Türkiye’de 2050 yılına kadar karbon salınımının sıfıra indirilmesi için başlatılan çalışmalar tüm sektörlerde olduğu gibi turizmn sektöründe de devam ediyor.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, başlatılan çalışmalardan sonra Türkiye’de bulunan 22 binden fazla konaklama tesisinin yarıdan fazlasının kriterleri yerine getirmeye başladığını söyledi.
Dünya Turizm Örgütü’nün, sürdürülebilir turizmi “Mevcut ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini tam olarak hesaba katan, ziyaretçilerin, endüstrinin, çevrenin ve ev sahibi toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan turizm” olarak tanımladığını söyleyen Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar İhlas Haber Ajansına yaptığı açıklamada, "Bu projenin adı aslında Türkiye sürdürülebilir turizm kriterleri ve programı. Bu program TGA ve Kültür Turizm Bakanlığımız aracılığıyla yürütülüyor. Kapadokya Üniversitesi bu konuda danışmanlık hizmeti veriyor. Turizm yaparken turizm faaliyetlerini yaparken hem doğal tarihi güzelliklere zarar verilmemesi hedefleniyor. Daha da önemlisi karbon ayak izi gibi, su sarfiyatı gibi konuların kayıt altına alınması, işletmeler tarafından takip edilmesi ve peyderpey azaltılması hedefleniyor” dedi.
Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Türkiye’nin su stresi olan bir ülke olduğunu belirterek, “Su kaynaklarımız bizim için çok kıymetli ve bunların turizmde kayıtlı kullanılması gerekiyor. Karbon ayak izi yine Türkiye Paris Antlaşması’nın parçası olduğu için 2050 yılına kadar karbonu sıfırlamaya gayret ediyoruz. Bu konuda hükumetimizin çok önemli çalışmaları var. Turizm sektörü de sayın bakanımız sayesinde gerçekten bu konuda dünya çapında ilk adım atanlardan biri oldu” dedi.
Türkiye’nin, Avrupa çapında en fazla sürdürülebilir otele sahip olan ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Karasar, “Turizm sektörümüzü ve konaklama sektörümüzü tebrik etmek lazım. Bu kriterler yayınlandığından itibaren en hızlı şekilde kendisi adapte etti. Şu anda Türkiye’deki 22 biden fazla konaklama tesisinin yarıdan fazlası çok ciddi şekilde hem karbon ayak izlerini, hem su sarfiyatlarını, hem de bütün sürdürülebilirlik kriterlerini takip ediyorlar, dokümante ediyorlar ve azaltma yolunda önemli adımlar atıyorlar. Aslında bir konaklama sektöründe bir odada günlük 20 ila 40 litre arasında su sarfiyatı bekleniyor. Turizmde farklı farklı çözümler olduğunda çok yüksek seviyelere gelebiliyor. Bu gerçekten su stresi olan bölgelerde anlamsız ve gereksiz sarfiyatlara sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.