Türkiye’de gündemde yer alan başıboş sokak hayvanları sorununun çözümüne yönelik düzenleme hazırlıkları sürerken, sokaklarda sahipsiz köpek istemeyen vatandaşlar yetkililerden çözüm bekliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı’nın ortak çalışmaları ile tekrar gündeme gelen başıboş sokak hayvanı sorunun çözümünde sona yaklaşıldı.
Güvenli Sokaklar Derneği ve Türkiye Kadınlar Kültür ve Dayanışma Birliği tarafından ortak hazırlanan “Sahipsiz ve Başıboş Köpek Sorunu Raporu”nda sokak hayvanlarının etkilediği sağlıktan ekonomiye, turizmden yaban hayatına kadar birçok konuya değinildi.
Güvenli Sokaklar Derneği ile bir araya gelerek “Sahipsiz ve Başıboş Köpek Sorunu Raporu”nu hazırladıklarını aktaran Türkiye Kadınlar Kültür ve Dayanışma Birliği Başkan Yardımcısı Rezan Kartın, “Sokakta başıboş köpek olmasın, toplatılsın. Buna çare bulacak olan yetkililerdir diyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sokakta hayvan beslenmesini istemiyoruz”
Sokak hayvanları düzenlemesine ilişkin, “Başıboş köpeğin sokakta olmamasını istiyoruz” diyen Kartın, sokak hayvanlarından kaynaklanan sağlık sorunlarına dikkat çekerek, “Bunlardan bulaşan hastalıkların neticesinde maddi olarak çok kayıplar olduğunu görüyoruz. Bu raporda biz bunların hepsini belirttik. Sokakta hayvan beslenmesini istemiyoruz. Gelişigüzel her yerde yapılıyor. Aslında daha önceki yasada bu var. Her yerde başıboş köpek olsun veya hayvan beslemesi yapılmaması gerektiği var. Tabii denetim olmayınca bunlar uygulanmadı. Herkes her yerde o yemlemeyi yapıyor. Daha sonra bu köpeklerin sürü halinde dolaşması sağlanıyor. Çünkü belli yerlerde beslenme yapılınca çoğu kişiyle konuştuğumuz zaman söyledikleri şu, ’bizim sitemizin kapısında besleme, git kendi sitenin kapısında besle’ denildiği halde ’sen hayvanları sevmiyorsun’ diye o insanlara bir saldırı oluşuyor. Böyle bir baskı oluşmuş. Ama bunun baskıyla hayvanseverler veya sevmeyenler diye ayırt etmenin bir anlamı yok. Biz sokaklarımızda başıboş çocuklarımıza saldıracak köpeklerin olmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.
“Yetkililerden kısaca temiz bir yasa istiyoruz”
Düzenlemenin çıkmasının yanı sıra denetimlerin de önemine dikkat çeken Kartın, “Yasada da şunu istiyoruz, denetim de çok güzel olsun. Yani denetim olsun ki bunun karşılığını insanlar, ’ben burada bu hayvanı beslersem şu cezayı alacağım’ı bilsin istiyoruz. Eğer yapılıyorsa bu cezalar da uygulansın. Ama dediğim gibi temiz sokak istiyoruz. Hayvanlara da kıyılmasın deniliyorsa da gönüllüler beslemeyi göze alsın. Biz yetkililerden kısaca temiz bir yasa istiyoruz” dedi.
“Alnında saldırgan olmadığına dair bir işareti yok”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulması beklenen taslakta sokak hayvanlarının saldırgan olan-olmayan ayrımına gidilmesi konusunda endişelerinin olduğunu belirten Güvenli Sokaklar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Altuntaş, “Sokaktaki bir köpeğin kime nasıl saldıracağına dair bir şey bilemezsiniz. O çocuğa saldırır size saldırmaz. Bana saldırır hanımefendiye saldırır başka birisine saldırmaz. Yani alnında saldırgan olmadığına dair bir işareti yok” diye konuştu.
“Sahipsiz hayvanların biz kesinlikle başıboş olmamasını istiyoruz”
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 2004’te yürürlüğe girmesiyle, belediyelerin daha önce uyguladıkları artan hayvan nüfusunu seyreltme çalışmalarının fiilen yasaklandığını aktaran Altuntaş, “Sokakta başıboş köpek olmasın istiyoruz. Bu tabiatıyla fıtrata aykırı. Ayrıca diğer bir hususta 5199 sayılı kanun çıkarken 2004 yılında gerekçe olarak Birleşmiş Milletler UNESCO Hayvan Hakları Bildirgesi gerekçe gösterilmiş. Genel gerekçesinde de komisyon raporlarında da var. Biz Dışişleri Bakanlığı’na da sorduk. Böyle bir sözleşmenin, beyannamenin olmadığını söylediler. Birleşmiş Milletler, UNESCO’ya da sorduk, onlar da kabul ettikleri böyle bir bildirge olmadığını söylediler. Sadece orada bir şahıs, bir dernek yetkilisi orada okumuş 10 maddelik bildiriyi. Şimdi bu kanunumuzda peki olmayan uyduruk bir UNESCO bildirgesi yerine, çok açık ve net şunu istiyoruz ev hayvanlarının korunmasına dair Avrupa Konsey Sözleşmesi var. Türkiye bunu 2003 yılında kabul etmiştir. Bu sözleşmede başıboş hayvan tabiri vardır. Yani bu sözleşme sokakta başıboş köpek tabirini kabul etmiyor. Ev hayvanı vardır, evcil hayvan vardır, bir de başıboş hayvan vardır. 5190’da bu sayılı kanun ise sahipli-sahipsiz ayrımı yapıyor. Sahipsiz hayvanların biz kesinlikle başıboş olmamasını istiyoruz. Barınaklarda toplansın, hayvanseverler bunlara baksınlar” ifadelerine yer verdi.