Yunus Emre Enstitüsü (YEE), dünya çapında Türkiye’yi anlatmaya ve Türk kültürünün hayatlara dokunduğu nice hikâyenin odak noktasında yer almaya devam ediyor.

Yunus Emre Enstitüsü, 2009 yılında yurt dışında faaliyetlerine başlayarak, kısa sürede dünya genelinde Türk kültürünün tanınması ve Türkçenin yaygınlaştırılmasına yönelik yüzlerce faaliyeti hayata geçirdi. Enstitü, Türkiye’nin uluslararası alanda bilinirliğini artırma misyonu kapsamında yürüttüğü çalışmalarının yanı sıra Güney Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya uzanan temsilcilikleri aracılığıyla geniş bir coğrafyaya Yunus Emre’nin hoşgörü felsefesini taşıdı.

Enstitü, dünyanın dört bir yanında Anadolu’nun köklü kültürel mirasını ve Türk kültürünü tanıtarak, uluslararası alanda Türkiye’nin hikâyesini anlattı. Kimi zaman binlerce yıllık geçmişin sofralara yansıdığı gastronomi faaliyetleriyle, kimi zaman ise müziğin evrensel tınısıyla kalplerin birleştirildiği etkinliklerle dünyanın her bir köşesinde güçlü bağlar kuruldu. Enstitü, gerçekleştirdiği faaliyetlerle edebiyat, sanat, müzik, gastronomi ve el sanatları başta olmak üzere medeniyetler beşiği Anadolu’nun hayranlık uyandıran değerlerini dünya sahnesine taşımaya devam ediyor. “Gelin tanış olalım” şiarıyla farklı coğrafyalarda Türk kültürünün tanıtılmasının yanı sıra kültürel diyaloglara zemin oluşturularak geleceğe uzanan kalıcı bağlar Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla kurulmaya devam ediyor.

Dünya tarihine ışık tutacak izler için Anavarza antik kentinde ilk kazma vuruldu Dünya tarihine ışık tutacak izler için Anavarza antik kentinde ilk kazma vuruldu

“Dünyaya anlatacak çok sayıda hikayemiz var”

YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy, Enstitü’nün faaliyetleriyle dünya çapında Türkiye ile bağ kuran kişi sayısının artmasına ilişkin, “2009 yılında yurt dışında Türkiye’yi ve Türkiye’nin kültürel öğelerini tanıtmak amacıyla çıktığımız bu yolda dünyaya anlatacak çok sayıda hikâyemiz var” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Aliy, “Gerçekleştirdiğimiz projeler ve faaliyetlerin de ötesinde dünyanın farklı noktalarındaki kişilerle kalıcı bağlar kuruyoruz. Hayata geçirdiğimiz projelerin esasen arka planında Türkiye’ye ve Türk kültürüne ilgi duyan çok sayıda kişinin birbirinden özel ve çarpıcı hikâyesi var. Türkiye’nin kültürel zenginliklerini dünyanın dört bir yanına taşıdığımız 60’ın üzerinde ülkede Türk kültürüne gösterilen ilgi en büyük motivasyon kaynağımızdır. Dünya çapında Türkiye’ye ve Türk kültürüne duyulan ilginin tezahürüne şahit olmak bizi ziyadesiyle mutlu ediyor. ‘Türkiye Yüzyılı’nda 90 temsilciliğimiz marifetiyle yurt dışında Türkiye’nin kültür kapılarını açmaya ve Türkçenin yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetlerimize devam edeceğiz” dedi.