Hain, bazen en yakınımızdaki kişi, ihanet ise bazen bize şah damarımızdan yakın olur. Bazen de kelimeler, kendi kendine ihanet eder. Hiç kimseye gerek kalmaz.

Sadakati eksik olan herkes ihanet üzere haindir. Kime mi? Herkese, herşeye... En basit dil yapısına göre özneler ve nesneleri değiştirerek bu soruyu bütün şahıslar ve eşya için kullanabiliriz.

Şeytana sadakatim ne durumda? Ya da aklıma sadakatimde bir eksiklik var mı? Allah'a sadakatim? Ezan okunuyor beni çağırıyor. Geç kaldım... Unutursam, ağırlık basarsa, çağrıya icabet edemezsem, dost kalabilir miyim? En yakın dostunuz sizi çağırdı, bir daha çağırdı, bir daha... Ve hala çağırıyor. Duymamazlık ne derece bir sadakat içerir?

Konuya "zayıf olana acımak, tabiata ihanettir" diyen tarihin en büyük darwinisti Hitler gibi bakmayacağım. Bize ait bir tanım değil...

Bize yani kitabımıza göre;

"Kendi nefsine ihanet edenlerden yana mücadele edilmez. Hiç şüphesiz ki Allah ihanette ilerlemiş günahkarı sevmez." (Nisa, 107) 
"Kim ihanet ederse hesap gününe ihanet ettiğiyle gelir." (Ali İmran,161) 
"Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olaran endişe edersen, açık ve adil bir tutumla onlarla olan anlaşmayı at... Gerçekten Allah ihanet edenleri sevmez." (Enfal, 58)
"Eğer sana ihanet etmek isterlerse, ederler; bil ki daha önce de Allah'a ihanet etmişlerdi." (Enfal, 71)

Ve bir hadisi Şerif:

"İnsanlar öyle aldatıcı yıllar görecek ki, o yıllarda yalancılar onaylanacak ve doğru söyleyenler de yalancılıkla suçlanacaklardır. Haine itimad edilecek, emin kimseye de hain olarak bakılacaktır. O zaman ruveybıda denen değersiz adamlar devlet işlerinde söz sahibi olacaklardır." (İbni Mace, 4036)

Hadisi şerifteki tanım çok tanıdık geldi değil mi? Maalesef. Hainlik sadece "vatan hainliği" değildir. İnsan önce kendisinden emin olmalıdır. Önce diğer bütün insanlar elinden dilinden ve herşeyinden selamatte olmalıdırlar.

İnsan önce kendinden mesuldür. Karanlıkta yürürken gölgesinin bile kendisini terkettiği bir insan fıtratı gereği ihanete müsaittir. Nefis, yapısı gereği bencilliği ile vardır.

Ama umudu kaybetmek yok. Yer, gök ve dört duvar ihanet olsa da bu bizim imthanımız. Şükür Allah'a ki elimizde her şeye ölçü olacak bir kitabımız var.

Kendini satmayana ekmek olmayabilir. Ama bu kendimizi satmamız gerektiğini ifade etmez. Acaba, cebindeki son para ile ekmek yerine bir gül alıp koklamayı düşünen oldu mu? Ruhu teskin etmek bu kadar mı önemsiz?

Neyse... Selam ve dua ile.