyor.
Bir insanın işi, gücü ve mutluluğu yerinde olsa da, ona "niye yaşlanıyorsun, saçların niye aklaşıyor, cildin niye buruşuyor?" demek veya işsiz kalması, hastalanması, çevre sorunlara duyarlılığı ve aile sorunları olmasını eleştirmek neyse, geçen 16 yıl da odur.
Toplum da yaşayan bir organizmadır. Her yıl yeni birileri doğar. Her yıl yeni hastaneler, okullar ve kalacak konutlar yapılması gerekmektedir. Kaddafi 10 yıl sonrasının konutlarını yaptı ama sonu yine hüsran oldu.
Meşhur "enkaz devraldık" edebiyatı vardır. Birilerinin bunu söz ile söylemesi bir yana rakamlar ile tokat gibi göz önüne serse bile, herkes bardağın içindeki suyu kendine göre tanımlar. Bardağın yarısı boş mu, dolu mu?
Mesele, gerekirse üç beş sayfalık liste ile anlatılır ama aslında 16 yılda ne yapıldığı değildir.
Mesele, 16 yıl öncesinde ekonomik, kültürel ve stratejik olarak nerede olduğumuz ve tam olarak nereye doğru gitmekte olduğumuzdur.
Olay nasihat boyutunu aşalı çok zaman olmuştur. Çevremizdeki savaşları görmeyip, yıllardır boğuştuğumuz terörü görmeyip ve kurulan oyunları görmeyip vatandaşlık gereği vatansever olarak destek olmak yerine eleştirmek ne derece doğrudur.
Tutun ki hükümet yanlış yaptı...
1. Esed'in karşısında durdu.
2. ABD'nin karşısında durdu.
3. Darbecilere yol vermedi, karşısında durdu.
4. Bölücü teröre ve arkasını onlara dayayanlara fırsat vermedi, karşı durdu.
5. Küresel finans eşkıyalarına taviz vermedi karşısında durdu.
Bu maddeler biraz daha uzayabilir. Allah aşkına, batıda demokrasisi örnek gösterilen ülkelerden herhangi birinde, bunlardan sadece birinde bile hükümet ile aynı safta olmayanın unvanı nedir?
Mesele Ak Parti, CHP veya İyi Parti meselesi değildir. Önce partizanlıktan, bağnazlıktan ve sığ düşünmekten kendimizi arındıralım. Futbol maçı fanatikleri gibi embesil zeka ürünü fikirlerden kurtulalım.
Az gelişmişliğin sembolü, dar ufuklu ve küresel sermayenin uşağı bir ulus devletten, bağımsız bir dünya devletine atılan adım sancısız olmaz.
Kendi silahımızı, kendi teknolojimiz ile üretiyoruz.
Bu maddeler biraz daha uzayabilir. Allah aşkına, batıda demokrasisi örnek gösterilen ülkelerden herhangi birinde, bunlardan sadece birinde bile hükümet ile aynı safta olmayanın unvanı nedir?
Mesele Ak Parti, CHP veya İyi Parti meselesi değildir. Önce partizanlıktan, bağnazlıktan ve sığ düşünmekten kendimizi arındıralım. Futbol maçı fanatikleri gibi embesil zeka ürünü fikirlerden kurtulalım.
Az gelişmişliğin sembolü, dar ufuklu ve küresel sermayenin uşağı bir ulus devletten, bağımsız bir dünya devletine atılan adım sancısız olmaz.
Kendi silahımızı, kendi teknolojimiz ile üretiyoruz.
Dünyanın etrafı istikrasızlıklarla dolu olmasına rağmen, borçluluk oranı en düşük gelişmiş ülkesiyiz.
Bütün finansal saldırılara başarı ile karşı koyabilmiş dayanıklı bir ekonomiye sahibiz.
"İnşaat ile kalkınma olmaz" diyen cahiller olsa da "altyapı olmadan kalkınma hiç olmaz" bilelim ve altyapımızı artık tamamlıyoruz.
Materyalist etkenler bir yana, biz son sancaktarız... İslam Alemi, mazlum coğrafya ve Kudüs bizim ayağa kalkmamızı bekliyor. Bütün haçlı saldırılarının sebebi de bu...
Göremiyor muyuz? Böyle değil mi?
Materyalist etkenler bir yana, biz son sancaktarız... İslam Alemi, mazlum coğrafya ve Kudüs bizim ayağa kalkmamızı bekliyor. Bütün haçlı saldırılarının sebebi de bu...
Göremiyor muyuz? Böyle değil mi?
Nasihat değil de musibet mi gerekli?
Allah'ın azabı akıllarını kullanmayıp, ders almayanlar üzerinedir. (10.100)
Selam ve dua ile.
Allah'ın azabı akıllarını kullanmayıp, ders almayanlar üzerinedir. (10.100)
Selam ve dua ile.