Son zamanlarda, Davutoğlu, Gül ve Arınç gibi isimlere büyük haksızlıklar yapıldığı, söz konusu kişilerin bu durum karşısında devamlı sessiz kaldıkları, kısacası mağdur oldukları/edildikleri şeklinde bir akım ön plana çıkarıldı.

Bu eğilim kendi içerisinde kısmi haklılıklar taşısa da (bir takım kişilerin linç kampanyası yürüterek ölçüyü kaçırması gibi), son gelişmeler ile beraber, bazı muhatapların çokta masum olmadığı görülüyor.

Eski Cumhurbaşkanı Gül, bugün yaptığı basın açıklamasında net bir şekilde 'Gerekli mütabakat sağlanmadığı için seçime dahil olmuyorum' demiştir -ki- konuşmasının ilerleyen kısımlarında henüz tüm kapıları kapatmadığını da ima etmekten çekinmemiştir.

Yani açıklamasının bu bab da ki özeti, 'Talep görmediğim için aday değilim, görürsem vazifeden kaçınmam' şeklinde olmuştur. Bunun yanında devam eden 13 dakikalık konuşmasında 'Benim bilgi ve tecrübelerim' cümlesini en az 4-5 defa kullanmış, geri kalan bölümlerde ise 'Karamollaoğlu'nun girişimi doğrultusunda görüşmemiz, benim iradem dışında gelişmiştir' gibi tuhaf söylemlerle, ciddi bir 'kibirlilik' içerisinde olduğunu net olarak yansıtmıştır.

Sonuç olarak, siyaseti ve gündemi takip eden vatandaşın nezdinde, Gül'ün bu tavrının arkasında;

Gerek Cumhurbaşkanlığı, gerek sonraki süreçte, tabanın Erdoğan'a olan bağlılığı/düşkünlüğü sebebiyle bir 'geri planda kalmışlığın' ve mevcut seçim sürecine adaylığı durumunda da, kendisini Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtan irade tarafından asla tasdik/taviz göremeyeceğinin SANCISI/YANSIMASI olduğu anlaşılmıştır.