Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bungalov tesis trendi giderek büyümeye devam ederken, çay ve fındık bahçelerinin kesilerek bungalovların inşa edildiği bölgede kaçak işletme sayılarından artış yaşanıyor.
Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden son yıllarda Doğu Karadeniz Bölgesi’ne gösterilen ilgi turizmde çeşitliliği arttırdı. Doğal güzellikleri ile ünlü bölgede sayıları giderek artan otellere bungalovlar da eklendi. Yıllardır geçimini çay ve fındık ile sağlayan bölge halkı bahçelerde söküme giderek turizme yönelirken, plansız ve kontrolsüz yapılar tehlikeyi de beraberinde getirdi.
Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, dün Rize’nin Ardeşen ilçesinde konuyla ilgili yapılan toplantıda tehlikeye dikkat çekerek gün geçtikçe sayısı hızla artan bungalovlarla ilgili “Dere yatağı içinde olanlar var. Taşkın sahası içinde olanlar var. Heyelan sahası içinde olanlar var. Bunlarla ilgili tespitlerimizi yapıyoruz. Bizim bungalov yapılarına veya ilave alternatif turizm yapılarına ihtiyacımız var. Biz bu ihtiyacımızı hukuki ruhsatlı zeminde gidermenin yollarını açacağız. Onların nereye konulabileceği, nereye konulamayacağı yasal sınırlarla belli” açıklamasında bulundu.
Vali İhsan Selim Baydaş gibi Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu da yaşanan soruna dikkat çekerek “1-2 yıla kalmaz çok kötü sonuçlar doğuracaktır. Çünkü kapasitenin fazlası her zaman zarardır” ifadelerini kullandı.
Bungalov turizminin Rize’den başladığını belirten Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, kontrolsüz ve sağlıksız büyümenin 1-2 yıla kalmaz çok kötü sonuçlar doğuracağını söyledi. Kapasitesinin fazlasının her zaman zarar olduğuna dikkat çeken Aksu, “İnsan vücudu bile fazlasını aldığı zaman her şey zarardır. Evet bungalov turizmi Rize’de daha çok Trabzon’da ise çok fazla gitmedi ama gördüğüm kadarıyla tüm çay bahçeleri kesilip bungalov yapılıyor. Tabii ki turizm büyürken dengeli ve seviyeli büyümesi lazım. Her yere, her ortamda illa bir turizm işletmesi açmak zorunda değiliz. Yani ben büyük bir tehlike olarak görüyorum. Orada büyük yatırımcılar, marka oteller var. Bu konuda özellikle markaların zarar görmesiyle şehrimiz de zarar görür. Yani düşünün ki bugün yarın tüm marka oteller bu bölgeden çekilirse hem iskan olarak hem de marka değeri olarak bölge zarar görecek" dedi.
Bungalovların otellere göre çok ucuz olmadığını da ifade eden Aksu, “Fiyat olarak aslında çok ucuz da değiller. Aslında bakıldığı zaman şöyle şimdi benim mesela bir oda maliyetim misal olarak bin lira. Benim o maliyetimin içerisinde vergi var, her şey var. Yani benim bir oda odanın bana maliyeti 800-900 liraya geliyor. Ama o kişilerin hiçbir maliyeti yok. 5 kişiyle kocaman otel işletebiliyorlar. 7-8 yıl önce gelen Arap sektörümüz, Orta Doğu sektörü üst seviyeydi. Aslında bakıldığı zaman evet 6 kişi bir evde kalıyor. Diyor ki 6 kişi bir otelde kalsak üç tane oda alacaklar. Bizim şuan fahiş fiyatlarımızda yok. Çünkü inanın ki bizim giderimizle otelden aldığımız gelir aslında inanılmaz küçük farkları oldu. Bu da zarar. Fiyat derken şu anda Trabzon’da o oteller uçuyor diye bir şey yok. 200-300 liraya kahvaltılı kalacak oteller oldu. Çünkü işletmeci ne yapsın? Yani etrafı devamlı kaçaklarla dolu olan bir yerde ne yaşatacağını düşünerek de kendini kurtarmaya çalışıyor. Bunun yanında bu kayıt dışı tesislerde Allah göstermesin herhangi bir olay, yangın, sel, heyelan veya cinayet gibi olaylar olduğu zaman bunun vebalini kim verecek? Ayrıca bu tesisler kayıt dışı olduğu için vergisi kaydı da yok” şeklinde konuştu.