Kütahyalı sanatçı Naciye Temerit, tezhibin hem ruhen, hem de bedenen birlikte yapılan bir sanat olduğunu ifade etti. Temerit, tezhip sanatına 2009 yılında hocası Nesrin Şarlıgil’de kursa başladığını ve şimdiye kadar bir çok eser ürettiğini belirtti.

Tezhip sanatı ile ilgili bilgi veren Naciye Temerit, "Sayfalara ayet numaraları, sure isimleri yazılırken ecdadımız, ’Sure ve sayfaların yazıldığı bölümleri, vahiy olan ayeti kerimelerden ayıralım ve bir karışıklık olmasın’ diye düşünmüş ve Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ’Allah güzeldir, güzel olanı sever’ hadisinden yola çıkmışlar. Bu hadisin vesileyle ecdadımız, Kur’an-ı Kerim’in kenarlarında yer alan sayfa ve sure isimlerinin yazıldığı bölümleri güzelce süslemeye karar vermişler, tezhip bu şekilde başlayan bir sanattır" diye konuştu.

Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti

Temerit, "Tezhip sanatı süsleme sanatıdır. İslam kabul olduktan sonra hatlar, ayetler süslenmiş fakat tezhip esas köken olarak Uygur Türklerinden gelmektedir. Bu sanatı ilk olarak Uygurlar kullanmış, daha sonra İslam’la birlikte hatlarda kullanılmış. 22 ayar altın kullanılarak yapılmış bu sanat Selçuklu döneminde ve Osmanlı döneminde gelişerek devam etmiş, Cumhuriyet dönemi sanatçıları ile birlikte günümüze kadar gelmiş. Hala daha ülkemizde çok güzel bir şekilde devam ettirilmektedir. Tasavvuf boyutu da olan insanın içindeki güzellikleri ayetlerin etrafını süsleyerek kullandığı bir sanat. Kurs veriyorum, tezhip kursuna 2009 yılında Evliya Çelebi konağında Nesrin Şarlıgil hocamla birlikte başladım. 12 yıl hocamla birlikte ders yaptık. Daha sonra kendisinden icazet aldım. 3 yıl Kütahya Olgunlaşma Enstitüsü’nde çalıştım, daha sonra Korona ile birlikte kurslar kapandı. Koronadan sonra ben 2 yıldır Kütahya Halk Eğitim Merkezinde ders vermekteyim. Bununla birlikte Kütahya Evliya Çelebi konağında da derslerimiz devam etmektedir. Eğitim aldığım konakta. Aslında esas hedefim, tabii ki orta yaş grubunun tezhibi sevmesi çok önemli ama gençlerin sevip bu sanatla ilgilenmesini isterim, yani bu büyük bir arzum. Hem geçmişi geleceğe bağlayan bir sanat hem de vakti güzel değerlendirmeyi sağlayan, insanın ruhuna iyi gelen bir sanat. Herkesin bunu yaşamasını istiyorum. Altın varanklar, Arap zamkıyla birlikte elle ezilen bir malzeme fakat günümüzde İstanbul’da bulunuyor, hazır alıyoruz. Jelatinli su ile inceltip eserlerimizde kullanıyoruz. Tamamen 22 ayar. Bazılarına göre bu lüks gibi gelebilir ama Osmanlı Cihan Devleti altının en çok Allah’ın adına yakıştığını düşünmüşler ve o şekilde kullanmışlardır. Klasik tarzdaki tezhip altınlamak kelimesinden geliyor zaten, tezhip altınlamak demektir. Klasik sanatların tamamı insanın ruhunu iyileştiren şeyler ama özellikle tezhip benim için yaşam tarzı. Tezhipin ruhunun da olması, belli bir tasavvufi boyutunun olması lazım. Yani hem ruhen hem bedenen birlikte yapılan bir sanat. Bence insanı güzelleştiren, ruhuna iyi gelen ilaç" şeklinde konuştu.

Temerit, hedefinin kişisel sergi açarak, eserleri sanatseverlerinin beğenisine sunmak olduğunu sözlerine ekledi.