Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Türkiye’nin tarım sektöründe stratejik öneme sahip olan buğdayın alım fiyatının ton başına 9 bin 250 TL olarak açıklandığını ancak bu fiyatın çiftçilerin beklentilerini karşılamadığını söyledi.
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan fiyatın üreticileri hüsrana uğrattığını ve odanın sayfasında bile paylaşamadıklarını ifade ederek, "Merkez Bankası politika faizinin yüzde 50, piyasa faizinin 65-70 puanlarda olduğu yerde, geçen sene 8 bin 250 TL olan buğday fiyatı bu yıl 9 bin 250 TL açıklandı. Bakanlığın hasat başlamadan alım fiyatlarını açıklaması gerekirdi. Adana’da buğday hasadı bitti, fiyatlar açıklandı. Üreticiler ürünlerini satarken TMO’yu beklemelerini söylemiştim. Geldiğimiz noktada iyi ki beklememişler diyorum. Buğday fiyatları en az politika faizi oranında açıklanmalıydı" dedi.
Buğdayın sadece temel bir gıda maddesi olmanın ötesinde, ekonomik büyüme, istihdam ve sanayi üretimi açısından kritik bir rol oynadığına dikkat çeken Doğan şöyle devam etti:
"Türkiye’deki buğday üretimi, gıda güvenliğinin sağlanmasında ve ülke ekonomisinin güçlenmesinde anahtar bir faktör olarak öne çıkıyor. Buğday, Türkiye’nin tarım sektöründe stratejik bir ürün olmanın ötesinde, ülke ekonomisine ve çeşitli sektörlere önemli katkılar sağlamaktadır. Sürdürülebilirlik açısından buğday üretimi, Türkiye için vazgeçilmez bir değere sahiptir. Buğday üreticilerinin desteklenmesi ve bu stratejik ürünün verimli bir şekilde değerlendirilmesi, ülkenin genel refahına önemli katkılar sunacaktır."
Doğan şöyle devam etti:
"Özellikle gübre, ilaç ve mazot gibi temel girdi maliyetlerindeki artışlar, çiftçilerin kar marjlarını daraltmış durumda. Çiftçilerin, bu şartlar altında sürdürülebilir bir üretim yapması zor. Ton başına 9 bin 250 TL olarak belirlenen fiyat, çiftçilerin beklentilerini karşılamaktan uzak kaldı. Aynı zamanda bin 750 TL’lik prim desteğinin de bir yıl sonra verilecek olması, enflasyonist ortamda bu rakamın değer kaybetmesine neden olacaktır. Alım fiyatının artırılması ve prim destek ödemelerinin erken yapılması üreticileri biraz da olsa rahatlatacaktır. Daha sürdürülebilir ve destekleyici politikalarla, yetkililerin alacağı önlemler, sadece çiftçilerin değil, tüm toplumun refahını artıracak ve gıda güvenliğini sağlayacaktır" diye konuştu.