Türkiye’nin yemeklik pul biber ihtiyacının büyük bir bölümünün karşılandığı Şanlıurfa’da isotun zahmetli üretim süreci başladı.
Tadı ve kokusuyla birçok yemeğe lezzet katan, çiğ köftenin olmazsa olmazı pul biber, kavurucu sıcakta zahmetli bir sürecin ardından tezgahlardaki yerini alıyor. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile birlikte sulu tarımın yaygınlaştığı Şanlıurfa’da ilkbaharda ekilen, bakım ve sulamanın ardından hasat edilmeye başlanan kırmızı renkteki biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor. İsot üreticileri tarafından pazarlardan veya tarlalardan satın alınan biberler, çalışan kadınlar tarafından yıkandıktan sonra saplarından ve çöplerinden ayıklanıyor. Daha sonra özel makinelerden geçirilen biberler yere serilen bezlerin üzerinde kurutulmaya bırakılıyor. Çeşitli işlemlerden geçen biberler, isot veya biber reçeline dönüşüyor. Kentte zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcak hava altında çalışan işçiler, aile bütçelerine katkı sağlıyor.
Şanlıurfa’nın tescilli ürünü isot, bu yıl tezgahlarda kalitesine göre kilogramı 300 ila 350 lira arasında satışa sunulması bekleniyor.
30 yıldır mesleğini sürdürüyor
Şanlıurfa’da 30 yıldır isot yapımında çalışan 70 yaşındaki Emine Işıkay, “Önce elle temizliyoruz. Ondan sonra makineye parçalamaya gönderiyoruz. Makinede parçalandıktan sonra bezlerin üzerine seriyoruz. 2-3 gün kurutulmaya bıraktıktan sonra tekrar topluyoruz ve karartmaya bırakıyoruz. Karartma yapıldıktan sonra tekrar kuruması için bezlere seriyoruz. Son olarak makiden geçirilerek pul biber yapılır. Çiğköfte ve lahmacun için hazır oluyor” dedi.
İsot üreticisi Yakup Işıkay, sezonu açtıklarını belirterek, “Bismillah diyerek yeni sezonumuza başladık. Hayırlı olur inşallah. Sabah hal pazarına gidip tarladan yeni toplanan biberleri alıp getirdim. Bunun pul biber olarak hazır hale getirilmesi bir haftayı buluyor. Sıcak hava ile birlikte biberin acılığı işimizi zorlaştırıyor. Hava sıcaklığı gün oluyor 45-46 dereceye çıkıyor. Bu yüzden zaman zaman elimiz vücudumuz yanıyor ve zor oluyor” diye konuştu.